BARLAS'IN GÖZÜNDEN
Kendimi aşırı çaresiz hissettiğim bi dönemde'ydim. Ben insanları ne kadar anlasamda insanlar asla beni anlamıyolardı. Açıkcası insanların beni önemsemesi, anlaması pek umrumda değildi. Ama Beril'in beni anlamaması canımı çok yakıyodu. Ne beraber yapabiliyoduk nede ayrı. Aslında sezen aksu'nun "Tükeneceğiz" şarkısı bizi anlatıyodu. En sevdiğim şarkılardan biriydi.
Beril hala gözünü açmamıştı. Bende gram uyuyamıyodum. Kafam çok karışıktı. Ellerimde hala Beril'in kanı vardı. Elimi yüzümü bile yıkamamıştım. Gidip üstümü bile değiştirmemiştim. Beril'in yanından ayrılamıyodum. Ya ayrılırsamda bişey olursa diye çok korkuyodum.
Ozan, Bartu, Buse ve Buğra hala yanımdaydılar. Beril'in annesine haber vermemiştim ki zaten istesede buraya gelemezdi. Yurt dışına çıkmıştı ve Türkiye'ye uzun bi süre dönmeyi düşünmüyodu. Beril tam kırk sekiz saat önce yoğun bakıma girmişti. Tam iki gündür hepimiz hastanedeydik. Kimse bi kere bile evine gitmemişti. Beril sadece bi kere gözünü açmıştı. Çaresiz bi şekilde, hepimiz bekliyoduk.
Doktor yanımıza doğru yaklaşıyodu. "Beril hanım'ın eşi nerede" dediği sırada ona doğru yaklaştım. "Benim, ne oldu ki" dediğim sırada kötü bişey olduğunu düşünmüştüm fakat olmamıştı. Tam tersi iyi bişey olmuştu. "Beril hanım gayet iyi normal odaya alıyoruz bu gece veya yarın yanına girebilirsiniz. Dinlenmesi gerekiyo" dedi. Buse yanımıza geldiğinde yüzünde gülümseme oluşmuştu. "Teşekkür ederiz söylediğiniz için" dedi Buse ve daha sonra Doktor gitti.
O anki sevinçle Gidip hem Bartu'ya hemde ozana sarıldım. Busede Buğra'ya sarıldı. Buse ve Buğra çok iyi kardeştiler. Tanıdığım kadarıyla her zaman beraberdiler. Artık eve gidip üstümü değiştirip gelebilirdim. "Gençler ben gidiyorum artık bi üstümü, başımı değiştireyim. Duşa falan'da giricem zaten" dedikten sonra hepsi anlayışla karşıladılar.
Aşağı otoparka indim ve arabama binip eve doğru yola çıktım. Beril iyi olduğu için bende iyiy'dim. Aslında Beril'e bu kadar bağlanacağımı asla düşünmezdim. Bağlanmak istemedim doğrusu. Onu kaybetmekten korktum. Geçiçi olarak değil temelli kaybetmekten korktum. Biz Berille normal bi ilişki kurabilirdik. Hatta Beril benimle olmayabilirdi belkide. Yanımda olması bile, onun için bi tehlikeliydi.
Beril benimdi. Benim sevgilimdi. Buna bile şükredebilirdim. İlk başlarda ne kadar kötü davransam da kıyamıyodum. Beril beni değiştirdi. Beni kibar biri yapmıştı. Fakat sadece ona karşı böyleydim. Ben Beril'i tanıyana kadar gülmeyi bilmeyen bi adamdım.
İkimizde şirketteyken Babasının odasının katına beraber çıkmıştık. O giderken ona bakıyodum. Çok güzeldi.. Ona baktığım sırada oda bana bakmıştı. Hayatım boyunca ilk defa orda utanmıştım ben. İlk karşılaşmamız hala aklımdaydı. Bana bakıyodu bende "daha bakmaya devam edicek misin" demiştim. Tabi o sıralar şirket sahibinin kızı olduğunu bilmiyodum.
Eve vardığımda içeri girer girmez odama çıktım ve sıcak suyun altına girdim. Rahatladığımı her zerrem hissediyodu. Bu odaya girmeyeli bi kaç gün olmuştu. Herşey aynıydı. Tek eksik bizdik. Hala aklımdan çıkmayan bi şey var. Biz nasıl bebeğimizi kaybetmiştik. Beril hiç mi test yaptırmamıştı.
Önder'i adamlarım değil ben kendi ellerimle öldürücektim. Biraz daha canımı sıkarsa gerçekten canını yakmayı düşünmüyodum. Direk öldürmeyi planlıyodum. Hatta acısız bi şekilde değil. Acı çekerek öldürücektim. Kendi yalvarıcaktı bana öldürme beni diye.Duştan çıktıktan sonra havlu yardımıyla saçlarımın ıslaklığını alıyodum. Saçımı yapmicaktım. Beril saçımı doğal şekilde seviyodu. Direk beni doğal halimle daha çok seviyodu. Beril'de doğal haliyle mükemmel biriydi. Hatta her haliyle mükemmel biriydi.
Saçları, gözleri, dudakları herşeye bedeldi. Kısacası her zerresi mükemmel'di. Canımı şuana kadar çok yakmamıştı. Fakat ben onun canını çok yakmıştım. Allah belamı vermişti.
Beril'den gelen herşeye razıydım. Hızlıca üstüme spor şeyler giyip evden çıktım ve Beril'in en sevdiğim arabama bindim. Beraber evimize dönücektik bu arabayla. Hastaneye doğru yol aldım ve giderken Beril'in en sevdiği tatlılardan ve hamur işlerinden aldım. Beril yemek yemeyi çok seven biriydi. Yemek yerken çok tatlı oluyodu. Biz zorla sevgili olmasak bile ben yine onunla olmak isterdim. Bundan emindim.
Hastaneye vardığımda hızlıca yukarı çıktım. Beril erkenden gözlerini açmıştı. Buğra içerdeydi sadece ve konuşuyolardı. Daha doğrusu buğra daha çok konuşuyodu. Bu çocuğunda naptığını anlayamıyodum. Tek bildiğim şey Beril'e olan ilgisiydi.
Bartu yanıma geldi ve kulağıma fısıldamaya başladı. "Abi bu buğra denen sikik çok sinir bozmaya başlıyo. Beril'e olan yakınlığı falan"dedi." Biliyorum amına koyayım bidahaki yakınlığında kötü şeyler yapacağım haberi olmicak"dedim. Buğra Beril'in alnına bi öpücük kondurup odadan çıktığında kendimi tutamıyodum. Sinirim bozulmuştu fakat hastanedeyiz diye bişey yapmama kararı almıştım. İçeri girip Beril'in yanına oturdum. "Nasılsın güzelim. Neden yaptın bunu kendine Beril. Beni korumana gerek yoktu ben kendimi koruyabilirdim. Beril" diyip sustum. Beril yüzüme bile bakmıyodu. Konuşmaya devam ettim. "Bebeğimizi kaybettik" dediğim sırada gözünden yaşlar geldi. İkimizinde canı çok yanıyodu. Hiçbişey söylemeden odadan çıktım. Beril gözyaşlarını tutamayıp ağlamaya başlamıştı. Buse girdi yanına ve konuşmaya başladılar.
Buse Beril'i mutlu ediyodu. Berilde buseyi kısa bi süre içinde mutlu edebiliyodu. Aralarında çok güzel bi bağ vardı. Tabi Buğra sikik'i hala Beril'in yanından ayrılmıyodu. İkidebi benim güzel sevgilimin yanına giriyodu ve ben hiçbişey diyemiyodum. Beril ona karışılmasında hiç hoşlanmıyodu ve bende yapmıyodum.
Tam şuan merak ettiğim tek bi şey vardı. Belkide geçmişte Buğra ve Beril büyük bi ilişki yaşamıştır. Buğra'da hala Beril'i unutamamıştır. Belkide gerçekten herşey böyleydi. Beni kandırıyolardı. Beril'le şuana kadar çok şey yaşamıştık fakat her seferinde barışıyoduk. Beril şuan gayet iyiydi fakat ne zaman tamamen çıkardık pek emin değildim.
Beril'in yanına girdiğimde Buğra kollarını bağdaş yapmış duvara yaslanmış bizi izliyodu. Bize dik dik bakıyodu. Sanki Beril benim değilde onun sevgilisiymiş gibi davranıyodu. Bu benim aşırı sinirimi bozsada asla bişey söyleyemiyodum.
Tekli koltuğu çekip oturdum ve konuşmaya başladım. "Beril bak ben sana açık konuşmak istiyorum yani yalan söylemek istemiyorum. Buğra'nın haraketleri bana aşırı saçma geliyo. O sikik sana böyle davranamaz" dediğim sırada lafımı böldü. "Barlas bak ölümden döndüm. Artık sen benim hayatımda değilsin. Sen benim sevgilim değilsin yani artık benim hayatımda yoksun benim için. Biz tam şuan ayrıldık ve herşey bitti tamam mı sen yoluna ben yoluma çıkabilirsin odadan" dediği sırada hiçbişey söylememe izin bile vermemişti.BERİL'İN GÖZÜNDEN
Ne kadar gitmesini istemesemde bunu yapmak zorunda'ydım. Barlas değişmişti iğrenç bi adama dönmüştü. Belkide bu ikimiz içinde iyi bişey olucaktı. Hayatımdan tamamen çıkart'mıştım. Buğra bana karşı artık kat kat daha yakın davranıyodu. Gözleri kıpkırmızıydı. Sanırım çok ağlamıştı. Barlas'ta uykusuz gibiydi. Üstü başı tertemizdi. Saçları sevdiğim gibiydi. Doğaldı.Her insan doğal daha güzeldi bence. Barlas'ta öyleydi. Kendimi iyi hissediyodum. Hatta umarım yarın çıkartılardı beni. Eğer şuana kadar karnımın şişliğini kiloya vurmasaydım hastaneye gitseydim böyle olmazdı. Barlas uğruna bebeğimle kendimi tehlikeye atmazdım. Barlas belkide bu çocuğun başkasından olduğunu düşünüyodu fakat öyle değildi. Asla Barlas'a öyle bişey yapamazdım..
ŞİMDİ Bİ AÇIKLAMAYLA GELDİM. ARKADASLAR KÖTÜ YORUMLARINIZ UMRUMDA DEĞİL ACİKCASI YANİ PEK TAKMIYORUM BENDE BEĞENMİYORUM BÖLÜMLERİ CAN SIKINTISINA YAZIYORUM TUTUCAĞINI BİLE BİLE TAHMİN ETMEDİM AYRICA BARLAS İLERİDE İYİ BİRİİ OLUCAK VE BERİLDE GÜÇLÜ KADIN OLUCAK NEYSE EYVALLAHH
UQĞSLQD7W9DMWÜDUWOSM