"Mrrrhh~"
Johnny, dizlerinin üzerine yatırdığı ufaklığın kuyruğunu tararken çıkardığı sevimli seslere gülümsüyordu.
"Barıştın benimle değil mi Ten? Ayakkabılar için ağlamayacaksın bir daha. Beş çift ayakkabın var işte onlarla idare et sonra yenisini alırız."
Sorduğu soruyla geriye yatan kulakları gördüğünde eğilip hafifçe ısırdı.
Her seferinde olduğu gibi sevimli bir kıkırtı bıraktı Ten.
Başını çevirip gülümsemekten kısılan gözleriyle Johnny'e baktı.
"Bir daha yap bir daha Miyaav~"
Johnny büyük ellerinde oldukça komik duran süslü pembe tarağı kenara bırakıp dizlerinin üzerindeki hafif bedeni koltuk altlarından kavrayıp kucağına çekerek sımsıkı sarıldı.
"Neden bu kadar yumuşaksın sen?"
Pürüzsüz yanakları hafifçe ısırıp arkaya yatık pembe kulakları öptü.
Ten yanaklarında ve kulağında gezinen dudaklardan oldukça keyif alıyor, kuyruğu hızlı hızlı arkasında sallanıyordu.
"Hadi banyoya gidelim heryerin toz olmuş. Nerede aradın ayakkabılarını da heryerin toz?"
Ten küçük parmaklarından birini çenesine kovun düşündükten sonra başını hızlı hızlı hayır anlamında salladı.
"Olmaz söylemem!"
Söylemeyecekti çünkü eşyalarını oraya saklamayı düşünüyordu.
Saklamazsa Johnny hepsini alacaktı Ten ona güvenmiyordu.
"Tamam tamam söyleme." Pembe saçları okşadı ve kucağındaki küçüğü indirmeden yataktan kalkıp banyoya yürüdü.
"Ama kolun acı oldu. Nasıl köpük yapacak şimdi? Hem Ten'in oyuncaklarını da almadık."
Üzgün çıkan sesiyle söyledi.
Johnny melezi kucağından indirdi ve kolundaki hafif küçük çiziklere göz gezdirip kuvetin dolması için suyu açarken konuştu.
"Sorun değil acımıyor köpük yaparım sana üzülme."
Havlu kalmadığını gördüğünde, Yere oturmuş, ellerini kuvetin kenrarlarına yerleştirerek suyun dolmasını seyreden sevimli kediye seslendi.
"Havlu kalmamış. Hemen alıp geleceğim uslu dur Ten."
"Tamam Miyaav~" Gözlerini küvete dolan sudan ayırmadan neşeli çıkan sesiyle cevapladı fakat banyo kapısının kapanma sesini duyar duymaz yerinden kalkarak dolapları karıştırmaya başladı.
Johnny gelmeden birsürü köpük yapmalıydı çünkü o az yapıyordu.
Johnny ise daha yatak odasından çıkmadan açılıp kapanan dolap kapağı seslerini duyduğunda gözlerini devirdi.
Bir şey yapmadı çünkü banyoda Ten'e zarar verecek yada onun zarar verebileceği birşey yoktu.
"Miyaav~"
Melez, köpük yapan şişeyi bulduğunda olduğu yerde birkaçkez zıplayıp kapağını açtı ve kuvetin içine boşaltmaya başladı.
"Miyav?"
Neden Johnny'nin yaptığı gibi bir sürü köpük olmuyordu?
Sinirle elindeki şişeyi fırlatıp tekrar küvetin yanına oturup çatık kaşlarıyla suya bakındı.
"Ten, yine ne karıştırdın?"
Johnny, elindeki havlu ve alışverişe gittiklerinde Ten için aldığı küçük oyuncak bebeklerle banyoya girdiğinde sordu. Evet ördek değildi çünkü Ten pembe süslü kıyafetli barbie'leri istemişti.
Üstelik Ten oyuncak bebekler küvette ıslandıklarında hemen kurumadığı için Ten'in ağlayacağını biliyordu.
"Ten hiçbir şey yapmadı!" Sinirli çıkan sesiyle Johnny'e bakmadan cevapladı.
Johnny, küçüğün yanına eğilip, yanağını küvetin kenarına dayadığı için büzüşen şirin dudaklarını iki parmağı arasında sıkıştırdı.
"Ne bu sinir?" Keyifli çıkan sesiyle sordu Johnny.
