23

9 0 0
                                    

Size de oluyor mu bilmiyorum ama bazen en mutlu olduğum anda bile bundan sonra başıma gelebilecek mutsuz günleri düşünürken buluyorum kendimi. Nasıl bir çaresizlik dolmuşsa içime artık, sanki bu mutlu zamanları hiçbir zaman kendime layık görmüyorum. Ama bir yandan da onca şeye rağmen en çok ben hak ediyormuşum gibi geliyor güzel günleri.  Öyle bir ikilimde kalıyorum ki... Kendime en büyük haksızlığı yine kendim yapıyorum. 

Kafamdaki bu düşünce kaosunu atabilecekmişim gibi kafamı iki yana sallıyorum. O sırada omzumun üstüne bir kafa koyuyor ve yatakta bırakmadığı uyku dolu sesiyle...

-Günaydın. Keşke beni de uyandırsaydın.  diyor Fatih. İstemsizce kafamı kafasına doğru eğiyorum. Temas bağımlısıyım sanırım...

-Günaydın. Gece rahat uyuyamadığını hissettim, çok fazla uyandın. Saat erken olunca biraz daha uyu istedim.

-Seni de mi uyandırdım. Özür dilerim.

- Uykum kuş gibidir benim. Ama uykusuz değilim ben merak etme. Geri uyuyamadım işlere geri dönmeden kahvaltı edebilelim istedim. Saat henüz altı olmadı gerçi...

-Betül iyi misin?

-İyiyim Fatih. Sen nasılsın?

-Betül.-Kafasını omuzumdan kaldırdı ve beni kendisine döndürdü.- Neden benden çekiniyormuşsun gibi hissediyorum o zaman?

-Yok öyle bir şey sadece gereksiz vicdan yaptım. dedim gülerek.

bunu söylememi beklemediği yüz ifadesinden belliydi. Devam ettim.

-O kadar huzursuzdun ki gece. Seni yanıma sürüklüyorum devamlı ve muhtemelen yerini yadırgadığın için uyuyamadın. Bencillikti yaptığım gibi geldi sonra bunun bencilliğimi olur dedim kendi kendime. Ama işte hafta başı olması, işe gidecek olman, dün arkadaşlarımlaydık  geç döndük falan filan işte. Benim hayatım seninkine göre çok daha kolay, sen odaklı düşünememiş olmam canımı sıktı. Sonrasında....

Cümlemi bitirmeye kalmadan kendisine çekip sarıldı bana. O kadar çok sarıldı ki kolları uzun olsa iki kat sarılacakmış gibi... Derin nefes aldı. Başımın üstünü öptü.

-Her seferinde beni nasıl şaşırtmayı nasıl becerebiliyorsun ve her seferinde nasıl bu kadara farklı sonuçlar çıkarabiliyorsun. - Kollarını gevşetti ama beni bırakmadı. Gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etti.- Ben sadece stres yaptım ha bu senin yanında huzurlu olduğum gerçeğini değiştirmez orası ayrı ama uyurken ya seni rahatsız edersem düşüncesi panik yaptırdı bir de - yanakları mı kızardı onun????- o kadar çok sarılmak, öpmek, dokunmak istedim ki sana ne yapacağımı bilemedim.

İstemsizce kafamı geriye atarak koca bir kahkaha fırlattım. Fatih  de gülmeye başladı. Kaynayıp altını taşıran çaydanlık irkilmemize ve çil yavrusu gibi kaçmamıza sebep oldu. 

Yüzümde gevrek sırıtışla kahvaltı hazırlığını bitirdim. Fatih çoktan masaya oturmuş aç bir çocuk gibi beni bekliyordu. Masaya koyduğum hiçbir şeye dokunmamıştı. Beni beklemişti. Abartma diyeceksiniz ama bu o kadar çok hoşuma gitti ki içim yine sıcacık oldu.

-Afiyet olsun bakalım. Ne yapmayı planlıyorsun bugün?

- İşe gitmeden eve gidip üstümü değiştirmem gerek o yüzden biraz daha erken çıkmalıyım sonrasında rutin görüşmeler, işler var bugün. Pazartesi genelde çok çalışmamaya ve çalıştırmamaya bakarım çünkü hafta nasıl başlarsa öyle gider bana göre. Az stres çok daha verim. dedi göz kırparak.

-Güzel düşünce. Ama bana dürüst ol , söz veriyorum dalga geçmek ya da kendimce laf sokmak gibi bir düşünceye kapılmayacağım. Günde ortalama kaç saat çalışıyorsun?

Mavi Kuş (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin