İrkilerek uyandım. Yanımdakinin ise Fatih olduğunu anlamam birkaç saniye sürdü. Onun olduğunu elbette biliyorum ama uyku sersemliğime verin, yoksa sürekli başka insanlarla uyanmıyorum zaten.
-Kusura bakmayın hanımefendi ama benim varlığıma alışmak zorundasınız. Zira sizinle, ölmediğim sürece ayrı yatmak gibi bir niyetim yok.
Gözlerini açmadan konuştu Fatih. Hissetmişti sanırım.
-Merhaba. Uyandırdım seni de özür dilerim. dedim saçlarını okşarken. Gözlerini açtı.
-Merhaba güzellik. Ben dakikalardır uyanığım zaten.
-Beni neden uyandırmadın? Uykunu alabildin mi peki? Ayrıca saat kaç?
-Kollarımda olmanın keyfini sürüyordum. Kesinlikle aldığım en en en güzel uykuydu. Ayrıca saatin kaç olduğunu bilmiyorum, önemi yok benim için.
-A a! Ağzından çıkanları kulağın duyuyor mu senin? Sen? Saatin kaç olduğunu bilmiyorsun? Saat diliminden bir habersin?
-Evet güzelim. Bana ne yaptığına bak. Dengemi bozdun, bundan sonra bana bakmak zorundasın. İkimiz için de çalışacak mısın?
-Elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacağıma emin olabilirsin.
Yorganın altında hala çıplak olduğumuz düşüncesi sıcaklığın geri gelmesine neden oldu. Normal bir muhabbet yönetecek kadar aklı selim değilim gibi. Fatih' e biraz daha bakarsam kesinlikle kontrolümü kaybedecektim. Hemen yataktan kalkıp üstüme bir şeyler geçirdim. Çıplaklığımdan utanmıştım. Mutfakta bıraktığım telefonu elime aldım. Saat öğleden sonra 3'e geliyordu. Kerem'den mesaj. Zeynep'ten ise bir sürü mesaj ve aramalar vardı. Duruma bakılırsa Zeynep ilk dönmem gerekendi.
-Alo?
-Betül az kalmıştı evine gelmeme.
-Neden ne oldu?
-Merak ettim dönüş yapmayınca bana. Söz konusu sen olunca her şey olabilir gibi geliyor bir de.
-Abartma bebeğim. Erken uyanınca tekrar uyudum. Sen napıyorsun?
-Bakım yaptırıyorum. Beraber gelelim diyecektim.
-Yok Fatih Ankara'dan döndü. Bugün çıkmam muhtemelen dışarıya. Kerem napıyor? Gerçi uyanınca kahvaltı yapalım demiştim ona ama o da anca dönmüş ve hala ayılamamışlar sanırım?
-Ay sorma sabah uğradım da hepsi küfelikti. Siz ayrılınca devam etmişler evde. Merak ettim gittim gözünü açacak hali yoktu Kerem'in. Sen benim aramı alkolikle mi yaptın?
-Senin aşkından böyle çarpıldı bu çocuk benlik bir durum yok.
Zeynep'in duymak istediği şeyleri söylemeyi çok iyi biliyordum. Hemen gevşeyip sırıttığını anlayabildim.
-E o zaman ben de kapatıyorum sen de erkek arkadaşınla vakit geçir, uzun yoldan geldi yazık çocuğa ilgilen.
sinsi ses tonuyla karşılık vermeye kalmadan kapattı. Kerem'e ise kahvaltı teklifimi iptalini söyledim. Hiçbir güç beni Fatih'le ayıramazdı. Odaya geçerken Fatih'in salona girdiğini gördüm. Sadece pijama altı ile dolanıyordu. Saçları ise tam anlamıyla yatak saçıydı. Dağınık ve seksi... Telefonunu arıyordu sanırım.
-Kalkmışsın.
-Yatakta mı kalmamı isterdin güzelim? Senin için her zaman sıcak tutabilirim.
Yanından geçip giderken
-Görüyorum ki birileri bu sabah yaşattıklarımdan sonra dili çözülmüş. Ben her zaman sıcağım sen merak etme. -kedi gibi pençe atıp mırıldandım- Ben duşa giriyorum. Sen kahve ya!