Merhabalar! Uzun süre oldu bölüm gelmeyeli farkındayım ama başıma bir sürü şey geldi.Bölümü dün gece atacaktım ve kaydetmeden kapattığım için yarısı silindi tekrardan yazmak zorunda kaldım.Umarım beğenirsiniz iyi okumalar....
Medya Buğlem'in seçtiği takım ;)
Yıldızları parlatıp düşüncelerinizi yazın :)
-Bana ulaşabileceğiniz adresler duvarımda bulunmakta mesaj atabilir hikaye ile ilgili soru sorabilirsiniz.
***********************************************************************************************************************
''Neden baktın neyi geride bıraktığına?Söylesene , insan terk ettiği şeye neden dönüp bakar son defa.''
-Elif ŞAFAK-
*************************************************************************** ************************************************
Gün semalardan geceyi kovardı.Her yer umut tohumları ile aydınlanırdı. Mardin geceleri gerdanlık olur, gündüzleri ağlardı.Gece bütün laneti kapatırdı, örterdi. Geceler seni, beni, kusurları, yanlışları ve daha nicesini saklardı. Belki de bu yüzden geceleri açığa çıkardı duygular, gündüz onları gözler önüne sermesin diye...
Bir koltuğun üzerinde saatlerdir ellerimi inceliyordum. Parmağımdaki yüzüğün beni mutlu etmesi gerekirdi. Sahiplik halkası elime değil boynuma takılmıştı. Bundan sonra onundum, sahipti. Bu yüzük onunla olmayan bağımızı tutuyordu. Tek taraflı bağ yapılamazdı elbet ama buna bir eş daha olacaktı. Mirza dün bana kalbinin bağını vermişti. O bağ sevgi ile güçlenecek, aşk ile büyüyecekti ve sevda ile sonsuzluğa düğümlenecekti. Gözlerim pencereye takılırken gökyüzüne merhaba demeye hazırlanan bir güneş takıldı ağlarıma, bir süre izlemek düşünmek istesem de kendimi toparlayarak banyoya doğru ilerledim. Bugün uyku haramsa bana bende daha iyi şeyler yapacaktım. Uykusuzluğumu belli etmemek için hafif bir kapatıcı ile gözlerimi kapatmıştım. Kızarıklıklar yok olmuştu şimdi tek lazım olan sahte bir gülüştü... Gerçeğine çok az kalmış sahte bir gülüş. Bugün her zamanki Buğlem olacaktım, o canlı kızı geriye getirecektim. Kaybettiklerime dönüp bakmamak için kazandıklarıma güvenecektim.
Konağın mutfağında hazırladıklarımı son kez kontrol edip geri kalanını yardımcılara teslim ettim. Saat hala çok erkendi, kıyafetlerimi değiştirip diğerlerini uyandırabilirdim. Kısa sürede her şeyi bitirip merdivenlere yöneldim. Düşüncelerim sessize alınmıştı, düşünmeyecektim. Aşağı kattan gelen anne ve babamın sesini dinledim bir süre, huzurun sesini dinledim. Bugüne kadar beni getiren insanları dinledim, değerlerimi dinledim. Yanlarına ulaştığımda sıcacık gülümseyip selamladım, sarıldım.
''Günaydın Hamit Ağam sabah şerifleriniz hayır olsun, Nur Sultan sizlere de günaydınlar olsun.''
Yüzümdeki gülümseme gerçek olmuştu işte... Benim gerçeğim ailemdi, canlarımdı. İkisinin de verdiği cevaplar aynıydı. Çiftler birbirlerine uygun yaratılmış derlerdi, uyum içinde olurlar birbirlerinin kusurlarını görmezlerdi.
''Sana da kızım,erken mi kalktın?''
Annemin sorusu ile kafamı onaylar nitelikte sallayarak cevap verdim.
''Size kahvaltı hazırladım.Siz sofraya geçin bende diğerlerini uyandırıp geleyim.''
Gülümseyip sofraya geçişlerini izledim daha sonra arkamdan gelen sese döndüm. Hazan uyanmış evin içinde neşeli sesi ile Leyla ablayla konuşuyordu. Onlara da tebessüm edip yukarıya çıktım. İlk önce Cihan ağabeyimi uyandıracaktım çünkü Sıraç ağabeyimi uyandırmak daha kolaydı. Onu en sona bırakıp odanın kapısını tıklattım. İçeriye yavaşça girerken gördüğüm manzaraya gülümsedim, kısa sürede her şeyi unutup eskiye dönmüştük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞEKA(Doğunun Güçlü Kadınlarına)
General FictionYıkılmaz bedeninde kalbini saran nefretin zehriyle besleyen bir adam... Nefretin zehriyle beslendiği kalbe sevgisini sarmaşık gibi dolayan onu tüketen ve yok eden bir kadın ... *************** ''Sana sevgiyle yaklaşacak bir adam olmayacağım belki y...