"Anne abla,kalk annem kahvaltı hazırlıyor yemek yiyecekmişiz."
Ege'nin senini duyduğumda açılan uykum sayesinde yastığımdan kafamı kaldırdım. Elimi onun yanağına koyup "ooo Ege çok üşümüşsün" dedim.Zaten o da artık bunu dememe alışmıştı.Egeyi yatağa çıkarıp onunla birlikte uykuma devam ettim.Annemin kahvaltıyı hazırlaması zaten nereden baksam yarım saat sürerdi.O yarım saatte de uyumak yerine yanlışlıkla düşünce âlemine giriş yapmıştım.
Aslında annem öz annem değildi benim. Ama kendisi beni büyütüp süt annem oldu.Annemin bana anlattığı kadarıyla beni doğuran kadın aslında çocuk istemiyormuş.Hamileliği boyunca beni aldırmayı düşünmüş ama çok günaha girmeyeyim diye sürekli vazgeçiyomuş.Sanki sonradan yaptığı şey çok sevapmış gibi.Beni doğurduktan sonra bi yolunu bulur kurtulurum diye düşünüp doğum zamanı geldiğinde beni karnından fırlatmış.
O sırada annem de hamileymiş.Aslında yaşasaydı aynı yaşta olucağımız kardeşim Deniz maalesef babam gibi hayata tutunamamış.
Doğum zamanı geldiğinde hastaneye giderken arabayla kaza yapmışlar.Kemer takmayan babam orda hayatını kaybetmiş, annem ise babamdan daha az yara almış.
Annemi hastaneye getirdiklerinde çok ağır şeyleri olmasa da Deniz daha dünyaya gözünü açamadan hayata gözlerini yummuş.
Bir hafta gibi bi süre annem hastanede kalmış ama canı gibi sevdiği iki insanın aniden hayatından çıkması aslında onu piskolojik açıdan çok yıpratmış.Çok fazla sevmediğim anneannem annemi yanına almaya çalışmış.Ama annem tek başına kendisine gelmesi gerektiğini söyleyip evimize doğru yola çıkmış. Asıl olayların devamı burda başlıyordu zaten...
Annem hastaneden çıkıp eve yaklaştığında o kadını görmüş.O kadında napmış 'Ben bakamıyorum en azından başkası bulur belki,bulamazlarsa da Allah Kerim' diye sen beni çöpün yanına koy. O sırada canım kurtarıcı annem tabi bunu görmüş.Koştur koştur ona ' Sen ne yaptığını zannediyorsun' diye bağırmış.O gıcık kadın dururmu yapıştırmış cevabı. 'Madem çok duyarlısın al sen bak madem' diye aradan beni de çıkartmış. Canım anam 'Bakarım tabi' diye cümlesini tamamlamış.Resmen annem gaza gelip beni almış da neyse.
Tabii hemen aldım diyip beni alamamış.Bu kadınla ilk ve son kez oturup kadının her şeyi anlatmasını beklemiş.Bu anlattıklarımı da o sırada öğrenmiş annem. Madem hiç istemiyorsun bi daha da karşımıza hiç çıkmayacaksın diye anlaşma yapmışlar.Kısa süre sonra annem beni kendi nüfusuna geçirmiş zaten.
İsmi bile olmadan çöpe atılan benim, o günden sonra ismim kardeşim için hayal edilen isim yani "Deniz" olmuş. Onu hiç görmeyip tanımadan hep yanımda hissettiğim galiba tek insan o var.Tabi bi de annem.
Aslında bu olayları bana hiç anlatmayı düşünmüyormuş annem.Neden diye sorduğumda yaptığı savunma 'Gereksiz insanların sana yaptığı şeyleri öğrenmeni istemiyordum.'demişti. Şahsen ben ikna oldum.
Annem kumral ve düz saçlı,kısa boylu,ormanı andıran yeşil gözlü tontiş bi kadınken,benim onun tam zıttı simsiyah bazı yerleri dalgalı bazı yerleri kıvırcık saçlarım var.Açık kahverengi gözlerim ve poğaça yanaklara sahip olan bi kızım. Bir ara sürekli bunları düşünüyordum. Annemle tek ortak yönümüz ikimizin de kısa olmasıyken başka benzeyen şeyi bulamamıştım.
Süt kardeşim olan Can 'ın 40 tan fazla şaka olarak söylediği ve güldüğümüz "Seni biz çöpten aldık." lafı bi müddet sonra bana çok mantıklı gelmişti.Anneme "Beni sen çöpten mi aldın?" diye sorduğumda o kadın seninle mi görüştü diye hayretle sorması üzerine her şeyi bana baştan sona anlatmıştı.Bütün öğrendiğim şeyleri 15 yaşında yani iki yıl önce öğrenmiştim.Ve tek üzüldüğüm şey Deniz'in varlığından daha önce hiç haberdar olmayıp onu yeni tanımış olmamdı.Bu olan olaylara da hiç üzülmemiştim,harika kelimesinin bile yanında çok az kaldığı mükkemmel bi anneye sahiptim çünkü.
Sadece Can'a 3 saat boyunca küsmüştüm."40 tan fazla dedin o yüzden kesin beni çöpe attılar demi"cümlesi ise küsme gerekçemdi.
Ne kadar saçma bi gerekçe olduğunu söylese de bence çok mantıklıydı.Annem ve Seda annem gençlik yıllarında tanışıp asla ayrılmadığı can dostuydu. Kendisi bir de üst kat komşumuz.Can benden bir yaş büyüktü .Eve sürpriz yumurtadan çıkar gibi ben de gelince annelerim bizim kardeş olmamız kararına karar vermişler.
Annem diye demiyorum ama çok mantıklı kararları yokmu yaa.İlki beni yanına alması, öbürü Can ve abim Giray ile kardeş olmam. Unutturmayın da yataktan kalkınca gidip sarılayım. Birden içimde ona sevgi patlaması oldu.
Neyse konuyu daha çok uzatıp daha fazla düşünmeyeceğim. Öğrendiklerimden sonra gerçek ailemin kim olduğunu hiç öğrenmedim.Doğrusu merak da etmedim.Onlar hakkında tek bildiğim şey üst mahallemizde oturdukları.
Annem önceden öğretmenmiş.Ordan emekli olunca evde boş durmak yerine 3 yıldır Ege'nin bir nevi bakıcılığını yapıyo.Kendisi evimize 1 yaşındayken gelmişti,o yüzden öz kardeş gibiydik.Ege sağolsun her gördüğü kadına anne derken,babası haricinde kimseye baba demeyip abi diyor aslında olması gereken bu ama neyse.
Ona ne kadar onun ablası olduğumu söyleyip abla dedirttirmeye çalışsam bile 'anne' kelimesinden ileri gidememiştik.Bu yaşta resmen çocuğum oldu sayesinde. Arada anne kelimesinin yanına ablayı da eklese de çok değişen bir şey olmuyordu.
Tabi bu kadar düşünmeye yarım saat çoktan geçmişti.Annem ikimizi de uyandırmak için odama giriş yaptığında Ege ile anlaşmışız gibi "Biraz daha uyuyalım"diye bağırmıştık. Ulan çocuğu da kendime benzettim iyi mi?.
Annem tepemizde hadi masayı kurdum kalkın diye söylenirken, "Anne biraz yaklaşsana bi şeye bakıcam"dedim.Yanıma geldiğinde yanağına dokundum ve "ooo anne buz gibi olmuşsun gel hemen sende yat."dedim.Ama keşke demeseydim.Şuan ikimiz arasında çok değişik bi bakışma geçiyor.Galiba annem üşümemiş.
~~~~~~~
Bölüm bittiii. Bu kitabı severek yazdım şahsen. Kitabın sonuna kadar yazdığım için günde 2-3 bölüm atıp iki hafta içinde bitirmeyi düşünüyorum.Beğenmeyi ve fikirlerini belirtmeyi unutmaaaaaa.
Öbür bölümde görüşmek üzere ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz'e Bir Haller Oluyor
Teen FictionAilemin karışık olduğunu düşünürken, karışmalarının sebebi benmişim.