-25- "Geleceğin Şehri"

10 0 0
                                    

Danger; katliam Çetesi.

"Geleceğin Şehri"

Acıyla bir bütün olmuş çığlığın sesi yankılandı geceye. Bir bebeğin gözleri kapandı gerçek dünyaya, düş dünyasına adımlarını attı bebek.

Bir yangın büyüdü insanların içinde, acıdan ağlayamayacak hale geldiler. Siyah giyindiler onları uğurlayacakları yağmurlu günde.

Adımları ıslanan toprağı ezip geçerken , hepsinin yüzüne hüzün oturmuştu.

Ellerinde fotoğraflarını taşıdıkları kişiler, kardeşleriydi. Aynı kanı taşımadıkları ama her gün gözlerini bereber açtıklarını kişiler.

Kahvaltı masasında birbirleriyle uğraşıp, eğlendikleri, kötü ve iyi günlerde yan yana yürüdükleri kardeşleriydi.

Mezarlığı dolduran İnsanlar, topraklar atılırken gözlerini birbirlerinden ayırmıyorlardı. Bundan sonra ne olacaktı?

Kardeşlerinin ölümüne yas tutmaya devam mı edeceklerdi yoksa bir hiç uğruna savaşmaya mı?

****

Düşmanların istediği olmuştu artık, önlerinde onlara engel olabilecek birileri yoktu.

Onlar acılarıyla uğraştıklrı sırada onlar buzlu içkilerini izleyerek oturacak ve elde ettikleri zaferi kutlayacaklardı.

Aral oğluna bakarken aklından bunların hiç birisi geçmiyordu ne yazık ki. Kucağındaki oğluyla salonda otururken karısının acısına ortak olmayı düşünüyordu.

Ne kadar farklı tarafları tutsalarda onların yenilgisine sevinecek hali yoktu.

Oğlunun saçlarını okşadı. "Sana herkese adil davranmayı öğreteceğim Efken.. Sen gelecekte bu sokaklardaki insanlara savaşı değil, barışı öğreteceksin." dedi fısıldayarak.

O sıra evin kapısı çalarken oğlunu pufuna yatırarak temkinli bir şekilde yaklaştı adam. Kapıyı açarken eli belindeki silahına yakındı.

Gördüğü yüz ile beraber dudakların "abi.." kelimesi çıkmıştı. Aren kafasına geçirdiği kapşonun içinden ona bakıyordu, yüzünde gülümsemeye karışık bir sırıtma vardı.

"Beni özledin mi, kardeşim?" dedi puslu bir sesle. Kendisiyle beraber belayıda getirmiş gibi kasvet çökmüştü ortama.

Sahi bunun devamında ne olacaktı?

*****

"Aramızdan ayrılan, WehiC e çok üzgünüm.. Ama artık üzülmeyi bir kenara bırakıp iş konuşma vaktimiz geldi. Sonunda geleceğimiz için önemli adımları atacağız." dedi Arüs masadakilere bakarken. Damın yüzündeki ifade kendi bölgesini kaybetmesine verebileceği bir tepki gibi değildi.

Sanki bunu bile istiye yapmış gibiydi. Elindeki kalemi çeviriyordu rahat bir ifadeyle.

Efraz psikopat bir ifadeyle elindeki kuklayla oynadı, bu onu oldukça memnun ediyordu. Tüm insanlar arasındaki olan bu savaş uzun bir süre daha görülmeyecek gibiydi.

"Bundan sonrasında yapacaklarımızı planlamalıyız öyle değil mi?" dedi Arüs'ün yüzüne bakarak.

Arüs doğrudan bakışlarını ona odakladı ve boğazını temizledi " Elbette ayrıntılrı konuşmalıyız," sözü içeriye giren başakla birlikte kesilirken herkes gözlerini kıza çevirdi.

"Bu kuklanın burada ne işi var?" diyerek homurdandı Efraz, hoşnut olmadığı belliydi.

Başak donuk ifadesiyle ona bakmış ardından bir hızla Arüsün boynuna yapışarak silahını çıkarmıştı. Diğerleri ayaklanırken o Arüsü yere düşürerek üstüne çıkmıştı.

"Bize ihanet ettin.." sesi gerçekleri öğranmenin berdiği nefrete bulanmıştı. Silahını onun boynuna bastırırken Efraz arkasından seslendi.

"Ne bekliyordun ki? Sizi öylesine geliştirdiğini falan mı? Aptal bir kukla olmadığını sanıyordum." dedi dalga geçersine. O hariç herkes Başağın üstüne silahını doğrultmuştu.

Arüs ise başağa tepki vermiyor yüzünü izliyordu. Başak bacaklarıyla onun kollarına baskı uygularken boştaki eliyle saçını yere bastırıyordu.

"Sen alçak bir herifsin.. Onlar .. Onlar.. senin için savaşmıştı.. Onları kullandın!" sakin olmak zordu, duygularının önüne geçemiyordu Başak.

"Senide kullandım," Arüs yüzüne yerleşen sırıtmayla ona baktığında Başak onun kafasını yere vurdu defalarca, beyninde yankılanan sözleri onu lime lime etmek istemesine sebep oluyordu.

Arüs onu üstünden itmeye çalışınca Başak birden silahın tetiğini çekerek silahı ateşledi.

Arüsün boğazını delip geçen mermi parkeye saplandığında Efraz onun acınası haline bakıyordu.

"Kuklanın sahibi öldürmesi..." üzüntülüymüş gibi devam etti "ne açıklı bir hikaye.." üzüntülü sesi kahkahaya dönüşmüştü.

Başak yüzüne sıçraya kanla ona baktığında ona silah tutan adamların odadan çıktığını fark etti.

Sol gözünden akan bir damla göz yaşı çenesine doğru süzülüyordu. Göz bebekleri küçücük olmuştu, Bu Efrazın daha çok gülmesine sebep oldu.

"Unutma bunu kukla, bir yılana güvensen bile seni zehirleyebilir."

♣DANGER; Katliam Çetesi♠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin