Melezin yumuşak pembelerini kendi dolgun dudaklarıyla birleştirip sevimli milaylamasının ağzının içinde kaybolmasına neden oldu.
"Mrrhh~"
Ten'in dilini ağzına sokmaya çalıştığını fark ettiğinde dolgun dudaklarını aralayıp izin verdi. Melez bundan önceki öpüştükleri birçok seferde Johnny'den öğrendiği şeyleri yapmaya çalışıyor gibiydi.
Johnny nefes almak için geri çekildiğinde Ten onun pembeleşen yanaklarını fark etti.
"Johnny, Ten'in pembe kulaklarını birsürü öpüyor."
Söyledikten sonra başını yastıktan ayırdı ve diğerinin her iki yanağına da küçük öpücükler kondurdu.
"Uslu Ten'de Johnny'nin pembe yanağını öptü. Çünkü bir sürü güzel Miyaav~"
Johnny iri ellerini diğerinin yumuşak yanaklarına yerleştirip küçük sivri çenesinden boynuna ıslak bir yol çizerek dudaklarını gezdirdi.
Boyun kısmı dar olan t-shirtten rahatsız olup hafif geri çekilerek onu Ten'in bedeninden ayırıp yere attığında omzuna sertçe vurulan kuyrukla altındaki küçük bedene baktı.
"Kötü Johnny! Ten'in bir sürü güzel pembe kıyafetini yerden al Mrrhh!"
Johnny cevap vermeden yerdeki giysiyi alıp büyük yatağın tahta başlığına güzelce bıraktı. Melezden ses gelmeyince küçük beyaz şortunu da çıkarıp yanına ekledi.
"Ten banyo yapmak istemiyor çıkarma Mrhh! Hani bebek yapacaktık Johnny Miyaav~"
Johnny çenesine dayanmış, onu üzerinden itmeye çalışan küçük elleri tutup öptü. "Banyo yapmayacağız, bebek yapmamız için kıyafetlerimizi çıkarmamız gerek."
Söyledikten sonra hızlıca kendi üzerindeki kıyafetlerden de kurtuldu.
Ten, hala yatakta uzanırken soyunan uzun bedene ilgiyle baktı. Daha önce onu hiç tamamen çıplak görmemişti. Keyifle yataktan inip iç çamaşırını çıkaran Johnny'nin arkasına geçti. En çok merak ettiği şey onun kuyruğu olup olmadığıydı.
"Hey! Ne yapıyorsun Ten?"
Johnny elindeki gri iç çamaşırı yere bıraktı ve arkasına döndü. Ten'in yüzünde hiç memnun olmadığını gösteren bir ifade vardı.
"Johnny'nin kuyruğu yok!"
Johnny derin bir nefes alıp Ten'i koltuk altlarından kavrayarak kucağına aldı.
Çıplak bedenleri birbirine temas ettiğinde irkilmesine engel olamadı.
"Evet. Çünkü ben bir insanım. İnsanların kuyruğu olmaz."
Söyledikten sonra gerekli olan yağ şişesini almak için melezi yatağın üzerine bıraktı.
Çekmeceden aldığı yağ şişesi ile birlikte yatağa yaklaşırken Ten'in bakışlarını fark ettiğinde durdu.
"Ne oldu?"
Ten kirpiklerini kırpıştırarak Johnny'nin yarı sert penisine bakıyordu. Emekleyerek yatağın kenarına kadar geldi ve tüylü pembe kuyruğunu Johnny'nin kasıklarında gezdirirken daha yakından baktı.
"Johnny'nin pipisi neden öyle? Hiç sevimli değil, Ten hoşlanmadı!"
Johnny göz devirdi ve bir dizini yatağa koyup eğilerek meleze sarıldı.
"Senin ki gibi küçücük bir tanesine sahip olmadığım için mi? Merak etme birazdan hoşuna gidecek."
Ten ikna olmamış gibi görünse de Johnny'nin kendisini öpmesine izin verdi. Johnny'nin uzun, geniş vücudu melezi sarmıştı. Bunu çok seviyordu, Johnny'ninn sürekli onu öpmesini istiyordu.
Her seferinde bir şeyler olacağını hissediyor ve bunu yakıcı derecede arzuluyordu. Küçük bedeni halsiz ve garip hissediyordu. Bu alışkın olmadığı ama oldukça hoşuna giden yeni hisler Johnny yüzündendi.
"Böyle bekleme, ne yapmak istiyorsan onu yap tamam mı?"
Johnny, Ten'in yanağını okşarken konuştuğunda diğeri başıyla onayladı.
Ardından melezi yatağa yatırdı ve üzerine uzandı, ağırlığını vermeden.
