Merhabalar! Biliyorum uzun bir ara oldu ama bundan sonra arayı açmamaya çalışacağım, en azından 6. bölüm için bu sözü verebilirim :) Buraya bölümde geçen deniz fenerinin görsellerini bırakacağım, Faros Armenistis. Google Earth'te çok güzel 360 derecelik fotoğrafları da var.
İyi okumalar ^.^
EKİM 2009
Seçmelerin yapılacağı gün gelmişti en sonunda. Kendimi hiç hazır hissetmiyordum. Bacağımın kocaman bir alçıda olmasının yanı sıra annemle ve babaannemle yaptığım konuşmalar da bana hiç yardımcı olmamıştı. Bu seçmelere katılmayı istemiyordum. Belki de cesaretsizlik ediyordum, korkuyordum ve bu bana hiç yakışmıyordu. En azından annem böyle söylüyordu. Ama bu tarz organizasyonlara bin kez katılmıştım. Hiçbirinde bu kadar isteksiz olmamıştım. Amacım kaçmak değildi. Sadece basit bir şekilde istemiyordum.
Gerçekten cesur olsaydım şayet bu seçmelere ben istemediğim için katılmazdım. Ama ben gerçek bir korkak olduğum için kendi isteklerimi umursamadan önüme konulmuş görevi yerine getirdim. Annemin söylenmelerine, babaannemin beni kınayan bakışlarına maruz kalmaktansa kendi huzursuz iç sesimi dinler dururdum. Zaten son zamanlarda hep huzursuzdum. Çoğu zaman olduğu gibi "ben" demektense, "onlar" demeyi tercih ediyordum. Ama işimi kolaylaştıran bir şey vardı. En azından "onlar"ın kim olduğunu ve ne istediklerini biliyordum. "Ben"le ilgili ise kafam karışıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leto'nun Adası - Denizin Yuttuğu Ev III
General FictionO anda Pınar Feridun öldü. Ölmek zorundaydı. Pınar böyle yaşayamazdı. 'Pınar öldü ama merak etme, tekrar doğacaksın.' dedi babaannem. Kağıt üstünde ölüydüm. Ama bedenim ve ruhum canlıydı. Yaşadığımın farkına ise ancak onunla tanıştıktan sonra var...