30 🕊

4.5K 282 21
                                    

Baran bana dik dik bakarken ben suçlu suçlu sırıtmaktan başka bir şey yapamıyordum. Saatlerdir kendisini herkese sorarken bir anda pat diye karşıma çıkmıştı. Onu ne kadar özlediğimi daha yeni yeni fark ediyordum. Keskin bakışları içimi delip geçerken utanarak kafamı çevirmiştim. Aslında neler olduğunu sormak istiyordum, artık tamamen rahat mıydık? Bundan böyle iyi olacak mıydık? Fakat bunları sorarsam alacağım cevabın beni üzüp üzmeyeceğinden emin değildim. Sonuçta, artık Yavuz gittiyse benim de gitme vaktim gelmemiş miydi? Başından beri plan bu değil miydi? Şimdi ne yapacaktım? Gerçekten buradan gidecek miydim?

"Ne düşündüğünü bilmiyorum ama artık rahatla. Her şey geride kaldı."

Baran'ın endişeli sesi bana ulaştığında kafamı kaldırıp ona bakmıştım. Yavaşça elini elime koymuş ve gülümsemişti.

Kalbim o kadar hızlı atmaya başlamıştı ki yanaklarım al al olmuştu. Baran kızardığımı görmüş ve gülmeye başlamıştı.

"Evet, cezana gelecek olursak." diye söze girdiğinde şaşkınlıkla ona bakmıştım. Gerçekten bana ceza verecek miydi? Alt tarafı şaka yapmıştım, niye ciddiye alıyorlardı ki? Tam ağzımı açıp cevap verecektim ki şiddetle açılan kapıyla Egemen görünmüştü.

"Doktoru getirdim!" Fakat bunu söyledikten sonra ona gülümseyerek bakıyor olduğumu görmesiyle sinirle kaşlarını çatmıştı.

"Senin yapacağın şakaya da..." diye lafa girdiğinde Baran'ın masadaki kitabı alıp Egemen'e fırlatması bir olmuştu. Egemen çevik bir hareketle sıyrılırken Doktor kapının yanında, sanki bu olaylara bir çok kez şahit olmuş gibi sıkılmış bir şekilde izliyordu.

"Egemen, senin dilin fazla uzamış sanki, gel de keseyim."

Baran'ın suratındaki psikopat gülümseme beni nedense fazlasıyla tatmin etmişti. Beni koruyor olması o kadar çok hoşuma gidiyordu ki...
"Ama abi sabahtan beri bizimle uğraşıyor, o zaman al karını yanına bizi de rahat bıraksın." diyip odadan çıkarken Doktoru da kolundan tutup dışarıya sürüklemişti. Yanaklarım artık iyice kızardığında herkesin beni çoktan Baran'ın karısı olarak kabul ettiğini fark etmiştim. Ortamda garip sessizlik oluştuğunda yavaşça ona bakmıştım. Bana bakmıyor, düşünceli bir şekilde yere bakıyordu. Acaba Egemen'in söyledikleri onu rahatsız mı etmişti? Hazır konu açılmışken artık sormam gerekiyordu. Uzatmaya gerek yoktu.

"Yavuz işi tamamen halloldu mu?"

Sorduğum soruyla tüm dikkatini bana verdiğinde kafasını olumlu anlamda sallamıştı. Ölmüş müydü?

"Ölmedi, ama yarın mahkemesi var. Hapis cezasından kurtulamayacak."

Baran aklımı okumuş gibi hemen geri cevap verirken onun yanından bir dakika bile ayrılmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyordum. Ama her şey hallolduğuna göre artık anlaşmamızı fesh edebilir ve buradan ayrılabilirdim. Ama bunu düşünmek bile beni fazlasıyla üzüyordu. Baran'ı seviyordum...

"O zaman..." diye söze girdiğimde pür dikkat beni dinliyordu.

"Anlaşmamız sona ermiş gibi görünüyor." dediğimde bir anda ayağa kalkmıştı.

"Evet haklısın. Anlaşmamız bitmiş gibi görünüyor." Baran'da benimle aynı fikirde olmalıydı. Gitmem gerekiyordu artık.

"Fakat yine de ayağın iyileşene kadar burada kalacaksın. Reddetme hakkın yok. Başına şimdiye kadar ne geldiyse bizim yüzümüzden geldi, telafi etmemiz gerekiyor."

Konuşmasını bitirir bitirmez başka bir şey söylemeden kapıdan çıkıp gitmişti. Sanırım onun kalbinde o kadar da önemli bir yere sahip değildim...

Sahte Gelin (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin