♧GECENİN NAMUSU♧

17.5K 706 230
                                    

İYİ BAYRAMLAR :D 

Size hem seveceğiniz hem kızacağınız bir bölümle geldim :)

Bu bölüm Cansu Melike Kahveci için doğum günü hediyem umarım beğenirsin...

İyi okumalar, yıldızlar parlasın yorumlar coşsun ...

Sizin bana verecek bayram harçlığınız oy ve yorumlarınız olsun ;)

*****************************************************************************************************************

Kadın sever, adam bekler. Adam sever, kadın sever... Adam susar, kadın yine bekler. Adam gider, kadın biter!

- Nagihan Köse-

***********************************************************************************************

Uyuyup uyanmamaya yemin ettiğimiz geceler vardır. Ne kadar yemin etsek ne kadar dirensek de uyanmaktan başka çaremiz yoktur. Her akşamın karşılaşacağı bir sabahı vardır. Bitmeyecek sanılan gecelerde biter, gündüzlerde...

Gözlerimi açacağım yeni güne yeni birisi olarak başlayacaktım. İlklerimin başlangıcıydı bu gün... Evli olduğum ilk gün, kadın olduğum ilk gün, yeni evimdeki ilk gün bunlardan sadece bazılarını oluşturuyordu. Uykunun bilinmezlik dolu kollarından çıkarak gözlerimi açtım. Kırmızı tavanla göz göze geldiğimde derin bir nefes aldım. İçimde adlandıramadığım bir sıkıntı vardı. Pişmanlık değildi fakat iyi hissettirmiyordu. Gözlerimi Mirza'ya çeviremiyordum, yatağın yanından sabahlığı alıp üzerime geçirerek banyoya doğru ilerledim.

Odanın aksine banyoda sadece siyah renk hüküm sürüyordu. Çıplak bedenimden sıyrılan sabahlık ile hamam tarzındaki banyoya doğru yöneldim. Ellerim bedenimde lifle birlikte gezinirken geceyi düşünmemeye çalışıyordum. Dün gece yanımda olan adam bana aşık bir adamdı. Dokunuşları, bakışları her zerreme aşkı hissettirmişti... Belki de ben öyle hissetmek istemiştim. Kendimi buna inandırmıştım, bununla mutlu olmuştum. Ben kendimi kandıracak bir kadın değildim, düştüğümde kalkmasını bilirdim.

Mirza beni sevmiyordu bunu değiştiremezdim fakat verdiği değer gözle görülüyordu. Bana verdiği değeri sevgiye dönüştürmek kendi elimdeydi. Sevgimi bir sarmaşık misali kalbine dolayıp gözlerinden zaman zaman geçen nefreti bitirecektim. İlk önce kalp sever sonra gözler devam ederdi. Gözler kalbin yansımasıydı, kalpten ne geçerse gözden okunurdu. Mirza'nın gözlerindeki sevgiyi görmek için elimden geleni yapacaktım, başka bir yol yoktu.

Düşüncelerim başımı ağrıtırken son olarak abdest alıp suyu kapatarak bedenimi havluya sardım. Buraya girerken kıyafet getirmediğim aklıma gelince dumura uğradım. Kıyafet dolabı yatağın yanındaydı, Mirza'nın olduğu kısma denk geliyordu. Mecburen önünden geçecektim, zihnim onun karısı olduğunu hatırlatırken çekingen bir ifadeyle kapıya yöneldim. Kapıyı açmaya çalışırken itilmesiyle iki adım geriye sendeledim. Ayağım kayarken Mirza kolumdan tutarak düşmemi engellemişti. Elleri belime sarılıp beni doğrulturken ben kollarına tutunmuştum.

''Dikkatli ol, küçük.''

Göğsüm düşmenin korkusuyla hızla inip kalkıyordu. Yüzüne bakamadan yanından geçmeye çalıştım fakat kolları buna engel oldu.

''Sana lafım bitmeden gitmemeni söylemiştim, sözümün çiğnenmesinden nefret ederim.''

Göğsümdeki çırpınmayı dindirmek amaçlı derin bir nefes alarak elimle havlumu sıklaştırdım. İçimdeki his Mirza'yı gördükçe körükleniyordu, gözlerine bakmaya çekiniyordum. Gözlerinde göreceklerimden çekiniyordum.

AŞEKA(Doğunun Güçlü Kadınlarına)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin