Mumirón✔️

Beyaz Balonlar

"Siyah kanatlı çocuk ve arkadaşı ölümle karşı karşıya geldiler. Yenilmeye hiç niyetleri yoktu. Artık birbirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yoktu. Hala önlerine engeller çıkmaya devam ediyordu. Ama birlikte oldukları sürece her şeyi aşabilirlerdi. Şeytanın kızı pes etmek üzereydi. Ama pes etmeden önce yapması gereken bir şey vardı. Peki şeytanın kızı kazanacak mıydı? Bu büyük aşkın karşısında ayakları üstünde durabilecek miydi? Kendine fazla güveniyordu ama yanıldı. O hep yanıldı. Hep aptal bir umutla güneşe aşkından yandı. Ama yaptığı tek şey kendini yavaş yavaş küle dönüştürmekti."

***

Bir süre sonra kendime geldim ve nefes alabilmeye başladım.

"Ayağa kalkabilir misin?"

Onaylarcasına başımı salladım. Kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Yavaşça apartmana girdik.

"Ben yukarı çıkabilirim sen dön evine."

"Bari ben yardım edeyim çıkmana."

Yukarı çıktıktan sonra vedalaşıp kapıyı kapattım. Çantamı yere bırakıp koltuğa uzandım ve bir süre gözümü dinlendirdim. Telefonumdan gelen bildirim sesiyle gözlerim birden açıldı ve telefonu açtım. Hee Young bana mesaj atmıştı.

"O seni her zaman koruyabiliyor. Peki sen hiçbir gücün olmadan onu koruyabilecek misin Taehyun?"

"Dışarı bak."

Ben mesajları okur okumaz mesajlar silindi. Dışarı baktığımda bir şey göremedim ama birden bir siren sesi duydum. Bir polis arabası apartmanın önüne doğru geliyordu. Ama bir suç işlememiştik ki?

Hızla Beomgyu'ya mesaj attım.

"Evin önüne polisler geldi. Bir şeyler dönüyor."

Ama mesajıma cevap vermedi. Hemen aşağı indim.

"Neler oluy-"

İki polis kapının önüne gelmiş onunla konuşuyordu.

"Taehyun eve dön."

"Hayır ne oluyor burada?"

"Siz yakını mısınız?"

"Sayılır, komşuyuz."

"Biz Lee Mingyu cinayeti için geldik. Bir ihbara göre bunu yapan Choi Beomgyu. Kendisini karakola götürüp ifadesini alacağız."

"Öyle her ihbara inanıyor musunuz gerçekten?"

Bir dakika, Mingyu ölmüş müydü?

"Öyle her ihbara inanmıyoruz. Yaptığımız testlere göre silahta Choi Beomgyu'nun parmak izleri ortaya çıktı."

O an beynimden vurulmuşa döndüm. Ama bir yandan bunu Hee Young pekala yapmış olabilirdi.

"Olay ne zaman gerçekleşti?"

"Burada polis biziz, sen değilsin. Çocuklar alın arkadaşı."

Tam kelepçe takacakları sırada koşup ellerini tuttum.

"Yapmayın, kendi gelecektir."

"Burada zanlı şüphesinden bahsediyoruz. Lütfen çekilir misiniz?"

"Lütfen, yalvarırım. Kelepçe takmayın."

Sonunda pes ettiler ve kolundan tutarak götürdüler. Ben de peşlerinden gidiyordum ama gelmeme izin vermediler.

Arabaya bindiğinde oldukça sinirli gözüküyordu. Hee Young olduğunu o da anlamıştı. Polis arabası uzaklaşırken öylece arkalarından bakakaldım.