Hayatta çoğu zaman planlarımız istediğimiz gibi gitmez. Genelde bir sorun veya bir engel çıkar. Biz plan bile yapamadan engellerle karşılaştık. Her engeli aştığımızda gittikçe daha ağır engeller çıktı ve asla pes etmedik. Pes edeceğimiz her noktada ise hayat mucizevi bir şekilde, bize devam etmemiz gerektiğini gösterdi. Artık ne olacağını kestiremiyordum ama o yanımda olduğu sürece beni hiçbir şey durduramazdı.
Odama gidip uyuduktan 1 saat sonra bir çığlık sesiyle uyandım. Aceleyle salona gittiğimde uyanmış olduğunu fark ettim.
"Beomgyu, iyi misin?"
Yanına gidip elini tuttum. Soğuk terlemişti. Kötü bir kabus görmüş olmalıydı.
"Gittin sandım..."
"Hayır, buradayım. Kötü bir kabus gördün."
Emin olması için sıkıca sarıldım. Nasıl bir kabus gördüğünü de merak ediyordum.
"Hee Young gelip elinden tutuyordu ve sen benim yüzüme bile bakmadan onunla gidiyordun."
"Adı üstünde, bir kabus. Asla onunla gitmeyeceğimi biliyorsun Beomgyu. Seni asla bırakmam."
"Bırakmazsın değil mi?"
"Bırakmam."
Yavaşça geri çekilip mutfağa gittim. Islak bez hazırlayıp yüzüne sürdüm. Bir bardak su da içtikten sonra daha iyi gibiydi.
"Saat kaç?"
"03:17."
"Çok geç olmuş. Uykunu böldüğüm için özür dilerim git uyu sen."
"Özür dilemene gerek yok, kabus gördün sadece. Sen de uyu hadi."
Odama gidip uyumaya devam edecekken saat 04.20 civarlarında tekrar sesini duydum. Yok, bu böyle olmayacak. Nevresim ve yastığımı alıp salona gittim ve karşısındaki koltuğa yattım. Bu sefer uyanmamıştı ama çok hızlı nefes alıp veriyordu. Belki sakinleşir diye koltuğun üstünden elimi uzatıp elini tuttum. Bir daha kabus görmemesi için dua etmeye başladım yoksa yarın okulda zombi gibi gezecektik ikimiz de.
*
Sabah uyandığımda güneşin çoktan doğduğunı fark ettim. Gece alarmımı açmayı unutmuştum. Başımı kaldırıp duvardaki saate baktığımda 09:00'u geçiyordu. Hiç olmazsa diğer dersleri kaçırmamalıydık. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Maalesef Beomgyu sabaha kadar uyandırıp durmuştu ama o uyanmadığı için bilmiyordu o yüzden bir şey demeyecektim.
Sabah pek bir şey yemeyi sevmezdim o yüzden iki tane tost yaptım ve iki bardak meyve suyu koydum. Çıkardığım sesler sonucu o da sonunda uyanmıştı. Gözlerinin etrafı şişmişti ve saçları dağılmıştı.
"Günaydın, hadi git elini yüzünü yıka gel. Geç kaldık okula."
"O saatten sonra bir daha kabus gördüm mü?"
"Hayı-" salona baktığımda nevresim ve yastığımı koltuğun üstünde unuttuğumu fark ettim. Delil bırakmıştım.
"Bir tane daha görmüş olabilirsin."
"Taehyun."
"Pekala, sabaha kadar devam etti."
"Uyu dinlen istersen, okulda bir şey olmasın şimdi."
"Dinlenmesi gereken sensin. Benden daha zorlu bir gece geçirdin."
"Bir şey oldu mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mumirón✔️
Mystery / Thriller"Bir zamanlar melekler dünyasında yaşayan siyah kanatlı bir çocuk varmış, melekler dünyasında her melek kendi görevini yerine getirmeliymiş. Ama siyah kanatlı çocuk bir gün sıkılıp uzak diyarlara gitmek istemiş, oysa bilmeden evini terk etmiş." Taeh...