Sahte Gelin (Düzenleniyor)

13 🕊 2

Media: Aras

Keyifli Okumalar  ♥

~Nihal'in Ağzından~

Midem bulanıyor. Off Bahar! Bu kadar pudingi neden yiyorsun ki? Senin yüzünden kusacağım birazdan.

Nazlı'ya baktığımda elinde mısır, televizyona odaklanmış bir şekilde koltukta oturuyordu. Ona baktıkça benim midem hareket etmeye devam ediyordu. Puding'in üstüne bir de mısır yiyordu. Nasıl bir midesi vardı bunların?
Şu anda benim lüks bir otelde, harika bir manzara karşısında yemek yiyor olmalıydım. Hep bu Baran yüzünden. Onu koruyacağız diye ne hallere düştüm.

Nazlı bana bakmadan oturduğu yerden mısırı uzattı. Mısırın kokusunu aldığımda bayılacak gibi oldum.

''Yok saol.'' dedim elini ittirdiğimde.

''Niye yemiyorsun? Genelde puding'in arkasından mısırın güzel gittiğini söylerdin.''

'Puding'in arkasından mısır mı? Gerçekten mi Bahar?!'

''Yok bugün canım istemiyor.''

Nazlı önümde harıl harıl mısır yerken bende kendimi filme odaklamaya çalıştım. Çünkü eğer biraz daha düşünürsem salonun ortasına midemi boşaltacaktım!

~Bahar'ın Ağzından~

Maşallah Nihal, her gün nasıl yapabiliyorsun bu makyajı? Cildim bozulacak...Bildiğin cildine badana yapıyorsun. Pes vallahi.

Makyajımı tamamladıktan sonra hemen aynanın karşısına geçtim ve kendime baktım.

İyi ki Nihal ile boylarımız uyuşuyordu. Yoksa bu plan işe yaramazdı. Gerçi sesimiz bile fazla değişik değilken boyumuza şaşırmam pek de doğru değil.

Fakat Nihal'in tarzı çok güzeldi. Alımlı ve sade giyinen birisiydi. Dolabında siyah dışında hiç koyu renk kıyafeti yoktu. Ki sadece bir tane siyah renkli elbisesi vardı.Bende dolabında bulduğum kırmızı diz üstünde bir elbise giymiştim.

Kerem Bey bugün bizi kontrole gelecekti. Akşam yemeği yedikten sonra tekrar bir konuşma yapacak ve Yavuz'un planlarını nasıl engelleyebileceğimizi konuşacaktık. Baran neyse ki bugün akşam şirkete gidip kalan evrakları düzenleyecekti. Evde Ali ve Egemen dışında kimse kalmayacaktı ki Egemen'in olanlardan haberi olan tek kişiydi.

Yavaş adımlarla aşağıya indiğimde Baran mutfakta oturuyordu. Genelde her mutfağa girişinde yemek yapan Baran şimdi boş boş oturuyor muydu?

''Ne yiyoruz hayatım?'' diye cilveli bir şekilde sordum.

Nihal gibi davranmak neden bu kadar zordu? Hemen yalandan gülümsedim ve Baran'ın arkasından gidip sarıldım. Tek bir tepki bile vermiyordu.

''Hizmetçiler birazdan hazırlarlar.'' dedi soğuk bir şekilde.

''Neden? Normalde de sen yapmıyor musun?'' diye sorduğumda göz ucuyla bana baktı.

''Yemek yapacağım insanlar genelde özel oluyorlar. Seni özel kılan ne? Nişanlım olman dışında.''

Şu anda Nihal de olsam kırılmıştım. Çok kabasın Baran!

Yani bu demek oluyordu ki Nihal'e hiç yemek yapmamıştı. Ama biz evdeyken boş olduğu her zaman kendisi yapardı yemekleri...

''Ah, anladım.'' dedim hemen durumu kurtararak.

''Bugün şirketten döndüğünde bir yerlere gitmek ister misin? Bilirsin gezmeyi severim.''

Ah! Bende hiç sevmem. Nihal neden özelliklerimiz bu kadar zıt?

''Geldiğimde yorgun olurum büyük ihtimalle. Başka zaman.'' diyerek ayağa kalktı ve mutfaktan çıkıp gitti. Gerizekalı.

Hemen bende arkasından gittim ve salona girip yanına oturdum. Oturduğu yerden kalktı ve tekli koltuğa yerleşti. 'Gerçekten mi Baran? Bu kadar mı nefret ediyorsun Nihal'den?'

Nefesimi dışarı verdim ve Kerem Bey gelene kadar oturduğum yerden kalkmadım.

____________

Kerem Bey geldikten sonra hizmetçilerin hazırladığı sofraya hemen oturduk ve yemeye başladık. Kerem Bey ile arada göz göze geliyoruz ama bakışlarımı hemen kaçırıyordum. Neden bilmiyorum ama huzursuz hissediyordum. Bu sırada Kerem Bey mendil ile ağzını sildi ve arkasına yaslandı.

''Bir misafirimiz gelecek birazdan.'' dedi ve Baran'a baktı. Baran elindeki çatalı kenara bıraktı ve Kerem Bey'e baktı.

''Tabi ki gelebilir. Fakat, neden geliyor bu her kimse?''

Kerem Bey gözlerini bana dikti. ''Bazı işler için gerekli.'' dedi ve güldü.

Neden bu cümle bana çarptırılmış gibi hissediyorum? Hayır yani neden huzursuz hissetmeye devam ediyorum?

Bu sırada zil çaldı ve hizmetçilerden birisi kapıyı açmaya gitti.

Kerem Bey ayağa kalktı ve kapıya doğru gitmeye başladı. Baran ve ben de aynı şekilde Kerem Bey'in arkasından gitmeye başladık.

Ben herkesin arkasından gittiğim için gelen kişiyi daha görememiştim. Kerem Bey gelen kişiyle tokalaştıktan sonra sıra Baran'a gelmişti. Kafamı arkadan çıkardığımda tanıdık bir sima gördüm. Dikkatli bir şekilde incelediğimde bu, Yavuz'un verdiği dosyayı Baran'dan geri alabilmek için şirkete gideceğim zaman arabasına bindiğim kişiydi! Neydi adı? Aras!

Beni görmemesi içi kafamı Baran'ın arkasına saklasam da çoktan yakalanmıştım.

''Oh siz?'' dedi şaşırmış gibi. ''Sizinle burada görüşeceğim hiç aklıma gelmezdi.'' dediğinde paniğe kapıldım. 

''Anlamıyorum sizi? Karıştırmış olmayasınız? Sizi ilk defa görüyorum.'' dedim Nihal gibi 'Bu küçük dağları ben yarattım.' havasına girerken, ki o lafı doğru söylediğimden bile emin değilim.

''Hayır eminim!'' dedi üstüne basa basa. Sussana oğlum! ''Hatta o gün çok hızlı sürmemi istemiştiniz?''

''Hayır.'' dedim derin bir nefes alarak. ''Hatırlamıyorum. Karıştırmış olmalısınız.'' dedim bir çırpıda.

Baran göz ucuyla bana ve Aras'a bakarken Kerem Bey ortalığın karışacağını fark edince hemen söze girdi.

''Aras Bey aç mısınız?''

''Yok teşekkür ederim efendim ve lütfen bana Aras deyin.''

Aras garip bir şekilde sırıtarak büyük misafir odasına giderken Baran da onları takip ederek odaya girdi.

Bu saatten sonra başım kesinlikle beladaydı...

_______

Bir süredir kenarda Kerem Bey, Baran ve Aras üçlüsünün konuştuğu evrak konusunu dinlerken uykumun geldiğini fark ettim. Kimse fark etmeden ağzımı genişçe açarak esnedim.

Tam kafamı çevireceğim sırada Baran'ın bana bakan şaşkın gözlerini yakaladım. Herhalde Nihal'den ilk defa böyle bir tepki görüyordu. Fark etmemiştir değil mi?

Hemen ağzımı kapattım ve bakışlarımı çevirdim. Daha sonra o da bakışlarını çevirdi ve sohbete katıldı.

Bir süre sonra dalacak gibi oldum ki Kerem Bey'in sesi ile kendime geldim.

''Gelelim asıl konuya.'' diyerek bana baktı.

''Aras, bundan böyle Nihal kızımız seninle OZA şirketinde çalışacak. Tüm çizimler ve editler Nihal'e ait olacak. Böylelikle anlaşmamız da harika bir şekilde ilerleyebilir. ''

Aras bana çapkın bir gülüş gönderdikten sonra Kerem Bey'e döndü.

''Kızınız Nihal ile harika bir şekilde ilgileneceğim...Bana güvenebilirsiniz efendim.''

Size daha önce de başımın belada olduğunu söylemiş miydim?