uzun eğlenceli bir bölüm sizlerle...
Elimi tuttun,
Artık kaçışın yok yüreğimin esirisin.
Ağıma düştün,
Boşuna çabalama, artık benimsin...
Gözlerim gözlerine kilitlendi,
Sana başka mesken yok bundan sonra...
Bu tarafa iyi bak,
Çünkü biz aşkta efsaneyiz...-*-
Alev karşısındaki aynadan üzerindeki beyaz ve oldukça zarif olan gelinliğe bakarken bir kaç gün öncesini düşündü. O gün gelinliğine bakarken nasıl da içi kapkaranlıktı. Oysa şimdi...
Yanında başına çiçeği yerleştirmekle uğraşan arkadaşına baktı. “Ümran,” dedi hafif dalgın bir şekilde.
“Söyle güzelim.”
Arkasını döndü ve onun ellerini tutup karşısına oturttu, “Sence mutlu olmam garip değil mi? Yani bu kadar mutlu olmamam gerekiyor.”“Neden? Bence mutsuz olman garip olabilirdi.” Kızın ellerine baktı ve kendisi avcunun içine aldı onun ellerini, “Muhteşem bir adamla evlenip, muhteşem bir ailenin içine giriyorsun.”
“Edepsiz bir aileye,” derken gülmüştü.
Ümran da gülerek yüzünü ekşitti, “Evet azıcık garipler kabul ediyorum, ama...” dedi onun gözlerine bakarak, “Sevgi dolular.”
“Kesinlikle.” Bir ara adamın ona söylediklerini düşündü. Düşündüğü anda da yüzü kızarmış, yanakları ısınmıştı.
“Ne oldu?”Alev başını eğdi, “Ne, ne oldu? Bir şey olduğu yok.”
“Hadi ama...” dedi onu gıdıklayarak. “Yanakların kızardı. Bir şey geldi aklına.”
“Ya yok bir şey Ümran!” diye çığlık attı. “Bırak beni!”
“Anlatana kadar bırakmam! Hii öpüştünüz mü?”
“Hayır!” diye inledi. Ama durmayınca da ellerini kaldırdı, “Ay tamam söyleyeceğim-” kız durunca nefes nefeseydi, “Dur, söyleyeceğim!” elleri ile yüzünü yelledi. “Bana aşık olduğunu söyledi,” dedi yüzünü elleri ile saklayarak.
“Ee bunu biliyoruz, başka...”Birden sakladığı yüzünü açtı, “Ya Ümran dalga geçme! Ben çok ciddiyim.”
“Bende çok ciddiyim güzelim. Kapına geldiği gün evleneceği öğrendiğinde yüzündeki şaşkınlık, acı, hayal kırıklığı ve hüzün kitap gibi okunuyordu. Şimdi de gözlerinizdeki ışıltıdan aşkı satır satır okuyorum.”
“O ne demek?”
“Tutkunuz alev alev, aşkınız yangın yeri demek! Ve şekerim iki dakikaya hazır olmazsan kapıya gelen damat beni vurabilir demek. Hadi takalım şu tacını da çıkalım artık.”
Alev donmuştu. Kendi aşık değildi ki daha! Olsa anlardı bunu? Anlar mıydı? İyi de nasıl anlaşılıyordu ki bu? Ofladı, bu kız onun ayarını bozuyordu!*
Uğur elindeki çiçeği sıktığının, papyonunu sürekli düzelttiğinin ve her iki saniyede bir kardeşine “Saat kaç?” diye sorduğunun ne yazık ki farkında değildi. Çünkü heyecandan ölebiliyorsa insan, o da şuan ölebilirdi.
“Saat kaç?”
Uygar bıkkın bir nefes bıraktı ve eğilip ikizinin kulağına, “Götüne sik geçiyor! Oldu mu?” dedi. “Yeter lan!” üzerini düzeltti, “Ben misafirlere bakayım, sende git gelinini al gel hadi.” Uğur’un odasından çıktığında evin merdivenlerinden inmişti ki üzerindeki mor elbisenin zarafeti ile orada bekleyen Esra’yı gördü ve tam yana dönüp, ona görünmeden kaçacaktı ki, kızın sesini duydu bu sefer.
“Müziği bırakmışsın!”Uygar sabır çekti ve kıza dönüp elini cebine soktu. Kaçtığı günün intikamını alacağı o kadar belliydi ki bu Uygar’ı güldürmüştü, “Evet bıraktım. Söylemiyorum artık. Ne o bir yerine mi battı?”
Esra kahkaha attı, “Hayır canım, nereme batacak? Bugün kardeşinin düğünü, bence dönüş yapmak için güzel bir başlangıç. Ne dersin birlikte şarkı söyleyelim mi?”
Uygar düşünür gibi yaptı, “Galiba haklısın, bunu düşüneceğim.”
“Geçen neden benden kaçtın? Konuşmak istiyordum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ SENİ ÇAĞIRIYOR - TUTKU SERİSİ III - FİNAL
RomanceBu dünyadaki şanslı insanlar aşkla bir kere de olsun karşılaşırlar... Seçilmiş insanlar tutkulu aşkı son demine kadar yaşarlar... Ve eğer şanslı seçilmişse o tutkulu aşkın ateşiyle yakar, yanarlar... Tutkulu aşkın ateşinde yanan, Tüm ezberleri bozan...