26. bölüm

5.3K 325 14
                                    

Barlas abimle birlikte en güzel masayı seçip karşılıklı oturduk. Geldiğimiz kafe eski tarzda bir yerdi. Masalarda karşılıklı rahat koltuklar varken etrafımız tablolarla doluydu. İçerisi boğmadan hafif bir şekilde kahve kokarken tezgahın altında cam gibi bir yer vardı ve göründüğüne göre bir sürü pasta bulunuyordu.

"Abisinin canı ne istersin ne sipariş verelim?"

"Hepsi güzel olduğu için çikolatalı olan herhangi birini alabilirsin."

"Burada içtiğimiz kahveden alıyorum çok güzel denemiş olursun hem."

Onaylama maksadıyla kafamı salladığımda masadan kalkmış siparişleri vermeye gitmişti. Normalde Eymen abi ve Asafcığım geldiğinde onlarla birlikte yemek istesem de gerçekten canım çok çektiği için beklemek istememiştim. Hem onlar evden daha yeni çıkmış olduklarından buraya gelene kadar ben pastamı bitirir üstüne onlarla birlikte tekrar sipariş verebilirdim. 

Canım kendim hiç doymuyor sürekli aç maşallah.

Abim sipariş ettiklerimizle birlikte  geldiklerinde yardım edip masaya pastamı koymuştum.

"Teşekkür ederim abim pasta alanların çok olsun."

Barlas abim dediğim şeyi saçma bulsa bile sesini çıkarmamış önemli olmadığını belli eder gibi kafasını sallamıştı. Vakit kaybetmeden pastayı hızlı hızlı yemeye başladığımda boğulmamdan korktuğu için Barlas abim benim kahvemi arada sırada bana içiriyordu.

Bana yardım ettiği için kendi pastasından bir çatal bile alamayan canım abim benim patamı bitirmemle son kez kahvemi bana uzattığında elinden alıp kendim içmeye başlamıştım. O da sonunda kendi pastasını yemeye başlayacakken kapıdan giren Eymen abiyle çatalını geri bıraktı. 

Yerimizi belli etmek için elini kaldırdığında önde Eymen abi arkada Asaf yanımıza doğru geliyorlardı. 

Ben onlar gelene kadar yediğim pastayı yememiş gibi yapacaktım ama tabağı ne yapacağımı hiç düşünmemiştim. Hiç acele etmeden baş parmağımla tabağımı abimin önüne doğru ittim. Artık o tabak benim değil abimindi. Ne söyleyeceğini kendisi düşünsündü.

Yanıma  gelen Eymen abiyle ayağa kalkıp ona sarıldım. Oda bana sarıldığında Asaf'ın benim yanıma oturması için içimden bildiğim bütün sureleri okumaya başlamıştım. Yeteri kadar sarıldığıma kanaat getirince ondan ayrılıp Asaf'a sarıldım.

 Çocuğa çölde su bulmuşcasına sarılırken o da bana sarılarak karşılık veriyordu. Bizim sarıldığımız sıra Eymen abi de Barlas abimin yanına oturmuştu. Asaf ile sarılınca çok huzurlu hissetsem de, ferah ve çok güzel koktuğu için çok belli etmeden K9 köpeği gibi onu kokluyor olsam da, hatta uzun süre sarıldığımız için kafasını yan şekilde kafama yasladığında heyecandan dolayı kalbim hızlı atmanın ötesine geçip duracakmış gibi hissetsem de sarılmamız için negatif hiçbir şey yoktu şuan. Daha da bırakmak istemesem de artık olayın bokunu çıkarmamak için yavaşça ayrıldım. Göz göze geldiğimizde daha önceden kimsede görmediğim ve onda muazzam duran koyu lacivert gözlerine dalıp gitmemek için yüzümü abimlere çevirip masaya oturdum.

Beni yanım boş olduğu için Asaf da benim yanıma geldiğinde yan yana oturan biz ve hafifçe birbirine değen dizlerimiz vardı. Heyecandan dolayı bir müddet konuşamayacak gibi hissetsem de boş tabağı gören Barlas abim bir şey demeden Eymen abiye bakarak ben konuşmaya başladım.

" Aslında  dedim ben  abime, abi dedim Eymen abileri bekleyelim dedim ayıp böyle onlar gelmeden yemeyelim bak dedim ama yok dinletemedim. Dedi ki illaki bir tane yiyeceğim dedim tamam ye bari ama yok hızını alamadı dedi bir tane daha yiyeceğim durduramadım ikincisini de söyledi işte Allahtan siz de hemen geldiniz."

Deniz'e Bir Haller OluyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin