Herkese merhaba, bu defa iyiyim diyemeyeceğim ülkemizin durumu malum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Allah geride kalanlara sabır versin en büyük temennimiz bu ateşin bir an önce dinmesi...
Bölümü nasıl yazdığımı inanın bilmiyorum inşallah beğenirsiniz.
Yıldızları parlatıp yorum yapmayı unutmayın...
İyi okumalar.
***************************************************************************
******************************
Seni bekleyişimin adı yok... Sadece yüreğimde lal olmuş dua'msın...-Mevlana-
***************************************************************************
******************************
Sevdanın şahit olduğu dakikalara akan güzel tınılar kalbimin ritmini hızlandırıyordu. Sevda ele avuca sığmıyor bütün kudretiyle bizi sarmalıyordu. Türkünün sözleri ağzından ezgiyle dökülüyorken gözlerini gözlerimden hiç ayırmamıştı. Güzel gülümsemesi dudaklarında yer edindiğinde son sözleri söylemiş dudaklarıma mührünü yerleştirmişti. Saniyelerin veya dakikaların önemi yoktu, önemli olan sevdiğinle nefes almaktı. İçine düşen küçücük tohum filizlenip salındığında sen diye bir şey kalmazdı. Seni senden alır bizi ortaya çıkarırdı.
''Seni seviyorum aşeka...''
Yüzümü kavrayan ellerine ellerimi uzattığımda gülümsemişti. İkimizin de yüzünden mutluluk satır satır okunuyordu. Dilinden dökülen kelimeyle bir kez daha düşünmüştüm, sürekli aşeka diyordu. Anlamını bilmiyordum fakat o söylediği anda kalbimdeki sevgi artıyordu.
''Bende seni Mirza ağa... Bende seni seviyorum.''
Ne kadar öyle kaldık ne kadar gözlerine baktım bilmiyordum. Zaman kavramı anlamını yitiriyordu, ömrümü yeşillerinden okuyordum. Saçlarımda gezinen ellerinin hükmü bütün bedenime yayılıyordu. Karnım izin verdiğince göğsüne dayanmış gecenin sessizliğinde savruluyordum. Aklıma söylediği geldiğinde kafamı kaldırarak gözlerine baktım.
''Mirza?''
Gözlerini diktiği semadan ayırıp gözlerime odaklamıştı. Gecenin karanlığı gözlerindeki yeşillere gölgesini eklemişti. Alnındaki birkaç küçük damlayla saf güzelliğini ortaya seriyordu. Erkeğin güzeli olur muydu bilmiyorum fakat sevdiğin her şeyin güzeli oluyordu.
''Efendim güzelim?''
Derin bir nefes alıp sorumu gözden geçirdim, cevap vermesini ümit ediyordum.
''Aşeka ne demek?''
Gülümsemesi yüzüne yayılırken kendini doğrulttum beni de tekrar kendine yaslamıştı. Yüzüme düşen saçlarımı geriye doğru atıp derin bir nefes aldı.
''Aşeka farsça bir kelimedir Buğlem, bir sarmaşığın adıdır. Eskiler aşkın kökü bu kelimedir derler... Sarmaşık bir ağaca dolanır, onu öyle sıkı öyle güçle sarar ki ağacın gövdesi bir zaman sonra besin alamaz. Yavaş yavaş öldürür, kurutur ağacı... Ondan aldığı güçle ayakta kalan sarmaşıktır, geriye kurumuş bir beden bırakır.''
Kaşlarımı çatmış onu dinliyordum. Anlattıkları güzel şeyler olsa da ölüme sebep olan bir sarmaşığın adıyla seslenmesi aklımdaki çarkların seslerinin artmasına neden oluyordu. Kaşlarımı çattığımı gördüğünde devam etti.
''Çatma kaşlarını küçük, kötü bir şey söylemiyorum... Hatırlıyor musun tepede bana taş kalbini sarıp onu sevgiyle boğacağım demiştin? Benim kalbim nefrete bulanmış ağaç gövdesiydi hatun, besini nefretti ama sen onu aşkınla sarıp besinini tükettin. Nefreti çekip sevdayı bıraktın bu yüzden sana Aşeka diyorum. Sen benim Aşeka'msın, nefretimi aşka dönüştüren sarmaşıksın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞEKA(Doğunun Güçlü Kadınlarına)
General FictionYıkılmaz bedeninde kalbini saran nefretin zehriyle besleyen bir adam... Nefretin zehriyle beslendiği kalbe sevgisini sarmaşık gibi dolayan onu tüketen ve yok eden bir kadın ... *************** ''Sana sevgiyle yaklaşacak bir adam olmayacağım belki y...