ATEŞ SENİ ÇAĞIRIYOR - TUTKU SERİSİ III - FİNAL

5. BÖLÜM - YENİ BİR HAYAT

Uğur geldikleri eve bakıp derin bir nefes alıp verdi ve kızın elini tuttu, “Ailemden çekinmene gerek yok, seni çok seveceklerdir.”
Alev de eve bakıyordu. Gördükleri karşısında da canı sıkılıyordu, “Ben hala başka yolu olduğunu düşünüyorum.”
Uğur ofladı, “Alev, lütfen-”

“Sen bence bu durumu biraz kullanıyormuşsun gibime geldi. Dün söylediklerinden sonra-”
Uğur sinirle kızın sözünü kesti, “Asıl o adamın yaptığıydı senin zayıflığını kullanmak. Ben senin bu durumu kullanıyor olsam ayrı odalarda, ayrı evlerde yaşamayı kabul etmezdim. Ben sadece...” kızın gözlerine acıyla baktı, “Sevmediğin bir adamla mutsuz bir hayat yaşamanı istemedim. Sana aşığım evet, ama senin zayıflığından yararlanmak değil maksadım, sadece mutlu olman. Yaptığım bu.”

Kız başını öne eğdi, “Özür dilerim. Ben sadece hayatını mahvetmek, düzenini bozmak istemiyorum.”
“Alev,” dedi kızın çenesinden tutup, gözlerini gözlerine odaklayarak, “Düzenimi bozmadın, hayatımı mahvetmedin. Sadece ömrüme anlam kattın, benim olmasan da seni mutlu edebilmek beni mutlu ediyor. Hadi şimdi seni muhteşem ailemle tanıştırayım.” Tam girecekken durup kıza döndü, “Yani tabi beklenti çok da büyük olmasın.”

Kız kıkırdadı, “Ah evet, dün bir kısmını gördüm ve çok endişeliyim.”
“Aa...” dedi düşünerek, “Babam ailenin en edepli damadı. Ama neyseki biz ona çekmemişiz. Korkma.”
Kız yüzünü buruşturdu, “O ne demek.”
“Edepsizim yani,” diyerek kahkaha attı. “Edepli değilim ben çok şükür.”
“Ne şükür? Ah içim nasıl rahat anlatamam.”

“Süper.” Kızın elini tutup anahtarla eve girdi ve direkt salona doğru yöneldiklerinde annesi ile babasını koltukta dudak dudağa gören Uğur, “Ooo!” diye bağırıp, kızın gözlerini kapattı.
Sesi duyan ikili anında birbirinden ayrılıp ayağa kalktılar, Meltem kıpkırmızı yanakla kocasına çemkirirken, Mert Ali oğluna çıkışıyordu, “Zil diye bir şey bulundu, haberin var mı?”

Uğur yanındaki kıza döndü, “Yani eskiden ondan edepli diye bahsederlerdi. Zamanla asimile oldu tabi. Onun bir suçu yok, ortam bozdu onu.” Sonra babasına bakıp, “Hoşbulduk,” diye homurdandı.
Alev yüzünü yelliyordu, nasıl bir aileye düşmüştü böyle, Allah korusun onu yani. “Merhaba,” dedi gülümsemeye çalışarak.
Mert Ali gülümsedi ve elini uzattı, “Mert Ali ben ve eşim Meltem.”
Meltem de kıza sarılıp öpmüştü, “Hoşgeldin Alev. Uygar senden bahsetti ama bu kadar güzel olduğunu söylemedi.”
Alev kızarmıştı, “Teşekkür ederim.”

Mert Ali de, “Eşime sonuna kadar katılıyorum ve hoşgeldin Alev,” dedi.
“Hoşbulduk. Çok sağolun.”
Hep birlikte koltuklara geçip otururlarken, Uğur hemen konuya girmişti, “Uygar her şeyi bildiğinizi söyledi. Anlatmış size sanırım durumu. Biz hemen bu hafta içi evleneceğiz.”
Mert Ali biraz öne doğru eğildi, “Oğlum, bu senin hayatın karışmak istemiyorum, bu işin hukuki yönünü de çok bilmiyorum açıkçası. Benim sadece şundan yana bir endişem var, sonuçta Alev dün evlenecekti. Birden ondan ayrılıp, seninle evlenmesi mahkemede sorun yaratmaz mı?”

Uğur başını aşağı yukarı salladı, “Elbette öyle bakılınca yaratır. Ama Burak amca o durumla ilgilenecek. Yani o nikah işlemleri sistemden silinecek.”
Meltem kızı inceliyordu. Çok güzel, çok naif bir kızdı. Oğlunun neden aklının başından gittiğini şimdi daha iyi anlıyordu. “Alev, kardeşin varmış.”
Alev’in birden yüzü güldü, “Ah evet, Onur. Sanırım kızınızın evinde.”

Uğur “Evet, yoldalar onlar da gelir şimdi,” dedi. Sonra Alev’e bakıp, “Ablamla eniştemi çok seveceksin. Dansçılar. Dans okulları var,” diye açıklama yaptı.
“Öyle mi? Ne kadar ilginç. Bende çok severim dans etmeyi. Tabi kendimce.”
Meltem ellerini çırptı, “Harika. Bizim aile de eğlenmeyi çok sever.”
“Bir de sevişmeyi,” diye homurdandı Uğur ve babası kafasına yastık atınca kahkaha attı, “Yalan mı konuşuyorum ya?”