Johnny, göğsüne yasladığı minik bebeği Jaemin'in kuyruğunu okşarken sevimli miyavlamasıyla mest oldu. Tombul yanaklarına fazlaca yakışan iri gözleri, uzun kirpikleri ile o kadar güzeldi ki. Pembe saçları arasındaki minicik tüylü kulaklar ise kıpır kıpırdı.
Ten, yaklaşık bir gündür uyuyordu. Johnny ilk başlarda çok korksada Jin, onun çok iyi olduğu ve vücudu fazla yorgun düştüğü için birkaç gün uyumasının normal olduğunu söyleyerek Johnny'i sakinleştirmişti.
Ten'in, yavruların sesinden rahatsız olmaması için beşikleri şimdilik salona indirmişlerdi.
Johnny ve Yangyang bebekler hakkında hiçbir şey bilmediklerinden dolayı susmak bilmeyen ufaklıkların sesini işiten Yuta amca kapıya dayanmıştı. Fakat üç sevimli bebeği görünce evine dönmek yerine onlarla ilgilenmeye başladı.
Orta yaşlı adam, beşikteki ufak esmer bebeğin hızlı hızlı hareket ettirdiği kollarına ve bacaklarına hayranlıkla bakarken ne kadar sevimli olduğunu düşündü. "Onlara isim verdin mi?" Uzanıp kendi elini küçük bebeğin bir şey arar gibi hareket ettirdiği tombik ellerine yakınlaştırdı.
Bebek Haechan, bakışlarını odak noktası olan perdelerden çekmeden eline değen şeyi, Yuta'nın parmağını avucuna alıp ağzına götürdü.
Jimin ise köşedeki beşikte, minik kuyruğunu tombul bacakları arasından geçirip minik kollarıyla sarılmış uyuyordu.
Jaemin, pembe tüylerle kaplı şirin bir kuyruk ve kulağa sahipti. Saçları ve gözlerinin rengi bile aynıydı. Jimin, Jaemin'in aynısı fakat rengi sarıydı. Haechan ise bir gözü pembe iken diğeri sarı, kuyruğunun da yarısı pembe yarısı sarıydı. Johnny bunu araştırmış ve zararlı bir şey olmadığını öğrenmişti.
~~~~
Öğleden sonra saat üçü geçiyordu. Bebekler uyuduğu için Yangyang, Johnny ve komşusu yemek yiyordu. "Johnny, biliyorsun biz ikimiz hep burada kalamayız. Ten uyanırsa sana bir yardımı olacağından şüpheliyim. Bu üç bebekle nasıl baş edeceksin? Annene haber vermelisin." Yangyang boş tabağını tekrar doldururken arkadaşına öneride bulundu.
"Öncelikle Ten'in yavruları konusunda korumacı ve ilgilenen bir ebeveyn olacağına eminim. Anneme gelirsek, onu söyleyeceğim müsait bir vakitte."
İkili konuşurken Yuta, Johnny'e onaylamaz bakışlar atmakla meşguldü. Saf küçük bir kediyi hamile bıraktığı için kendini kötü hissetmesi gerektiğini, yaptığının kötü bir davranış olduğunu düşünüyordu. Bilmiyordu ki o yavrular olana kadar Ten'in Johnny'e yapmadığı şey kalmamıştı.
Üçlü yemek yemeye devam ederken, küçük adımlarla mutfağa giren melez bütün dikkati kendi üzerine topladı. Onun ne zaman uyandığını merak etseler de ve şuan ne yapmaya çalıştığını izlediler.
Karnı şiş olmasa bile yanakları üst kolları hala biraz tombuldu. Dağınık pembe saçları ve arkasında yavaş bir ritimle sallanan kuyruğu ile fazlaca sevimli görünüyordu. "Miyaav~"
Mutfaktaki diğer üç beden daha şaşkınlıklarını üzerlerinden atamadan Ten birkaç yavaş adımla yavrularının babasının yanına yürüyüp kucağına yerleşti. Mırlayarak yüzünü sert göğsüne sürttü.
"M-miyaav~"
~~~~~
Haechan Ten'in kucağında sarı, pembe tüylü kuyruğu annesinin zarif elleri tarafından sevilirken çok kısık çıkan sevimli sesiyle miyavladı.
Ten, bebekleriyle tanışmış ve onları gercekten de sahiplenmişti. Yangyang'ın düşündüğün aksine kötü bir ebeveyn değildi.
"Bir sürü çirkin, kötü baba Johnny! Ten'in çok küçücük bebeğini bozuk yaptı! Mrrhhh!" Bahsi geçen ufak yavruyu yanağından öptü ve devam etti. "Ten küçücük bebeğine bir sürü pembe süt içirecek ve onu pembe yapacak Mrrhhh!" Yarısı pembe yarısı sarı olduğu için söylendi.
O sırada Yuta, yanında duran Yangyang'ın kulağına yaklaşıp sordu. "Pembe süt derken çilekli olanı mı kastediyor?"
"Sanırım öyle."
Jimin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jaemin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Haechan
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
