♧BEYLİK YARIŞI/PART 2♧

1.8K 102 28
                                    

SATIR ARASI YORUM YAPARAK VE OY VEREREK SINIRI GEÇEBİLİRSİNİZ. SINIR GEÇİLENE KADAR FİNAL BÖLÜMÜ GELMEYECEK.
! SINIR 100 OY 100 YORUM !

*************************************************

Üç adam atlarının üstünde omuzları dik bir şekilde oturmuş, babalarının komutunu bekliyorlardı. Bahçenin sonuna ilk ulaşan kazanacaktı. Gözlerim tekrar sevdiğim adama değdi kazanacağından emin bakıyordu. Yanımda varlıklarını hissettiğim iki eltime değer gözlerim gülümsedi onları da çok seviyordum. Her ikisi de sevdiği adama gururla bakarken başlamalarını söyleyen komut bahçede yankılandı. Atlar hızla yarışa başlarken Mahinur'un sesini duydum. Kıvırcık sarı saçlarını eliyle geri atarak aşkla Giray ağabeye bakıyordu.

''Kesin benim kocam kazanacak!''

Herkes onun bu hallerine alışkın olduğu için yalnızca ufak kahkahaları ile onun sözüne tepki verdiler. Şu anda bütün kardeşler başa baş gidiyordu, aralarında milimetrelik farklar vardı. Diğer yanıma baktığımda yemyeşil gözlerini eşine diken kadına baktım o da kendi eşinden emin duruyordu fakat her zamanki gibi sessizdi. Düşüncelerimi atın sesi bölerken yarışın bitmiş olduğunu anladım. Mirza atını şaha kaldırmış zaferini kutluyordu.

''Ne o oğlum, bozuldunuz mu? Çok iddialıydınız, ne oldu yüzünüz düştü?'' Kardeşleri mağlubiyetin verdiği huysuzlukla ters ters ağabeylerine baktı. Kaybetmeyi sevmiyorlardı.

''Birde ağabey olacaksın, insan biraz taviz gösterir.'' Baran ağabeyin huysuz huysuz söylediği sözlerle hepimiz gülerken çoktan yanımıza kadar gelmişlerdi. Atlar tekrar yerlerine giderken Mirza alnını cebinden çıkardığı mendili ile silerek babasının yanına ulaştı. Koca iki çınar gibi dikiliyorlardı. Gözlerini kardeşlerine dikerek babasına yöneldi.

''Ne dersin alsam mı ellerinden silahlarını?'' Mehmet bey yılların verdiği izlerle kırışan yüzünde hafif bir tebessüm oluşturdu. Kaybeden iki oğlununda sırtını sıvazlayarak derin bir nefes alıp konuştu.

''Ben onları size benden yadigar olarak verdim. Mirza'nın belindeki yıllardır ağa olana verilir ama benim size verdiklerim baba yadigarıdır. Silah namustur bunu iyi bilirsiniz. Herkesin silahı kendi belinde kalacak, namusunuza nasıl sahip çıkıyorsanız ona da sahip çıkacaksınız.''

Tüm bahçe gülüşmelere şahit olurken silahlar ortadan kaldırılıyordu. Kulağıma çalınan sözlerle olduğum yerde dikili kaldım. Dünya sanki dönmeyi bırakmıştı ve bu sözlere lanet ediyordu. Yüzümde gülüşüm sönerken arkama döndüm. Havin Hanım'ın sözleri yine bir yılan olmuş Zeran'a zehrini akıtıyordu. Havin hanım bu defa sınırı aşmıştı.

"Keşke herkes namusuna sahip çıksa, kimden peydah ettiğin belli olmayan çocuklarınla oğlumun koynunda yatıyorsun."

**************************************************

İnsan dünya üzerindeki en tehlikeli varlıktır. Karşısındaki canlıya zarar verebilecek ne varsa kullanabilir. Duyguları ve hayatı değişkendir. Yıllar önce sizinle dost olan belki dakikalar sonra sizi sırtınızdan yaralayabilir. Bu her zaman fiili bir yaralama olmaz. Bir duruş da bir söz de insanı yaralar.

Karşımda kayınvalidesine itirazlarını sürdüren kadını izliyordum. Başlarda ona kucak açan kadın şimdilerde onu yerden yere vuruyordu. Derdini anlatmaya çalışan kadını es geçerek gözlerimi asıl kişiye diktim. Sözleriyle derin yaralar açmayı artık bırakması gerekiyordu. Bu eziyet artık bitecekti. Sınırlar aşılmıştı ve bu iki kişinin sorunu olmaktan çoktan çıkmıştı. Durum bu şekilde ilerlerse ailemizi etkileyecek sorunlara gebe kalacaktı. İkiliye yaklaşarak sabırla bir nefes aldım.

AŞEKA(Doğunun Güçlü Kadınlarına)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin