Mesajı almamın üzerinden yaklaşık bir kaç saat geçmişti ki her şey şimdilik yolunda gibi görünüyordu. Cevap yazmamı bekliyor gibi görünüyordu. Kimseye bir zarar gelmesini istemiyordum ama yine de emin olamıyordum. Babam dahi olsa kimseye güvenemezdim bu saatten sonra. Telefon elimde ne yapacağımı düşünüyordum ki bir anda Emel ablanın yanıma gelmesiyle irkildim. Dik dik bana bakıyordu. Suratımı inceliyordu.
"Sende bir şeyler var." dedi yanıma otururken. Bunu demesiyle gözlerimi çevirsem de yalana başvurmak zorunda kalmıştım.
"Bir şey yok ablacım. Sadece tüm bu olaylardan bitkin düştüm." Bunu desem bile inanmış gibi durmuyordu. Gerçekten de yalan söyleyemiyordum.
"Biliyorsun, Baran'a söyleyemediğin şeyleri bana söyleyebilirsin. Ben de senin bir annen sayılırım."
Bunu söylemesi gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Kalbim sızlıyor ve ona doğru bakamıyordum. Uzun zamandır böyle bir duyguyu hissetmemiştim. Anne ve baba sevgisini en son ne zaman tatmıştım ki? Bir anda bana sarılmasıyla ile ağlamaya başlamıştım bile. Bende ona sımsıkı sarıldığımda uzaktan bizi izleyen gözler hissetmiştim. Gözlerimi açtığımda ağlamaklı bir Ali ve dişlerini sıkarak bize bakan bir Egemen ile karşılaşmıştım. Al işte al birini vur ötekine.
"Annem, benim dışıma herkese annelik yapıyor valla."
Egemen sızlanarak Ali'ye sarıldığında Ali de kafasına vurmuştu. Baran etrafta görünmüyordu. Efe de elindeki bilgisayarda bir şeyler bakarken bize hiç oralı olmuyordu bile. Evin bebeği Egemen'di orası kesindi.
Emel abladan istemeden gülerek ayrıldım. Şu evde huzurla ağlayamıyordunuz bile. Ben ise bu güzel aile tablosunu bozmayacaktım. Ne yapılacaksa onu yapacaktım.
———————
Hava çoktan kararmıştı ve Baran'ın yanımda uyuyuşuna sessizce baktım. Bilmiyordum belki yanlış bir karar vermiştim ama en azından sevdiğim tüm insanlar güvende olacaktı. Ben kendimi bir şekilde kurtarırdım belki ve sevdiğim insanlara geri dönebilirdim. O adamların tek istediği bendim ve gidip onlara istediğini verecektim. Babam denen o aşağılık adamın ne istediğini bir şekilde öğrenmeliydim. Onlara gece bir parka geleceğimi ve beni oradan almalarını istemiştim.
Artık ne olacaksa olacaktı. Başından beri Baran'ı tehlikeye atıyordum belki de. Bu kadar bencil olmamalıydım.Ufak bir çanta yaparak içine sadece telefon ve cüzdanımı koymuştum. Kıyafetlere ihtiyacım yoktu. En azından bu saatten sonra.
Yavaşça yatakta doğruldum ve camdan dışarıya baktım. Dışarıda dolunay vardı. Masanın üzerinde Emel ablanın bana verdiği kalem görünürlü bıçak vardı. Düğmeye bastığınızda ucundan sivri bir uç çıkıyordu. Kendimi savunabilmem için bana hediye etmişti. Onu da aldım ve çantama attım. Ne olacağını bilmiyordum ama belki kullanmam gerekebilirdi.
Tüm eşyalarımı alarak odadan çıktığımda ev fazlasıyla karanlık ve sessizdi. Hemen merdivenlerden inerek dış kapıya ulaşmıştım. Ama elim bir türlü kapı koluna gitmiyordu. Aptallık ediyordum şeytanın inine tek gitmekle ama düşündüğünüz zaman sevdiklerinizi korumak için her şeyi yapardınız. İşte bende öyle yapıyordum. Onları bu sefer ben koruyacaktım.Kapıyı yavaşça açtığımda şaşkınlıkla karşımda dikilen Egemen'i gördüm. Elinde sigarasıyla şehir manzarasına bakıyordu. Neden bu saatte dışarıdaydı? Sanki benim evden kaçacağımı biliyordu da beni bekliyormuş gibi, kim olduğuma bakmak için yeltenmemişti bile. Ben onun sırtına bakarken o iç çekiyordu.
"Küçükken, babamın bir süper kahraman olduğunu düşünürdüm." diye cümleye başladığında onu dinlemek zorunda olduğumu hissettim. Çünkü beni yollamayacağını biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte Gelin (Düzenleniyor)
Teen FictionBaran sinirle saçlarını karıştırmıştı. Nasıl olurda düğünden bir hafta önce evleneceği kadının kaçmasına izin verebilmişti? ''Şimdi ne yapacağız Baran?'' Ali sorduğunda bu sorunun cevabı Baran'da olmadığı için bağırmıştı. ''Nereden bilebilirim?!''...