Ellerimi gömleğinin yakasına koyarak son kez düzelttiğimde rahat durmayarak boynuma sokulan bir Maran vardı karşımda.
"Uslu dur."Diyerek onu uyardığımda bunu ciddiye almadan hareketlerini tekrarlamaya devam etti.
Parmak uçları kalçalarıma hayali çizgiler çizip duruyorken, beni kendisine biraz daha yaslamasına mani olarak kolları arasından çıktım.
Deyim yerindeyse ateş alırcasına uzaklaştım.
Çekilmemden hoşnutsuzluk duyduğunu belli ederken bir yandan da boynuna özenle taktığım kravata yüzünü buruşturarak bakıp söylenmekten geri kalmıyordu.
"Yavrum ben ne anlarım bu işlerden ya.Anlasam kendi derdime derman olurdum amına koyayım.Hem ben bunu takmak istemiyorum."
Somurtup duran yüzüne ve kravatı çıkarmak için hamle yapan eline karşılık dilimin ucunu ısırdım.
"Kızmaya başlıyorum artık Maran!Hayatım alt tarafı birkaç saat sıkacaksın dişini bunun için ne çok söylendin."
Kalın dudakları aheste aheste aralandı bakışlarım bir anlık o dolgunluklara kaysada kendimi toparlayarak yüzüne odaklanmaya çalıştım.
"O birkaç saati şu yatakta geçirmeyi tercih ederim güzelim.İçinde olmayı inan bana daha çok istiyorum."
Bu adamın böylesine açık sözlü olması gerçekten beni ziyadesiyle utandırıyordu.
Nefesimi üfledim usul usul sakinleşebilmek adına.Yanmaya başlayan yanaklarımı kendi çabamla yelliyorken çoktan yanı başımda yerini almıştı.
Parmak uçlarını yanağıma yaslayıp tenimde füsünkar bir şekilde ve beni çıldırtacak derecede bir yavaşlıkla gezintiye çıkardı.
"Seni çok seviyorum."Dedi erkeksi sert sesiyle birlikte.Bütün karmaşadan arınan ve dingin çıkan ton ile gözlerimi kırpıştırarak ona baktım.
Yüzü muazzam derecede aydınlanmıştı.Buna sebep olan kişinin ben olduğumu bilmek fazla güzel ve özeldi.
"Kendimden bile çok seviyorum...Her şeyini.Bana bakınca kısılan gözlerini."
Dudakları gözkapaklarıma yumuşak birer öpücük kondurdu.
"Koklamaya doyamadığım beni bahardan bahara sürükleyen saçlarını."
Burnunu saçlarımın arasına daldırıp derince bir iç çekti titreklikle.
Kollarına tutundum dengemi sağlamak adına.Beni dakikalar içerisinde bir inşaatın en yüksek tepesinden düşüp çakılmışım gibi pelte kıvamına getirmişti.
"Ama en çokta dudaklarını seviyorum.Orası benim susuzluğuma deva oluyor."
Dudakları dudaklarımı kavrayıp çekeledi.Üst dudağımı tatlı tatlı emerek ağzının içine doğru inlememe sebep olduğunda tırnaklarım ceketine saplanıp kalmıştı.
Üst dudağımı dişleri arasında ezip son kez tutku dolu bir öpüş bahşetti benliğime ve geri çekildi.
"Yenilendim adeta,şifa gibi geldin hatunum."
Gülen gözlerle ona bakmayı sürdürüyordum.Aklımı bir gönülçelen gibi çelip bütün her şeyi unutturuvermişti.
Ben de bıraktığı etki çok fazlaydı.Yüksek voltajda elektrik akımı kolluyordu bedenimi onun bana yaklaştığı her an.
"Yavrum, şimdi bu kravatı takmasam olur değil mi?"
Dalgınlıkla başımı sallayıp dumanla karışan ve sisler arasında kalan beynimle ilk etapta anlamadığım cümlesine onay verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Maran +18|Kabadayı
Romantik"Koynuma gel hatun." Bileğimden çekip kucağına düşürürken bedenimi, ıslanmış gözlerimi çevrelemiş yaşlarla ona melül melül baktım. Dudakları bir nefes kadar yakınımda soluyor,sıcak teni tenime değerek içimi ısıtıyordu. Parmakları giydiğim geceliğin...