♧SEN KÖŞEMDEKİ SIZI♧

13.5K 655 138
                                    

HERKESE MERHABA !

BURAYI OKUMAYANLARIN İLGİSİNİ ÇEKSİN DİYE BÜYÜK HARFLE YAZMAYA KARAR VERDİM.

BU BÖLÜM KİLİT NOKTASI DİYEBİLİRİM VE ÇOK DUYGULANARAK YAZDIĞIM BİR BÖLÜM OLDUĞUNU SÖYLEMEDEN GEÇEMEYECEĞİM.

SİZDEN TEK İSTEDİĞİ YORUMLARINIZI ARTTIRMANIZ ÇÜNKÜ BU BÖLÜM HEM KİTAP HEM BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ...

YILDIZLARI PARLATIP YORUMLARI COŞTURMANIZ DİLEĞİYLE, İYİ OKUMALAR.

MEDYA AŞEKA'NIN MÜZİĞİ... BUĞLEM VE MİRZA'NIN BEDEN BULDUĞU BİR ŞARKI UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

İTHAF ÇATLAK HATUNUMA BU BÖLÜMÜ ÇOK BEKLEDİ ;)

******************************************************************************************************************************

Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek, yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek?
Kolay mıdır biranda vazgeçip gitmek, yoksa gitmekten vazgeçip sevmek mi gerek?
-Özdemir ASAF-

********************************************************************************************************
'' Seni seviyorum Mirza, sen beni sevmesen de seni hep seveceğim. Uyan artık! Sana ihtiyacım var Mirza, varlığına ihtiyacımız var. Eğer beni, bizi bırakıp gidersen bir dakika durmam peşinden gelirim... Bir yazılan kaderi ayırma Mirza, gitme!'' Gözyaşlarıma engel olmak için derin nefesler alıyordum. Yüzüne yaklaşarak maskenin kapattığı kısımlardan arta kalan kısmını öptüm. Onu ilk defa öpmüştüm, soğuktu... Çok soğuktu.
''Benim için olmasa da sevdiklerin için gel Mirza. Bebeğimizin sana ihtiyacı var, ailenin sana ihtiyacı var. Yalvarırım uyan... Uyan artık Mirza!'' Gözyaşlarım prangalarını kırıp yüzüne damlarken acı bir inilti duydum.
''Ağ-Ağlama...''
**********************************************************************************************
Bir akşamın ortasında vuslata kavuşmaktı beklide sevgi, öylesine aşkla ve kuvvetli... Gözlerini tekrar görme umudunun gerçek olmasıydı. Yeşil gözlerinin içindeki kahverengi yansımalar beklide benden taşıdığı bir parçaydı. Tıpkı benimde ondan bir parça taşımam gibiydi. Allah çiftlerin toprağını bir yerden alır öyle yaratır derlerdi. Benim toprak rengi gözlerim onun yeşil harelerine tutam tutam dağılmıştı.

Gözyaşlarımı silerek hemen ona baktım. Uyanmıştı ve yorgun gözlerle bana bakıyordu. Özlediğim gözlerine bakarken aldığı nefeslerin yavaşlığı dikkatimi çekiyordu. Elini yavaşça kaldırarak ağzını kapatan maskeyi ağır bir şekilde kaldırdı.

''Ağlamanı yasaklıyorum.''

Sessiz ve derinden gelen sözleri beni gülümsetirken kendime engel olamayarak elini tuttum ve üzerine derin bir öpücük bıraktım. Yüzündeki tebessümü fark edince saklamak yerine bana sunmuştu. Gözlerine baktığımda gördüklerime anlam veremezken dilimden dökülen tek şey birkaç kelime olmuştu.

''Şükürler olsun...''

Yatağın yanındaki acil durum düğmesine basarak doktorların gelmesini bekledim. Her şey bir tarafa geçmiş Mirza bir tarafta kalmıştı. Ne yaptıklarım ne söylediklerim hiçbir şey umurumda değildi. Söylediklerimi duyup duymadığını bilmiyordum. Ellerim maskesine giderken yavaşça yüzüne yerleştirdim. Ona bir şey olacak düşüncesi beni bitiriyordu. Kaşları çatıldı fakat bir şey söylemedi, yine susmuştuk.

Kelimeler değil gözler konuşuyordu yalnızca ikimizin bildiği bir dildi fakat ikimizde anlamıyorduk. Gözlerimiz konuşuyor biz eşlik ediyorduk, onlar birbirlerinin en derinini görürken biz uzaktık.

''Miran nerede?''

Maskeden dolayı boğuk çıkan sesinin sorduğu soruyla Miran ağabey aklıma gelirken Mirza'nın yanına geldiğimden beri haberim olmadığını hatırladım. Birkaç kere yanına gitmiştim hepsinde uyuyordu ya da uyutuluyordu. Kaşlarını çatmış Mirza'ya bakarak rahatlaması için gülümsedim.

AŞEKA(Doğunun Güçlü Kadınlarına)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin