Merhabalar!
İyi okumalar sevgili okuyucularım.
Sizleri seviyorum biliyorsunuz.
Yorum yapıp oy atarsanız çok mutlu olurum. 🖤---
Abimin evinde Can ile olan akşam yemeği ve akşamında Yiğit bozuntusunun kafamı karıştıran sözleriyle bitirdiğim günün üzerinden tam 1hafta geçmişti bile.
1 hafta boyunca ne Yiğit ile düzgün iletişim kurmuştum ne de Can ile.
İkisinden de uzak durup kafamı topluyordum.
Yiğit'in sekreteri olmak tabi ki iletişim sağlıyordu fakat sadece iş için konuşuyordum.
Yiğit de zaten benimle konuşmaya pek istekli değil gibiydi.
Bilmiyorum..
Can'a gelince, mahallede sürekli görüyordum selamlaşıyorduk ama onun dışında konu açmasın diye hemen sıyrılıyordum yanından..
İstemiyordum, kafamı toparlayınca anladım ki ben hayatımda herhangi bir erkek hâla istemiyordum.
Annem bu düşüncelerimi duymasa iyi olurdu.
Önümdeki randevu defterine kulağımı sağır eden ve sabır sınırımı zorlayan kadının cırtlak sesiyle söylediği günü yazdım.
"Tamam Hale hanım. Ben dediklerinizi Yiğit beye ileteceğim."
Kadın derin bir nefes aldı. Çok konuştu yorulmuştur inşallah.
"Adın ne demiştin canım?"
Allahım sabır ver. Yiğit'in sevgilisi falan mı acaba ne bu?
"Narin." dedim sıkıntıyla. Neredeyse 15 dakikadır kadına şuan onu Yiğit'e bağlayamayacağımı, anlatıyordum.
Yiğit bozuntusunun önemli bir görüşmesi vardı odasında.
"Narincim çok önemli diyorum."
Ofladım."Bir kaç dakika sonra sizi arayacağım." dedim yüzüne kapatıp.
Yeter diye bağıracaktım birazdan.
Hızla ayağa kalkıp siyah kot pantolonumu düzelttim.
Üstümde yeni aldığım bir büstiyer vardı. Kırmızı kalın askılı göbeğime kadar ipli.
Ah şaşırılacak şeyler olmaya başlamıştı hayatımda. Resmen iş için karakterimi farklı yansıtıyordum.
Yakışmadığını söyleyemem ama büstiyer normal Narin için biraz süslüydü be!
Derin bir nefes alıp diğer sekreterlere baktım.
Hepsi işindeydi.
Yiğit bozuntusunun odasına doğru yürümeye başladım.
Şaşırmayın ama siyah topuklu ayakkabı aldım geçen gün ayağımda o var.
Her gün eve gidince topuklu ayakkabıyı müzeye kaldıralım diyor annem. Şaşkınlıktan bayılacaktı çünkü görünce.
6 cm falan.
Hala alışmaya çalışıyorum.. Off...
Yiğit'in odasının önünde durunca, "Asla rahatsız etme görüşme boyunca." demesi geldi aklıma ve sinsice gülümsedim.
Kusura bakma. Kadın beni boğdu biraz seni boğsun.
Kapıyı tıklattım. Bekledim.
İçerden sinirli olduğu her halinden belli olan bir, "Gir!" bağırması geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVDE KALMIŞ
RomanceBizim mahallede 30 yaşında ve bekar olan tek benim olmam, teyzelerin bana "evde kalmış" diye seslenmesini sağlamıştı. Sadece arada olsa sorun yoktu. Ama onlar benim ismimi unuttu. Bana ismim yerine 'evde kalmış' lakabını uygun gördü. -Hikaye başl...