17.bölüm

9K 551 43
                                    

Merdivenlerin başında oturmuş hareket etmelerinin durmasını bekliyordum.Neredeyse yarım saattir...

İlk defa tadına baktığım içecekten iki yudum aldım bir şey olmaz derkeeeen.... Evet sarhoş olmuşum birazcık.Anlamam zor olmadı tabi.

Barlas'ın içeceğinden iki yudum aldıktan sonra boş boş oturuyorduk. Başım döndüğü için uykum geldiğini düşünüp odama çıkmak isterken merdivenlerin hiç durmadan hareket ettiğini gördüm.Ayakta beklemekten yorulduğum için yere oturduğumda hala durmamışlardı.

Bu durumdan hiç etkilenmeden bana doğru gelen Toprağı gördüğümde şaşırmıştım.

"Ee sen hareket ederken nasıl inebiliyorsun?"

"Ne hareket ediyor ki?"

"Merdivenler."

Bu çocukta zeki duruyordu aslında neden böyle oldu ki.

Hiç sarsılma yaşamadan önüme kadar geldiğinde ne yalan söyleyeyim içimden 'helal aslanıma' demiştim.

"Sen, iyi misin?"

"Galiba iyiyim bende tam emin değilim."

Yukardan bakmaktan vazgeçip önümde eğildiğinde bugün aslında merak ettiğim ama sormama hiç fırsat olmayan soruyu sordum.

"Toprak, sen çocuğunu nereye sakladın bugün hiç de göremedim."

"Sana kim ne içirdi, sen söyle bende söylerim."

"Şimdi o içirmedi ben elinden alıp içtim.O yüzden sadece baş harfini veriyim tamam mı?"

"Tamam sen söyle,ben onu halledeceğim zaten bu ara."

"Baş harfi Barlas.Biraz zor bulursun ama benden sır çıkmadığı için sadece bu bilgiyi veririm."

"Allah razı olsun ya senin gibiler kaldı mı bu devirde hiç,sırrına sahip çıkan felan."

"Kalmadı demi ya? O zaman iyi ki de varım.Canım kendim."

Toprak çömeldiği yerden ayağa kalkarken Deniz'i onaylamıştı ama onun tanımasına fırsat vermemişti.

"Ay Toprak oturarak konuş sesin buraya gelmiyor.Frekanslarımız felan mı uyuşmuyor acaba."

Benim ona ciddi sorum karşısında cevap beklerken buna engel olan neredeyse bir saattir oturduğum beton yüzünden uyuşan yerimdi.

Yüzümü buruşturup kendime gelmeyi beklerken Toprak kollarını bana doğru uzattı.Bende ona doğru kollarımı kaldırdığımda beni kucağına aldı.Kollarımı boynuna doladığımda dünyaya yukardan bakmanın keyfini çıkarıyordum.Toprak etrafı sanki ilk defa görüyormuşum gibi izlememe gülüp salona doğru ilerlerken burnuma gelen ferah parfüm kokusunu koklamaya başlamıştım.

"Deniz iki dakikada K9 köpeğine dönüştün. Ne kokluyorsun?"

"Ay Toprak çok güzel parfüm kokuyor.Vay be yukarısı genelde böyle kokuyor heralde, aşağıda böyle parfüm kokusu yok."

Toprak dediğimi dinleyip anlamaya çalışmasını beklerken aklına gelmiş gibi yakasının köşesini burnuna doğru kaldırdı.

Şuan beni tek koluyla taşıyor.

Bunun mümkünatı yok.

Hulk musun mübarek.

"Bak bunu kokla, bu parfüm mü?"

Dediğini yapıp kokladığımda güzel kokan kaynağı bulduğum için derince kokuyu içime çektim.

"Toprak bu koku benim olabilir mi? Sen kendine yeni koku bul tamam mı bu benim olsun."

Deniz'e Bir Haller OluyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin