Merdivenlerden indiğimde evdeki herkesin salonda oturduğunu gördükten sonra onlara evden çıktığıma dair haber vermek için bende yanlarına gelmiştim.Dün gece kendi isteğimle olmasa da Mete'ye aldatıldığını haber vermiştim.Bu şekilde olmasını beklemesem de en azından ondan bu kadar önemli bir şeyi saklamadığım için mutluydum.Onun üzülme ihtimalini düşündüğümde benim de kalbim biraz üzülse de,onun ne kadar üzüldüğünü bilmiyordum
Şu anki haline baktığımda da üzgün durmadığı için sakin adımlarla Mete'nin yanına gidip oturdum.Ona doğru hafifçe dönerek aklıma gelen soruları sordum.
"Mete sen dün ağladın mı?"
"Hayır."
"Ağlayacak mısın?"
"Ağlamayacağım."
"Hiç mi ?"
"Hiç."
"Eğer ağlamak istemiyorsan ben senin yerine ağlarım söylemen yeterli yani."
"Ağlamayacağım işte sen de ağlama.Ağlamak zorunda mıyız?"
"Değiliz canım niye zorunda olalım.Sen ne yapacaksın peki o kızla konuştun mu?"
"Yok sadece benimle birlikte aldatılan çocukla konuştum, ikimiz ile aynı anda konuşuyormuş."
Anladığımı belli ederek kafamı hafifçe aşağı yukarı doğru salladım.Üzülmüştüm valla ne diyim.
Öbür merak ettiğim soruyu da içimde kalmasın diye Toprağa sordum.
"Toprak senin hani çocuğun vardı ya ona noldu? Kaç gündür hiç görmedim."
Toprak yandan yandan kafasını çevirmeden anneme baktıktan sonra boğazını temizledi.
Yerinde dikleştikten sonra konuşmaya başladı."Benim çocuğum aslında yok.O arkadaşımın çocuğuydu.Bir kaç günlüğüne bana bırakmak zorunda kaldı."
"Eee sana baba diyordu ama o?"
"O önüne gelene baba veya anne diyor."
"Sen niye çocuğun olarak tanıttın peki?"
Gerçekten en çok bunu merak ediyordum. Eğer onun çocuğu değilse neden bana öyle tanıtmıştı ki.Hatta ilk zaman onunla tanışırken sinirlenip annemin kucağından almıştı. Değişik insan galiba.
"Ya ne biliyim uzun uzun anlatmak yerine o şekilde anlattık.Bende bunun üstüne çok düşünmedim. Hem ben sana gelip direk benim çocuğum diye tanıtmadım ki. Sen öyle sanınca yanlışını düzeltmedim sadece."
Dediği şey çok mantıklı gelmese de çok önemsemedim. Bu sırada ne olduğunu anlamadan sağ tarafa doğru çekildiğimde nefes alamayacak derecede, sıkıca sarılmış Mete'nin kollarının arasına girmiştim.
Beni hızlı hızlı sağa sola salladıktan sonra kafamın üstünü öpüp serbest bıraktı. Böyle bir şey beklemediğim için şaşkınca ona bakarken kendini açıkladı.
"İçimden geldi.Bende dedim ki yabancı mı sanki diye düşünerekten sarıldım.Rahatsız oldun mu?"
Kafamı iki yana salladım.
"Yok valla gayet memnundum halimden."
Mete bana genel olarak çok naif insanmış gibi geliyordu.Sakin ve birazcık sessiz bir kişilikti.
Bu yüzden ona dikkat etmem lazımdı.Ne demişler devir kötü...
Bunu dolandırıp kandırırlar ruhu bile duymaz inan olsun.Sessizce koltukta oturduğumu fark ettiğimde çantamı sırtıma takıp ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz'e Bir Haller Oluyor
Ficção AdolescenteAilemin karışık olduğunu düşünürken, karışmalarının sebebi benmişim.