Kırmızı Bulutlar

215 33 96
                                    

"Siyah kanatlı çocuk, arkadaşını eve götürmüş. Arkadaşı enkazı görünce üzülüp ağlamış. Siyah kanatlı çocuk, bunu kendisinin yaptığını söyleyememiş. Bir kadın iki çocuğu sokakta görünce onları kasabanın biraz ilerisindeki yetimhaneye götürmüş. Siyah kanatlı çocuk ve arkadaşı günlerce konuşmamış. Arkadaşının haberi olmasa da siyah kanatlı çocuk onu hep korumuş. Aradan haftalar geçmiş. Bir gün bir aile arkadaşını evlatlık edinmeye gelmiş. Siyah kanatlı çocuk yalvarıp kendi de gitmek istemiş ama izin vermemişler. Ne yaptıysa engel olamamış ve arkadaşı gitmiş. Siyah kanatlı çocuk ise ölümünü umursamıyordu, arkadaşı yaşayacaksa ölüme razıydı ama ya o öldüğünde arkadaşına bir şey olursa? Onu canı pahasına korumaya yemin etmişti ve sözünü tutmakta kararlıydı. Ertesi gün eşyalarını toplayıp yola çıktı. Onu evlat edinen aile şehirde oturuyordu. Akşama kadar kanat çırptı ve sonunda şehre ulaştı. Evin önüne geldiğindeyse camda arkadaşını gördü, ama yalnız değildi. Yanında bir kız çocuğu vardı. Beraber oyuncaklarla oynuyorlardı. Siyah kanatlı çocuk öylece izledi. Bu duyguyu daha önce hiç hissetmemişti. Öfke mi denirdi buna? Ama o arkadaşıydı. Arkadaşına öfkelenmezdi. O zaman neden böyle hissediyordu? Üzgünce onları izlemeye devam etti, ama birden bir şey fark etti. Kızda bir tuhaflık vardı. Melekler insanların göremediği bazı enerjileri görebilirdi ve bu kızın üstünde kırmızı bulutlar vardı. Siyah kanatlı çocuk şaşırdı. Daha önce hiç kırmızı bulut görmemişti. Yanındaki melekler tarihi kitabından insan duyguları kısmını açtı ve kırmızı bulutların anlamına baktı. Anlamını görür görmez hayretle gözlerini açtı. Arkadaşını ne yapıp edip bu evden kurtarmalıydı. Hem de en yakın zamanda."

***

Yarın için bir ödevim yoktu. Ben de kekin yanına bir meyve suyu yaptım ve kendime bir film açtım. Filmde yanlış tepkimeler sonucu oluşan bir virüs konu ediniyordu. Bir süre filmi izledikten sonra uykum gelmeye başladı. Saate baktığımda 23:46 olduğunu gördüm. Beomgyu'dan hala bir haber yoktu. Aradan yarım saat geçmişti ki zil çaldı. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi? Yavaşça kalkıp kapıyı açtım. Karşımda tam bir harabe vardı.

"Beomgyu sana ne oldu?" hemen onu içeri alıp kapıyı örttüm ama o yüzüme bakamıyordu. Yaptığı şeyin nedeni her neyse utanıyor olmalıydı.

Bana bakmadan salona gitti ve koltuğa oturdu. Bakışlarını kaçırıyordu.

"Beomgyu son kez soruyorum, ne oldu? Neye bu kadar sinirlendin?"

"Bunu sana söyleyemem."

"Evimi dağıtacak kadar sinirlendiğin şey neyse bana söylemelisin."

"Taehyun, o kavgaya dahil olmamalıydım."

"Neden? Yani benim için sorun olmazdı ama kendin beni korumak istedin, neden şimdi pişmansın?"

"Pişman değilim, sadece yapmamalıydım."

"Melekler ülkesi yasalarını falan mı çiğnedin?"

"Sayılır. Eğer kameraya yakalansaydım tehlikeli sonuçları olabilirdi."

"Ama bu sinirlenmek için yeterli bir sebep değil."

"Taehyun, seni tehdit etmiyorum. İstediğini yapabilirsin, karışamam. Ama lütfen o kızdan uzak dur."

"Neden, şimdi sen de mi ondan hoşlanıyorsun?"

Mumirón✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin