16

22 0 0
                                    

- Zeyneeeep! Ben ne yaptıııığm? Neden o koca çenemi tutmadım?

Ne kadardır ağladığımı bilmiyordum. O kadar güçlü konuşmadan sonra neden arabanın o suratıma kapanmış gibi gelen sesiyle yıkıldım bilmiyorum. Hemen Zeynep'i aradım. Onun da gelmesi çok bulmadı. Ki bence garip olan göz göze gelince onun benden önce ağlaması olmuştu. O ağlayınca ben daha çok ağladım, ben daha çok ağlayınca baktı olmuyor o sustu ben devam ettim. Hıçkırıklar ve burnun silmeler arasında olan biteni anlattım.

- Ben aslında kovmak istememiştim. Sadece yaptıkları çok salakça değil mi ya? O ahkam kesmeler falan. Ne bileyim sinirime dokundu. Ona öyle davranmayı yakıştıramadım. Kopasıca sivri dilimle verdim veriştirdim resmen. Of ya.

Zeynep bir iki tane yanaklarıma yapıştırdı.

- Betül kendine gel. Teorik olarak senin yanlış yaptığın bir şey yok. Sadece belki tutumun sorgulanabilir ama o da belki. Ki bence tutumun da sorgulanamaz ya. Bu ne canım sen hissettiklerini dile getiremeyecek misin? Bence böyle uyardığın için öpsün de başına koysun. Sen adama resmen senden soğumak istemiyorum, bence sen bu değilsin kendine gel demişsin. Bu duygu geçişlerinin sebebi de birden yoğun duygular arasında kalman bebeğim.

- Haklısın sanırım...

- Haklıyım tabi. Ben bir şey biliyorum da konuşuyorum. Emin ol bu mevzu da en kısa zamanda hallolucak. Ama sakın ama bak sakın diyorum sen ne arayacaksın ne de yazacaksın adama. Anlaşıldı mı?

Sessizce kafa salladım. Bu kız her seferinde bana bir şekilde iyi gelmeyi nasıl başarıyordu. Sanırım bunu ömrüm boyunca tam anlayamayacağım. Çayından bir yudum aldıktan sonra:

- Aslında halletmemiz gereken bir mesele daha var bebeğim biliyorsun değil mi?

- Ha?

- Ne ha Betül? Sen bende değil misin daha? Kerem diyorum, belli ki bize kızgın diyorum. Bizi azarlamasına izin vermeden gönlünü almamız lazım. Bunu da anca seninle başarabilirim. Biliyorum çok bencilce gelecek ama iki dakka dangoz Fatih'e ara verip senin kardeşin benim de müstakbel hayat arkadaşım niteliğindeki adama odaklansak?

- Tamam canım. Haklısın aslında. Unuttum ben onu kusura bakma. Hem kafamı Kerem'e yoğunlaştırırsam benim içinde iyi olur.

İkimiz de aklımızdakileri söyledik ve ortak bir karara vardır. Şirinlik, duygu sömürüsü, üste çıkma ve kapanış. Giriş, gelişme, sonuç böyleydi. İlk önce markete uğradık, sonra zaten Zeynep'te de olan Kerem'in evinin anahtarlarıyla eve girdik. Tabi önce eve bir çeki düzen verdik. Sonrasında ise best of Kerem den oluşan yiyecekleri hazırladık. Ben Kerem'e oyun alırken, Zeynep de Beşiktaş forması almıştı. Süt dökmüş kedi gibi Kerem'in gelmesini bekliyorduk. Kapı kilidi sesini duyunca ikimiz de istemiz olarak sırtlarımızı dikleştirdik. Kerem kapının ardından görünür görünmez resmen suratı düştü ve geri döndü.

- Bence hayatındaki bu iki kadını yüzüstü bırakmak sana yakışan bir şey olmaz Kerem Bey. dedim.

- Belki de o iki kadın beni yüzüstü bıraktığı için bu kadar kırılmış olabilirim?

- Biz seni yüzüstü bırakacak bir şey yapmadık Kerem biliyorsun. Bence sen bazıları gibi anlamadan dinlemeden peşin hüküm verecek biri değilsin.

Onu bir kıyaslamaya sokmam dikkatini çekmiş olacak ki kaşları havaya kalktı. Zeynep'ten ise asla çıt çıkmıyordu. Gözleri kocaman ha ağladı ha ağlayacak şekilde Kerem'e bakıyordu sadece. Kedi yavrusu misali sesi titreyerek:

- Ama hayatım. dedi ve iki damla gözyaşı da düştü gözünden. Baktım duygu sömürüsü evresine geçtik ben de akıttım gözyaşlarımı. Tam da tahmin ettiğimiz gibi Kerem daha fazla dayanamayarak kollarının arasına aldı bizi.

Mavi Kuş (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin