"Siyah kanatlı çocuk, arkadaşına melek olmanın ayrıcalıklarını öğretmeye başlamıştı. Ama şeytanın kızının onları bulmasıyla planları suya düştü. Siyah kanatlı çocuk garip davranmaya başlarken, üstüne gizemli birisi Güneş'i takip etmeye başlar. Güneş olanları anlayamazken, ikisinin de haberlerinin olmadığı bir şey vardı. Sonuçta o kadar kolay gidemezdi değil mi? Gerçekler unutulabilirdi ama bu gerçeğin doğruluğunu değiştirmezdi. Peki ikisinin birbirine olan güvenleri kalacak mıydı? Ne olursa olsun gerçeklerin üstüne beraber gidebilecekler miydi? Belki de kader yanılırdı. Bazen duygular tek bir hareketle silinip atılabilirdi. Ama bu onlar için geçerli miydi bilinmez."
***
Telefonumun kamerasını açtığımda saçlarımın kırmızı olduğunu fark etmiştim. Ama kısa sürede pembeye ve ardından sarıya geri döndü. Bu değişimi izlerken, Beomgyu da şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Kırmızı yakışmıştı ya." dedi gülerek.
"Nasıl oldu bu?"
"Bilmem, benim gözlerimin maviye dönmesi gibi bir şey herhalde. Ama bu daha havalıymış, hep sinirlen sen."
"Eğitime devam edebilir miyiz?"
"Yorulmadın mı?"
"Tek öğrenmek istediğim şey gücümü kontrol etmek değil. Melek olmanın genel özellikleri olmalı. Uçmak gibi."
"Burada doyasıya uçabilirsin."
"Uçmayı bilmiyorum?"
"Beni nasıl 10 metre yüksekliğe çıkardın o zaman?"
"O zaman sadece ileri uçmuştum."
"Tamam, yüksek bir yere çıkmalıyız."
Temel özellikler alanı için geniş bir alanda uzun bir merdiven vardı.
"Tırmanacak mıyım?"
"Oldu canım bir de sırtımda mı taşıyayım? Hadi tırman görelim."
Bu kadar uzun bir merdiveni nasıl tırmanacağımı bilmesem de tırmanmaya başladım. Tepeye ulaştığımda nefes nefese kalmıştım. O ise çoktan havalanmış ve gülerek beni izliyordu.
"Çok sinir bozucusun."
"Burası anaokulu değil. Ben gösteririm sen yaparsın."
"Pekala, şimdi ne yapacağım?"
"Atlayacaksın?"
"NE? BU YÜKSEKLİKTEN Mİ?"
Yükseklik korkum yoktu ama bu yükseklikten düşen birinin yaşama oranını sorgulayamayacak kadar yüksekteydim.
"Düşmeyeceksin ki, uçacaksın."
"Ya kanatlarım açılmazsa?"
"En fazla ölürsün."
"Çok komik."
Yine de o zaman işe yaradığı için bir adımımı havaya attım ve kendimi boşluğa bıraktım. Daha bir metre olmuştu ki birden havada asılı kaldım.
"Bu kadar kısa sürede beklemiyordum, bayağı iyisin."
"Nasıl ilerleyeceğim?"
"Gideceğin yönü belirleyerek."
Kollarımı geriye atıp ilerlemeye odaklandım. Birkaç saniye içinde odaklandığım noktaya doğru uçmaya başladım. Gerçekten gereken tek şey odaklanmakmış. Gücümü çağırmak da odaklanmaktan geçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mumirón✔️
Детектив / Триллер"Bir zamanlar melekler dünyasında yaşayan siyah kanatlı bir çocuk varmış, melekler dünyasında her melek kendi görevini yerine getirmeliymiş. Ama siyah kanatlı çocuk bir gün sıkılıp uzak diyarlara gitmek istemiş, oysa bilmeden evini terk etmiş." Taeh...