3.8

8.7K 447 54
                                    

İyi okumalar <333

~

Birden kapı açıldı. "Hiii" diye ses gelince kafamızı kapıya döndürdük. "Özür dilerim özür dilerim özür dilerim..!" Dedi Bengü. "Ya ben bilmiyordum özür dilerim" dedi Bengü.

"Bengü çık dışarı!" Doye bağırdı Kuzey. "Tamam , tamam çıktım" dedi Bengü. Dışarı çıktı. Kapıyı çaldı. "Öpüşüyorsanız ayrılın. Dikkat dikkat! Öpüşenler ayrılsın! Tekrar ediyorum öpüşenler ayrılsın!" Dedi Bengü.

Bu kızın içine karantina Burak girmis Ahu...

Kesinlikle iç ses kesinlikle katılıyorum sana.
Üstümü başımı düzelttim. "Gel Bengü gel" dedim. Hemen içeri girdi. "Size haberim varrr!" Diye bağırdı.

"Ne haberi Bengü" dedi Kuzey. "Dışarı çıkıyoruzzz!" Dedi Bengü. "Yani bara gideceğiz Hakan abinin arkadaşının barına!" Dedi Bengü.

"Hadi gidelim o zaman" dedim. "Böyle mi geleceksin Ahu?" Dedi Bengü. "Nasıl geleyim ki?" Dedim. "İstikamet benim odam! İlaydaaa! Odama gell!" Diye bağırdı Bengü. Bengü'nün odasına gittim.

"İlayda sana zeytin yeşili bir elbise vereceğim git bir dene" dedi Bengü. İlaydaya zeytin yeşili bir elbise verdi. Diz kapaklarının 1 karış yukarısında ,omuzları ince ipli, göğüs dekoltesi fazla olmayan bir elbise verdi.

İlayda onu deneyip geldi. "Olmamış" dedi Bengü. "Nasıl ya bence yakıştı" dedim. "Hayır! Ben yakışmadı diyorsam yakışmadı!" Dedi Bengü.

Bu sefer de fil dişi renginde bir elbise çıkardı. Bu elbise diğer elbiseye göre diz kapağının bir buçuk karış yukarısındaydı. Omuzları ipli değildi. Göğüs dekolitesi fazlaydı.

~

Hepimiz hazırlanmıştık. Benim elbisem koyu arduvaz grisi rengindeydi diz kapağımın 2 karış üzerinde bitiyordu. Elbisenin üstünde, göğsümden aşağı doğru inen bir taşlar vardı. Sade elbiseyi daha hoş gözüktürüyordu. İnce ipliydi. Bengü 'göğüslerin küçük' diyip makyajla göğüslerimi daha da belirginleştirmişti.

Aşağı indiğimde kuzeyin bakışları önce üstümdeki elbiseye daha sonra göğüslerime kaydı. Hemen yanına gittim koluna girdim. "Bengü makyaj sürdü bu yüzden" dedim kulağına. "Üstüne bişey giy" dedi Kuzey. "Tamam" dedi.

Kuzey kıyafetime karışan biri değildi. Şimdiye kadar giydiğim hiç bir şeye karışmamıştı. Bu huyunu seviyordum.

Üstüme falza ince olmayan bir hırka aldım. Hırka elbisemle aynı renkti. Üstünde küçük küçük taşlar vardı.

Arabaya bindik bir barın önünde durduk. "Fazla kişi yok" dedi Hakan. İçeri girdik. Fazla kişi yoktu demişti ama burada en az 100 kişi vardı... Abartısız söylüyorum 100 kişi vardı.

"Çok kişi var" dedim kuzeye. "Barda en az kişi dedikleri 100 kişidir sevgilim." Dedi Kuzey. "Bir yere oturduk. Adamlar bir şeyler getirmişti. "Sevgilim sen bunu iç alkolsüz bir kokteyl" dedi Kuzey. Elinden aldım içmeye başladım. "Sen ne içiyorsun" dedim.

"Brendi" dedi Kuzey. "O ne demek oluyor" dedim. "Ağır derecede alkollü bir içki üzümden yapılıyor" dedi Kuzey. "Sarhoş olur musun?" Dedim. "Bilmem olur muyum?" Dedi Kuzey. Gülümsedim "olma" dedim. Önüme döndüm. O sırada yavaş şarkı bitmişti. Yeni bir şarkı başlamıştı. Şarkıyı sahnedeki adam söylüyordu.

Çabaladım bir yere varmadı
Gördümki aşk seni de sarmadı ben gibi
Kimse de halimi sormadı
Sormasa da hiç biri yormadı sen gibi

Bir Yıldız Kaydı  •texting• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin