Yıldızlar

132 22 64
                                    

"Siyah kanatlı çocuk ve arkadaşı kavuştu. Arkadaşı ona çok güzel bir doğum günü hediyesi vermişti. Beraber pasta yediler, gülüp oynadılar. Çok zor şeyler atlatmışlardı beraber. Şeytanın kızı uzun zamandır ortalarda gözükmüyordu. Bu kısa anın tadını çıkarmak için eğlenebildikleri kadar eğlendiler. Ama ertesi gün gerçek kapılarını çaldı. Bulmaları gereken bir gerçek vardı ve bunu ancak onlar çözebilirdi. Fakat geçmiş gizliydi, kanlıydı. Sırrını kimsenin bilmesini istemiyordu. Ve bu sırrın bir koruyucusu vardı. Siyah kanatlı çocuk ve arkadaşı şeytanın kızıyla bir kez daha karşı karşıya gelmek zorundaydı."

***

"TAEHYUN BEN GEL-"

Teyzem çat diye içeri girerken Beomgyu utançla kanepenin arkasına saklandı.

"AY BEN BAKMIYORUM DEVAM EDİN SİZ!" dedi arkasını dönerek.

"Teyze göründüğü gibi deği-"

"Bunun yanlış anlaması mı olur canım? Ben çıkıyorum dışarı devam edin siz."

"SEO TEYZ-" cidden dışarı çıkıp kapıyı kapattı.

Beomgyu gülmekten yarılıyordu.

"Çok mu komik?"

"EVET." gülmeye devam ediyordu, gözünden yaş geldi artık gülmekten.

"Teyzemi içeri alıyorum ben."

"Bu nasıl rahatlık ya? Dizilerde falan insanlar öpüşünce domates oluyorlar böyl- aa sen de domates oldun şimdi. HAHAHAHAHAHAHHA!"

"Ne domatesi yoo domates değilim ben."

Arkamı dönüp kapıyı açtım.

"SEO TEYZE TAEHYUN UTANDII!"

"KAPASANA SEN ÇENENİ."

"Yok siz rahat olun ben çantalarımı bırakıp gidiyorum şimdi. Hem alışveriş yapmam lazım, birkaç ihtiyacım var."

Çantalarını içeri bırakıp çıktı, uzaklaşırken de bana göz kırptı.

"TEYZE!"

*

Teyzem gittikten sonra buzdolabından pastayı çıkardım. Üstüne birkaç mum koydum ve yaktım. Yavaşça salona doğru ilerledim.

"İyi ki doğdun Beomgyu, iyi ki doğdun Beomgyu, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun! Mutlu yıllar saana!"

Pastayı görünce birden şaşırdı.

"Ayy bana pasta mı aldın?"

"Tabii ki, bugün senin doğum günün."

Pastayı masanın üstüne bıraktım.

"Dilek dilemeyi unutma."

"Tamam, s-"

"İÇİNDEN SÖYLE."

"Ay tamam ne bağırdın."

İçinden bir şey diledi ve mumları üfledi. İkimiz de alkışladık.

"Ee hediyem nerede?"

"Hediyeni verdim ya."

"Ama o sayılmaz ki. Elle tutulur bir şey lazım."

Mumirón✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin