Yıl 1960 Sakarya
Başımı halsizce omzuna yaslayarak benim için fazlasıyla güvenli bir limana yanaşmış,ufku gören gemi kaptanı kadar güven duymuştum ona sokulduğumda.
Onu seviyordum ama bu kez arkadaşlık adı altına saklanmadan.
Duygularımı yavaş yavaş kavramaya başlamıştım.İnsan hiç arkadaşıyla evlenmek,onunla çocuklarının olduğunu hayal eder miydi?
Hiç sanmam.
Teninden yayılan güzel bir koku vardı ömrüm boyunca solumak isteyeceğim kadar eşsiz.Son nefesime kadar onun kollarında olmak her zerresine yüz sürmek,intikal etmek istiyordum.
Kollarında yaşamak isteyecek kadar yüksek rütbeden nüksediyordu hislerim.
Sanırım buna aşk deniyor lakin ben çekingenlik duyduğumdan mütevellit bir türlü itiraf edemiyordum.
Dilim lal olmuş gibi kelimeler dökülmüyordu ağzımdan.Onunda gözlerinde ben de olan parıltılardan görüyordum fakat ikimizde suskunluğa ortaklık ediyorduk.
Bahar aylarının en nadide dönemlerinde kulaç attığımız vakitlerdi.Fırsatını bulduğumuz her an soluğu birbirimizin yanında almaya devam ediyor,aksatmadan buluşmaya devam etmeye çalışıyorduk kıvançla.
Yeri geliyordu o benim dizime uzanıyor ben saçlarını okşuyordum yeri geliyordu ben uzanıyordum o sarıp sarmalıyordu.
En sevdiği durumsa bana sataşmaktı.Sürekli benimle uğraşıp duruyor ben sinirlenince ise kahkahlarla gülüyordu.
Yalnızca canımı sıkan bir konu oluşmaya başlamıştı.Artık evden bu kadar sık çıkışlarım problemlere sebebiyet veriyordu.Yaşım büyüdükçe özgürlüğümü santim santim kırpıyorlardı.
Babam sürekli nereye diye sorup duruyor türlü türlü bahaneler türeterek ulaşmak istediğim yere anca varabiliyordum.
Gizli saklı bir şekilde ona çıkan bütün yolları deniyordum.
"Durgunsun,seni böyle görmeye alışık değilim hayırdır?"Parmakları saçlarımın arasına dalmışken sorduğu soruya yorgunlukla esnedikten hemen sonra yanıt verdim.
"Keyfimin olmadığı doğru çünkü istemediğim bir durumun içine çekiliyorum.Görücü gelecekmiş bana."
Ağzımdan dökülen son kelimelerle birlikte öksürmeye başladığında başımı dayadığım yerden kaldırıp hızla sırtına vurdum.
"Sakin ol,derin derin nefesler al.İyi misin?"
Öksürükleri yavaş yavaş kaybolurken çatık kaşlar eşliğinde bana yöneltti. bakışlarını.
"Sana gelmiyor herhalde o görücüler!"Sesi hiddetle yükselirken titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bana geliyorlar,anneme gelecek halleri yok ya Maran!"Ha ağladı ha ağlayacak olan sesimle birlikte konuştuğumda kızgınlıkla söylendi.
"Kimse gelemez sana görücü olarak.Müsait değilim filan diyerek başınızdan savın!"
Çırpınışlarına kulak verirken acıyan içimle birlikte dudaklarımı kemirdim.
"Babamın çok yakın arkadaşıymış gelecek olan kişiler o nedenle olumlu düşünüyor.Sanırım beni evlendirecekler ama ben bunu istemiyorum."
Çehresine hayal kırıklığıyla dolu bir ifade yerleşti.Morali yerle yeksan olmuştu.
"Bize ne olacak?Başkasıyla mı evleneceksin gerçekten?Ben ne olacağım?"
Omuzlarımı silktim bilinmezlik içinde kulaç atarken.Evlenmek istediğim tek bir adam vardı o da yanımdaydı ama kader bizi bir türlü birleştirmiyordu tam anlamıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Maran +18|Kabadayı
Romance"Koynuma gel hatun." Bileğimden çekip kucağına düşürürken bedenimi, ıslanmış gözlerimi çevrelemiş yaşlarla ona melül melül baktım. Dudakları bir nefes kadar yakınımda soluyor,sıcak teni tenime değerek içimi ısıtıyordu. Parmakları giydiğim geceliğin...