ATEŞ SENİ ÇAĞIRIYOR - TUTKU SERİSİ III - FİNAL

BÖLÜM 10 - ÖYLE BİR DÜNYA YOK

Biliyorsunuz ki bir hafta önce anneannemi kaybettim ve gerçekten toparlanmam uzun sürdü. Hala da çok iyi değilim, destekleriniz ve mesajlarınız için de çok teşekkür ederim...

-*-

“Ne yaptın ne yaptın?” diye inledi Derya.
“Adam günün sonunda bunu konuşacağız dedi Derya, ne yapsaydım? Günün sonunu bekleyip konuştuğunda da mal gibi kalsa mıydım? Üstümü değiştirdim, arka kapıdan pır uçtum kaçtım. Görmedi beni görmedi,” derken kıs kıs gülüyordu. “Ön kapıda bekliyordu o, ben arka kapıdan tüydüm.” Diz üstü bilgisayarını açarken ofladı, “Of of çok seviyorum onu ya!” dedi iç çekerek, “Mesela bana deseler, çilekli dondurma mı Uygar mı? Hiç tereddüt etmeden Uygar derim yani. O kadar ki seviyorum yani. Çok büyük aşk benimki bence.”

“Ne büyük bir fedakarlık gerçekten,” dedi Derya kızın yatağına uzanırken. “Bir de şu çenene çözüm bulsak... Çok iyi bir kızsın da...” diye kendi kendine konuştu son cümlede.
“Öyle deme, çikolatalı pastada şöyle bir durup düşünürüm yani. Acaba mı, derim. Ama sanırım yine Uygar’ı seçerim.” Sonra eğilip fısıldadı, “Çikolatalı pastaya batırılmış Uygar’a ise bayılırım ama asla hayır demem. Babamı satarım-” demişti ki bir an durdu, “Yok babam olmaz, annem üzülür, öküzcü abimi satarım, ona da para veren çıkmaz o da ayrı bir konu da neyse...” diye düzeltti.
“Dünyalı çok konuşuyorsun bir sus gözünü seveyim.”

Diz üstü bilgisayarında açtığı bir sayfada gördüğü şeyle, “Yemin ederim buldum!” diye bağırdı.
“Ne buldun?”
“Uygar’ı nasıl kendime bağlayacağımı. Temiz iş, sıfır risk, yüzde yüz sonuç odaklı ve direkt sevişmeli.”
“O ne demek lan?”
“Bak,” dedi sayfadaki yazıyı göstererek. “Bu sitede değişik tavlama, evlenme hikayeleri ile dolu. röportajlardan derlenmiş. Yalnız adam zeka küpü zeka. Tam ben. Sen kalk kızı iş toplantısı diye at otele.”
“Götürmüş Dünya, götürmüş. Bak öyle yazıyor.”

“Oraya ‘Kızı otele atmış’ yazmayacaktı zaten Derya, bozma beni, dinle!” diye çıkıştı kıza, “At kızı otele! Sonra kapı tıklansın. Giriş anında eksik evraktı, zırttı zurttu diye bir sürü belge imzalatmışlar mı kıza? Arada da nikah imzası atmasan mı kız? Aha gitti, kıyıldı nikah. Akşamında seviş. Temiz iş, mis valla! Ne uğraşıyoruz, yok cool ol, yok havalı takıl, kırk takla at, plan yap.”
“Ne yani bu şimdi?”
Dünya ofladı, “Lan teyzemde zeki kadın da sen az enişteme çektin her hal, yapacak bir şey yok, buna da şükür,” dedi başını sallayarak. “Şimdi ben bu adamın asistanıyım ya güzel kuzenim? Günde elli evrak imzalatıyorum. Ben okuyorum diye de kendisi hiç birini okumuyor. ‘Tak imza, bitti Dünya çıkabilirsin,’ hepsi bu. Yani adamı donuna kadar soysam, dım dızlak bıraksam fark etmez ha. Diyorum ki bende evrakların arasında nikah için gereken imza şeysini koysam, bassam nikahı sürpriz ayağına, sonra da mutlu mesut yaşasak? Ha?”

“Ha mı? İyi misin Dünya? Uçtun ha! Adam sana güveniyor diye okumuyor evrakları üşendiğinden değil yani.”
“İyi işte. Evliliğin temel taşı güvendir. Adam bana güveniyor. Evliliğin ilk taşı cepte. Geriye aşk, tutku, sevgi, saygı, çoluk çocuk kaldı. İyi ya, çok bir şey kalmamış.”
“Manyak ya!”

“Dünya, Derya yemeğe!” diye seslenen annesine “Geliyoruz, nikah şeysimiz var, bitsin!” dedi Dünya da.
Derya ayaklandı, “Ya yürü, az besin al da beynin çalışsın. Yarın ki planı anlatayım sana. Süper olacak süper. Nikah kıyacakmış da temiz işmiş de... Adam da sana ‘Ah Dünyacığım madem kıydın bana, yani nikahı kıydın bana, gel gir koynuma’ diyecekti.”
“Öyle deme, nikahta keramet vardır, yani bunu söyleyenin de vardır bir bildiği.”
Derya ofladı, “Yürü Dünya yürü.”

Birlikte aşağı inip masaya oturduklarında Dünya yemeklere baktı, “Ay en sevdiklerim. Hayırdır anne ölecek miyim? Doktor üç aylık ömür mü biçti? Son günlerinde istediğini yapın mı dedi?”
Ahmet bey karısına bakıp, “Bu kızı yaparken az konuş demiştim sana Meryem, ah ah!” diye homurdandı.
Meryem hanım “Aaaa!” dedi inanamayarak. “Benimle konuş Meryem diyen ben miydim?”
“Çünkü her dediğimi yapıyordun o eksik-”
Uzay “Tamam!” diye bağırdı. “Allah aşkınıza seks hayatınızı önümüzde konuşmasanız olmaz mı? Allah Allah ya! Ben ahırdaki fantezilerimi gelip anlatıyor muyum size?”