15-Ten'in bir sürü yumuşak pembe kulaklarına çıkıntı deme!

919 89 45
                                    

"Bir sürü güzel pembe saçların gibi kuyruğun da var mı Johnny'nin arkadaşı?"

"Hayır yok. Seninkiler çok güzel dokunabilir miyim?"

Ten alt dudağını sarkıtıp kuyruğunu kucağına çekti.
"Olmaz. Johnny'nin arkadaşı Ten'in bir sürü güzel kuyruğunu elleyemez Mrrhh!"

"Neden?"
Hayal kırıklığı ile sordu Yangyang. Hemen önündeki küçüğü sevmek istiyordu. Özellikle de düğme burnu çok şirindi.

"Çünkü Johnny'nin arkadaşının kuyruğu var ama kıskandığı için ona göstermiyor!"

"Johnny'nin de pipisi var. Ama sana göstermemiş, kıskanç Johnny. Ama o seni öpebiliyor ben neden dokunamıyorum?"

Ten şaşkınlıkla birkaç kez kirpiklerini kırpıştırıp kaşlarını çattı.
"Hayır yok! Yangyang kandırık yapıyor! Mrrhh!"
Kuyruğuna uzanan büyük elleri sertçe itip sinirle mırladı.

Yangyang güldü ve devam etmedi. Çünkü ufaklık ağlayayacak gibi görünüyordu.
"Peki şimdi Kuyruğuna dokunabilir miyim?"

Ten bir şey söylemeden ayağa kalktı ve uzun adamın ellerini kavrayıp mutfağa sürükledi.

"Neden buraya geldik ufaklık?"

"Miyaav~"
Ten cevap vermek yerine kısık sesle miyavlayıp dolabın kapağını açtı.
Güzel parmaklarıyla en alt rafta duran salam ve sosisleri işaret ettiğinde küçük dili çoktan iştahla pembe dudaklarının etrafında gezinmeye başlamıştı.

"Ten bunlardan yiyebilirse Johnny'nin arkadaşı da onun bir sürü çok güzel kuyruğuna dokunabilir. Yumuşak yanağından da öpebilir."
Küçük elleriyle beyaz yanaklarını okşadı. "Çok güzel bak. Johnny Ten'in yanaklarını öpmeyi çok seviyor. Çünkü Ten çok sevimli Miyaav~"

Yangyang oldukça egolu şirin kediyi dinlerken gülümsedi.
"Burnunu da ısırırsam onları yemene izin veririm."
Yangyang'ın bir amacı yoktu sadece bu sevimli kediyle uğraşmak hoşuna gitmişti.

"Hayır olmaz!"
Ten kollarını göğsüne bağlayıp kibirle başını kaldırdı.
"Johnny'nin arkadaşının burnu kocaman. Ten'in bir sürü güzel burnunu ısıramaz."

Yangyang elini burnuna koydu ve alt dudağını sarkıttı. "O kadar da büyük değil yah!"

~~~

"Ten pes ediyorum çık hadi her neredeysen."
Yangyang uzun koridor da ilerlerken söyleniyordu. Johnny'nin söylediğine göre Ten ikinci kattaki odalardan korkuyordu pembe kedinin yatak odasında olduğuna emindi.

"Miyaav~"
Ten heyecanla kısık sesle miyavladığında küçük ellerini ağzına kapadı. Yatağın altında, 'küçük ayakları dışarıda olsa bile' çok iyi saklandığını düşünüyordu.

"Sadece salona saklanacaktık ama böyle anlaşmıştık Ten."

Yangyang yatak odasının kapısını açtığında hemen gözüne çarpan küçük ayaklarla az daha kahkaha atacaktı.
Odaya girip yatağın etrafında dolanırken kısık sesli mırlamaları duyabiliyordu.

Ten, sanki gittikçe daha da yaklaşan ayak sesleriyle güzel ellerini ağzına daha fazla bastırıyordu.
Heyecanla küçük ayaklarını hızlı hızlı yere vurmaya başladı.
Yangyang onu bulursa oyunu kaybedecekti.

Yangyang yere dizleri üzerinde eğilip pembe süslü ayakkabıların daha sevimli gösterdiği ayakları inceledi.
Gerçekten görünmediğini falan mı sanıyordu?

"Buldum seni!" Büvük elleriyle ince ayak bileklerini kavrayıp hafif bedeni kendine çekti.

"Miyaavv!!"

will you meow me?🐾 johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin