31 🕊

5.2K 274 26
                                    

Media: Baran

Beynim durmuş gibiydi. Baran şu anda önümde bir yüzük kutusu ile diz çökmüş bana evlilik teklifi ediyordu. Kalbimin atışı en yüksek hızda atarken gözyaşlarımın akmasına hakim olamıyordum. Şu anda odada yalnız olmasak bile gözüm ondan başkasını görmüyordu. Bana gülümseyerek bakan bir adet Baran hayatımı alt üst etmişti.

"Evet..."

Ağzımdan çıkan kelimeler Baran'ı daha çok gülümsetirken hızla elimi kapmış ve yüzüğü parmağıma geçirmişti. Hızlı bir şekilde ayağa kalkıp bana sarıldığında bir anda odada kopan alkışlar ödümü koparmıştı. Arkamı döndüğümde odada aslında gerçekten yalnız olmadığımızı anlamıştım. Egemen ve Nazlı köşede ıslık çalarak bizi izlerken diğerleri de alkışlıyordu. Bakışlarımı kapıya çevirdiğimde Nihal'inde burada olduğunu görmüştüm. O da aynı şekilde gülümseyerek bizi izliyordu. Kerem Bey ayağa kalkarak yanımıza geldiğinde hızlıca elini öpmüştüm.

"Hadi hayırlısı olsun. En kısa sürede de bir düğün yaparız." dedi Kerem Bey teker teker bize sarılmıştı. Olanlar o kadar hızlı gelişmişti ki bu anları yaşadığıma bile inanamıyordum. Nazlı hızla yanıma gelerek bana sarıldığında gülerek bana bakıyordu.

"Vay be, artık hanım ağa oldun demek. Bana bak bize, şimdi hanım ağa oldun diye artistlik yapma evde." dediğinde gülmeden edememiştim. Nazlı yine her zamanki gibi dalga geçecek yer arıyordu. Deniz ve Sinem'de yanıma gelerek sırayla bana sarılmış ve absürt şakalarla devam etmişlerdi. Hepimiz şakalaşarak gülerken Egemen'in bağırarak yanıma gelmesi beni biraz utandırmıştı.

"Yenge!"

Bağırarak bana yenge demesi hala alışamadığım şeylerden bir tanesiydi. Egemen yanıma gelerek sımsıkı sarılmış ve daha onun ağırlığından kurtulamadan Ali de üstümüze atlamıştı. Ayı herifler hala yaralıyım ben salın beni!
Baran halimizi gördüğünde kaşlarını çatarak yanımıza gelmişti ve beni onlardan ayırmıştı.

"Oğlum yengeniz oldu diye ne bu laubalilik, kendinize gelin." Ufak bir uyarı yaptıktan sonra Baran belimden tutarak kendisine çekmişti. Bir anda beni kendisine yapıştırması kalbimi fazlasıyla hızlandırmaya yetmişti.

"Aman abi ya, şöyle güzelce kutlamamıza da izin vermiyorsun."

"Yedik sanki karını."

"Hadi hadi, söylenmeyin de gidin arabayı hazırlayın. İşimiz var daha." Baran, Ali ve Egemen'i yanından kovarken herkes yavaştan odadan çıkmaya başlamışlardı. En sonunda Baran ve ikimiz kaldığımızda gülümseyerek ona bakıyordum.

"Ayağın acıyor mu?" diye sorduğunda kafamı sallamıştım. Eskisi kadar acımıyordu ama üzerinde fazla durunca haliyle ağrı yapıyordu.

Baran beni kucağına almasıyla ne olduğunu şaşırmıştım. Beni çalışma masalarından birine oturturken sırıtarak bana bakıyordu. Açıkcası şu anda Kerem Bey'in ofisinde bu pozisyonda olmak ne kadar uygundu bilmiyorum. Her an birisi içeriye girebilirdi. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecektim ki bir anda dudaklarıma yapışması bir olmuştu. Refleks olarak ellerimi boynuna doladığım zaman öpüşü yavaştan hızlıya geçmişti. Arzuyla beni öpüyor ve belime sarılıyordu. Kalbim yerinden çıkacaktı neredeyse. Fakat o kadar huzurluydum ki, anlatabileceğim şekilde bir huzur değildi. Baran'ın kollarındayken hissettim huzuru şimdiye kadar hiç bir yerde hissetmemiştim.

Şöle hayal ediyoruz 💕

Şöle hayal ediyoruz 💕

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sahte Gelin (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin