24-Ten kıskanmaz! Kıskanç Johnny mrrhh!

1K 83 6
                                    

Birkaç yorum atın bu kısma bölüm ithaf edecek kimse bulamiom. Yorumlardan bakıyorum çünkü isim hafızam yok.



Johnny, ne kadar bitkin olduğunu umursamadan ağırlığını vermemeye çalışarak altında uzanan, gözleri kapalı bir şekilde minik dudakları arasından hala tatlı mırıltılar yükselen, şirin görüntüyü seyr ile meşguldü.

Alnına yapışmış ıslak pembe saçları geriye yatırıp terden parlayan pürüzsüz alnına dolgun dudaklarını uzun bir süre bastırıp geri çekildi.
"Uykun mu geldi? Önce yemek yiyelim."

Kirpiklerini kırpıştırarak şirin gözleriyle kendisine bakan ufak bedene sorduğunda o hiç Johnny'i dinliyor gibi değildi.

Johnny, onun az önce yaptıkları şeyi algılamaya çalıştığını yada yorgun olduğunu düşünürken beklediği kesinlikle duydukları değildi.

“Bir sürü çok güzel Ten'in pembe bebekleri olursa onları daha mı çok seveceksin? Mrrhh~"

Johnny, kolları arasındaki çıplak terli bedeni daha sıkı sarıp güldü.
"Daha olmayan bebeklerini mi kıskanıyorsun Ten?"

"Ten kıskanmaz! Kıskanç Johnny mrrhh!"

Johnny, yorulduğu için kollarını diğerinden ayırıp elleriyle yataktan destek aldı.
"Demek kıskanmıyorsun? Evet bebekleri bir sürü sevimli Ten'den minik ve sevimli olduğu için onları daha çok sevebilirim."

Ten, gözlerini irileştirip güzel elleriyle diğerinin geniş omuzlarından iteleyerek üzerinden atmaya çalıştı.
“O zaman Ten bebek istemiyor git kötü Johnny Miyaav!"

Johnny, kıskanç pisinin şirin gözlerindeki yaşları gördüğünde telaşla geri çekildi ve dizleri üzerinde otururken iri elleriyle ensesindeki saçlarını karıştırdı.
Meleze neden öyle demişti ki, şimdi nasıl gönlünü alacaktı?

Kızmış ve üzgün bedenin üzerine tekrar eğilip sarılacakken çenesine çarpan pembe kuyruk nedeniyle acıyla inleyip geri çekildi.
Ten'i azarlayacağı sırada göğsünden onu iteleyen küçük ayakları tutamadan sırt üstü yere düşmüştü.

"Kötü Johnny, orda kal Mrrhh!"

O sırada Johnny acıyan beline sızlanmakla meşguldü.
"Aaahhh! O kuyruğunu siyaha boyayayım da gör sen Ahh!"

Ten duyduğu şey ile kuyruğunu kucağında toplayıp ağlak bir tonda miyavladı.
"Bir sürü güçlü, kocaman Johnny yapmaz. Ten çok fazla sevimli hemde güzel mrrhh~ Johnny'nin kocaman gözleri olan pembe bebeklerinden bile sevimli Miyaav~"

~~~

"Ten!"

Johnny gece melezi korkuttuğu için yanına yatabilmiş ve rahatça uyuyabilmişti, belindeki sızıyı saymazsak. Fakat uyandığında küçük olan yanında yoktu.

Her yere bakmıştı hatta buz dolabının içine bile. Biraz şiddetli esen rüzgar yüzünden balkon kapısının ses çıkardığını gördüğünde hızlı adımlarla oraya yürüdü.

Sabahın bu saati hava biraz soğuk olurdu o haylaz, çıplak bir şekilde balkondaysa azarlanmayı hak ediyordu.

Balkona çıktığında karşılaşmayı beklediği manzara bu değildi.
Geniş masanın altındaki küçük beden görünmese de kuyruğu masanın üzerinde hızlı hızlı hareket ediyordu ve birkaç şirin mırıltı duyuluyordu.

Johnny biliyordu ki bu ses ve o şekilde sallanan kuyruk Ten'in mutlu bir şekilde bir şeyler yediğini gösteriyordu. Dizleri üzerine yere eğilip masanın altındaki bedene baktı. Gerçekten düşündüğü gibi melezin elinde bir kutu süt ve yanında da açılmamış birkaç kutu daha vardı.

İştahla elindekini içerken Johnny'nin bacaklarını fark etmemiş olmalıydı.

"Miyaav!"
Johnny'i görür görmez kuyruğuna sarıldı. "Mrrhrhh!"

Elindeki boş kutuyu Johnny'e fırlatıp çıplak poposunun üzerinde geriye doğru kaydı.

"Ten'in bir sürü güzel pembe kuyruğunu siyah yapma! Çirkin siyah, bozuk Mrrhh!"

"Ten'in bir sürü güzel pembe kuyruğunu siyah yapma! Çirkin siyah, bozuk Mrrhh!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Böyle de güzel olunmaz ki cnmಠ_ಠ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Böyle de güzel olunmaz ki cnmಠ_ಠ

will you meow me?🐾 johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin