25 🕊

5.4K 259 20
                                    

Medya: Ali

Ali ile akşam üstü yola çıktığımız sırada, aklımda hala neler yapmam gerektiğine dair bir yol çizememiştim. Yavuz'un gittikçe arsızlaşmaya başlaması, beni ve diğerlerini tehlikeye sokuyordu. Ne istediğini gayet iyi biliyordum ama yanına gittiğimde her şey bitecek miydi sanki? Beni orada öldürse, diğerlerine zarar verip vermeyeceğini bile bilmiyordum. Boşuna güme gitmek istemiyordum da. Bu yüzden en kısa sürede bir yolunu bulmak zorundaydım. Ali arabadaki sessizliği bozmak adına radyoyu açtığı sırada ona bir bakış atmıştım. Gerçekten biraz sessizliğe ihtiyacım vardı ve o gürültü yapmak için uğraşıyordu.

"Açma."
"Biraz dinleyelim."
"Hayır."
"Azıcık ya."

Dik dik ona bakmaya başladığımda tamamen teslim olmuş ve elini radyodan çekmişti. Kafamı tekrar dışarıya çevirdiğimde yan aynadan arkadaki araba gözüme çarpmıştı. Çok güzel ve lüks kırmızı bir arabaydı.
"Arkadaki araba ne kadar güzelmiş. Sizin de var mı böyle arabanız."
Ali merakla yan aynadan baktığında gülmüştü.

"Bende üstü açılandan var, ödünç vereyim mi?" diye küstah bir şekilde konuştuğunda hızla koluna vurmuştum.

"Ehliyetim olsaydı çalardım bile." dediğimde o da gülmeye başlamıştı.

"Ne gerek var çalmaya, al ehliyetini, araban benden." dediğinde şok olmuştum. Ciddi miydi bu?

"Şaka mı yapıyorsun? Gerçekten alır mısın?" dediğimde suratımdaki heyecan onu daha çok güldürmüştü. Cebinden bir anahtar çıkararak bana uzatmıştı.

"Al senin olsun."

Hızla kaptığım arabanın anahtarını ceketimin cebine koyarken Ali bir şey demeden arabayı sürmeye devam etmişti. Ciddi ciddi arabayı bana hediye etmişti.

"Şimdi anahtarları bana verdin ama sonradan elimden geri almazsın değil mi?" diye sorduğumda omuzlarını kaldırarak "bana hiç belli olmaz güvenme bana." diyerek göz kırptı.

"Pekala, çok teşekkürler fakat nereye gidiyoruz?" diye sordum en sonunda.

"Beğeneceğine emin olduğum süper gizli bir mekana."

"Çok açıklayıcı oldu teşekkürler." Alayla söylediğimde daha fazla bir şey söylemeyeceğini anlamıştım. Bu yüzden yol boyunca dışarıyı izlemeye devam etmiştim.

Aradan yaklaşık yarım saat geçtikten sonra iyice oturduğum yerde uyuştuğumu, gerilme hareketi yaptıktan sonra fark etmiştim.

"Daha ne kadar yol gideceğiz Allah aşkına?"

Ali cevap vermek yerine kafasıyla arkayı göstermişti.

"Çaktırmadan aynadan arkaya bak. Arabayı bize gösterdiğinden beri fark ettim ki, araba bizi takip ediyor. Sabahtan beri farklı yollara giriyorum, bir kez olsun yolunu değiştirmedi." dediğinde kalp atışlarım elimde olmadan artmaya başlamıştı.

Yavuz yine bizi takip ettiriyor olmalıydı. Yine bir şeylerin peşinde olmalıydı. Korkuyla Ali'ye baktığımda gülümseyerek bana dönmüştü. "Korkma. Ben burdayım, bişey olmayacak. Fakat sen yinede kemerini sıkı bağla, biraz hızlanacağız."

Bunu der demez gaza basmasıyla istemesemde arkama yaslanmak zorunda kalmıştım. Arkamızdaki araba da aynı şekilde hızlanırken Ali'nin alayla güldüğünü fark etmiştim.

"Bahar, telefonundan Egemen'i ara ve durumu izah et."

"Baran'ı aramamız daha iyi olmaz mı?" diye sorduğumda hızla kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.

Sahte Gelin (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin