Aslında o romantik anlardan ve Fatih in çok güzel sözlerinden sonra havalara uçmam çok uzun sürmedi diyebilirim. Resmen hevesim kursağımda kaldı. Neden mi? İş yerinden gelen acil gitmesini gerektiren telefon yüzünden. Sen de bencil olma adamın işi gücü var sonuçta diyebilirsiniz eve haklısınız ama ben bu an bencillik yapmayacaksam ne zaman yapıcam?
Evet kalbime sıcaklık bastı hatta tüm vücuduma böyle nefes almayı bile bir ara unuttum sanırım. Böyle bir şeyler dile gelişken sonrasında tatlı tatlı zaman geçirmek istedim. Ve evet Fatih giderken suratımı düşürmeden yapamadım. O gittikten bir süre sonra ise hemen Zeynep i aradım.
-Kırmızı alarm ! Kırmızı alarm!
-Ne?! Hemen geliyorum.
Zeynep ilk Kerem e aşık olduğunda bu şekilde çağırmıştı beni yanına. Ondan sonra da aşık olma durumlarının aciliyeti bu şifreyle kaldı aramızda. Ne kadar yaratıcı değil mi? Zeynep geldi ben olanları anlattım ve kendimi yine ağlarken buldum?!?!
-Yea ben naaapıcam yeaaa?
-Kızım sen salak mısın? Adam sana iş atmış bunun nesi kötü? Hayır merak ediyorum bu güzel şeyden nasıl bir kötü sonuç çıkardın?
-Bak şimdi bu adam ya beni kendisine bağlayıp sonra dımdızlak ortada bırakırsa? Ya da onu geçtim bu adam yakışıklı iş güç sahibi dalyan gibi çocuk ya başka bir kadınla kırıştırırsa? Hadi onu da geçtim hadi bu adam kimseye yüz vermedi diyelim ama adam yakışıklı kariyer sahibi bunu tekrar yineliyorum kadınlar bunun başına çorap örmeye kalkarsa? Ben hangi biriyle başa çıkıcam? Çıkamam ki. Hem ne fettan kadınlar var ne fettan! Hayır bir de...
-Betül Betül Betül! Bi sus Allahını seversen sen nasıl bir saçmalama boyutuna ulaşmışsın seni görmeyeli ya? Bu benim kızım değil. Hayır sen ne ara bu kadar manyak oldun? Ya da kendini uzaklaştırmaya mı çalıştırıyorsun bu adamdan anlamadım ki? Ha anladığım tek şey ise adamın aşırı yakışıklı ve iş güç sahibi oluşu.
-Ben..
-Ne sen? Sen kendine özgüveni olan bir kadınsın Betül. Ki güzel olduğunu söyleyip senin bi yerlerini kaldırmıcam. Kariyer sahibi de olabilir ama senin yaptığın işin nesi küçümsenecek Allah aşkına bi bana de hele!
-Zeynep ben sanırım korkuyorum. Yine kötü şeyler yaşamak istemiyorum.
-Arda itinin yaptığı şeyleri karşına çıkartıp durma artık. Seninle alakası olmayıp karaktersizliğiyle doğru orantılı şeyler onlar. Ki kimsenin o herif kadar şerefsiz olabileceğini düşünmüyorum. Ki ben sana hemen git Fatih le sevgili ol, koynuna gir de demiyorum
-ZEYNEP!
-Ne Zeynep? Adam yakışıklıysa ki anlattıklarına göre de aranızda duygusalın yanı sıra fiziksel çekim de var. Neyse konumuz bu değil zaten. Konumuz sensin. Tanımaya devam et adamı vakit geçir biraz izin ver ona da kendine de. Nerede kaybettin bilmiyorum ama git şu özgüvenini de geri al salak.
Evet yakışıklı erkek sendromundan müzdaribim. Aslında tam olarak benimle değil de genel yargıyla alakalı bir durum. Kadın genelde erkeğe kıyasla daha tutkulu sadık aşkla sever bana göre. Erkek içinse bir kaç hatalar olabilir. Tabi bütün erkekler aynı değil ama ben de normal bir insanım ve önyargılarım var ne yapayım? Kesinlikle çok mutluydum hala da öyleyim gerçi az buz değil ben Fatih e karşı bir şeyler hissetmeye başlarken onun da aynı duygulara sahip olduğunu bilmem ve tabi ki de ilk adımın ondan gelmiş olması benim için ayrı bir mutluluktu ne yalan söyleyeyim. Zeynep de gittikten sonra ev çok sessizleşmişti. Hani Fatih i de özlemedim değildi. Nedendir bilinmez ama sanırım yanımda sadece olduğunu bilmek bile yetiyordu benim için. Ya da ben yine aşırı duygusallık günlerimdeydim. Kitap okudum, televizyon izledim, Demlik ile uğraştım ama yine de bir şekilde sıkılmayı başarmıştım resmen. Sonra o huzurlu sayılan dakikalarımı sabahki mutfağın görüntüsü gözümün önüne gelince cam kırıkları gibi dağıldı. Şeytan hiç karışma gelsin Fatih Bey temizlesin diyordu ama içim rahat etmemişti. Aslında daha çok temizlemeye uğraşırken daha da berbat edebileceğini düşündüğüm için kalktım yerimden ve yavaşça mutfağa yöneldim. Çok ayakta durmamam gerektiği için alelacele bulaşıkları makineye yerleştirdim çöpleri poşete tıktım ve yerli yerine oturtabilmiştim sonunda düzenimi.