"Korkulu saatlerin ardından Ay, Güneş'i kurtarır ve eve dönerler. Bu sırada gerçek şeytan ortaya çıkar. Şeytanın kızı ilk kez gerçek korkusuyla yüzleşecektir. Fakat elinde çok değerli bir şey vardı, bu şey sayesinde tüm olasılıkları görebilirdi. Güneş ise yılların acısını ondan çıkarmak için akıllıca bir plan kurmuştu. Hem güzel bir tatil geçireceklerdi hem de şeytana asıl patronun kim olduğunu göstereceklerdi. Fakat henüz asıl şeytanla tanışmamışlardı. Ve tanıştıklarına pek de memnun olmayacaklardı."
***
(1 saat sonra
Beomgyu'nun anlatımıyla)Dün geceden beri yaşadıklarımız bir tren hızında aklımdan uçup gitmişti. Yaptığım planın riskli olduğunu biliyordum ama Taehyun'a zarar geleceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Seo teyze henüz şoku atlatamadığı için Taehyun'un öleceğinden korkup telaş yapmıştı ama annem sonunda iyi olacağına ikna etmeyi başardı. Çıktığımız deliği kalın bir buz tabakasıyla kapatıp taksi çağırdım ve annemle Seo teyzeyi eve gönderdim. Taehyun'u okulun arkasına götürene kadar çok kan kaybetmişti ama iyileşeceğini ummaktan başka çarem yoktu.
Okul görüş açıma girdiğinde daha da hızlanıp aşağı indim ve Taehyun'la beraber kaldırıma oturdum. Etrafta beliren yeşil ışıklar sayesinde derin bir nefes aldım. Hee Young bu sefer çok ileriye gitmişti. İkimizi de sevdiklerimizden vurmaya kalkmıştı. Normalde ondan asla korkmuyordum ama o izlettiği video... Aslında videodan çok Taehyun'u öyle görmek mahvetmişti beni. Beni tek ayakta tutan varlığın umutsuzluğu korkutmuştu. Şimdi yanımda öylece yatıyordu ve benim yapabildiğim tek şey beklemekti.
Bir süre sonra sonunda yeşil ışıklar beyaza dönüp yavaşça kayboldu. Taehyun'u hafifçe kaldırarak sırtına baktığımda yarası çoktan iyileşmişti. Onu uyandırmadan sırtıma aldım ve eve döndüm. Annemi tembihledikten sonra oraya geri döndüm. Bir şeyden emin olmam gerekiyordu. Sessiz adımlarla ilerleyerek ana salona geldim. Yaptığım devasa buz erimişti. Her yer ıslaktı. Parmak uçlarımda yürüyerek aşağı baktım. Kırmızı bir ışık parlıyordu ve sesler geliyordu. Varlığımı belli etmemek için telefonumun ses kaydını açtım ve ağır hareketlerle aşağı bıraktım. 5 dakika sonra sesler kesilmişti. Sessizce telefonu geri aldım ve tekrar eve döndüm.
"Beomgyu, bir şey oldu mu? Lütfen oraya bir daha dönme."
"Bir şey olup olmadığını şimdi öğreneceğiz anne."
Telefondaki ses kaydını açıp masaya bıraktım. İlk saniyelerde bir ses gelmese de kısa süre sonra uzak bir mesafeden konuşma sesleri geliyordu. Annem ve Seo teyzenin duyması için sesi biraz daha yükselttim.
"Bu kadar aptallık yeter."
"Sen kimsin bana aptal diyorsun? Onlar için hazırladığım şu kusursuz plana bakar mısın?!"
"Her defasında daha çok batırıyorsun Hee Young. Sana durmanı emrediyorum."
"Hayır, beni dinle! İntikamımı alamamış olabilirim ama onlara duygusal açıdan zarar ver-"
"KES SESİNİ! KENDİNİ KANDIRMAYI BIRAK!"
"Kendimi kandırmıyorum! Beomgyu'nun halini gördün! Eğer onlardan birini bile öldürebilirsem kimse beni durduramayacak, bunu sen de biliyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mumirón✔️
Mystère / Thriller"Bir zamanlar melekler dünyasında yaşayan siyah kanatlı bir çocuk varmış, melekler dünyasında her melek kendi görevini yerine getirmeliymiş. Ama siyah kanatlı çocuk bir gün sıkılıp uzak diyarlara gitmek istemiş, oysa bilmeden evini terk etmiş." Taeh...