Kulis kapısını nefes nefese kapatırken bir elimle şakaklarımı ovuşturdum. Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı, kafam zaten son bir buçuk saattir zonkluyordu.
Ne geceydi ama!
Gürültüden beynim haşlama olmuş, kurumaya geçmişti. Duyduğumu algılayamayacak duruma gelmiştim resmen. Kafam öyle bir güzellikteydi.
Dün gece otobüste Uraz'la yazışmayı bıraktıktan sonra pencereden dışarı bakarken uyuyakalmıştım.Bugün de sabahtan otobüste edilen kahvaltının ardından yeni konser için alan gelmiştik ve öğle saatlerinden beri popomun üzerine oturamamıştım.
"Bu gece, dünün iki katı mıydı, bana mı öyle geldi?"
Ulaş'ın sorusuna karşın, ağrıyan şakaklarımı ovuştururken gözlerimi devirdim.
"İki mi? Beş demek istedin herhalde! Birileri sahneye atlayacak diye ödümüz koptu be sizi içeri sokana kadar."
Ben hâlâ az önceki hengameyi atlatamamışken Işık onun sorusunu cevapladı.
Evet, bu geceki konser dün gece yapılana göre kat be kat kalabalıktı. Alan kapasitesi, bir raddeden sonrasını hesaplayamayacağımız kadar aşılmıştı.
Ve normalde bu gece kuliste kalmam gerekirken ben de sahne kenarına inmek zorunda kalmıştım.Çünkü bir ara ön sıralardaki birkaç hayran bariyerleri aşıp sahneye çıkmaya kalkışmıştı.
Konser bitiminde bu, tam Pamir kapanış konuşmasını bitirmek üzereyken tekrarlanmıştı ve çocukları herhangi bir hayran atağı yaşamadan kulise sokana kadar resmen kıçımızdan ter akmıştı.
Şimdi de alan çıkışında bir orduya kafa tutacak kalabalıkta olduğu tahmin edilen kalabalığın içinden ekibi çıkartıp tur otobüsüne geçebilmek için toparlanmalarını bekliyorduk.
"Canlarım, ciğerlerim, benim canım; müzik dehası develerim; her geçen dakika aleyhimize işliyor çünkü bekleyen kalabalık artıyor. O kıymetli kıçlarınızı toplasanız mı artık?"Işık'ın söylenmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp etrafa göz gezdirdim.
Pamir ve Ulaş çantalarını topluyordu, Buğra zaten çoktan hazırlanmış kenarda bekliyordu. Uraz diye tabir ettiğimiz uyuz gitarist ise tam olarak şu anda üzerini değiştiriyordu ve bu sayede bana baklavaları ve kol kaslarıyla görsel bir şölen sunuyordu.
İstemsizce yutkunurken bakışlarımı kaçırdım.Neler oluyordu bana böyle? Kafam mı iyiydi, neydi? Sanırım konserdeki gürültüden sonra ayarlarım bozulmuştu.
"Işık haklı, biraz daha oyalanırsak kalabalığın arasından sizin pestillerinizi toplayacağız. Çok afedersiniz ama; taze et görmüş yamyam kabileleri gibi sizi bekliyorlar dışarıda."Kendimi toparlayıp konuşabildiğimde Buğra'nın yanına doğru ilerledim. Bu sırada Pamir ve Ulaş tamamen hazırlanmıştı, dolayısıyla geriye bir tek Uraz kalmıştı.
"Sayın assolistimiz seksi gitarist Uraz Barın beyler de işlerini bitirebilirse tabi!"
Fırsatını bulmuşken ona laf sokmazsam olmazdı yani.
"Seksi gitarist derken?"
Tişörtünü giymiş, saçların düzelten Uraz'ın zümrüt yeşili gözlerini üzerimde hissettiğimde kendinden emin bir ifade takındım ve kollarımı önümde bağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOVA || texting (+18)
Teen FictionBilinmeyen Numara: Sen benim sesime, kelimelerime sağırsın Uraz Barın Arkan Bilinmeyen Numara: Bakıyorsun ama görmüyorsun notalarımı Bilinmeyen Numara: Kulaklarına dolsa da duymuyorsun şarkılarımı Bilinmeyen Numara : Ama öyle bir gün gelecek ki, be...