Yıl 1960 Sakarya
"Öyle davranmaya hakkın yoktu baba!Ne kadar kırdın kalbini farkında değil misin? Kocaman adamın ruhunu dar ağacında sallandırıp idam ettin adeta...Sana hiç yakışmadı.Sevdiğim adamı ağlatmaya,kalbini kırmaya hakkın yoktu!Ölmüş bir kadına dokundu laflarının ucu ve bu çok alçakcaydı."
Ağlayarak kurduğum cümlelere karşılık ufacık bir ses dahi çıkartmazken içimde biriktirdiğim tüm her şeyi dökmeye niyetliydim.
Dolup taşmıştım ve zehrimi akıtmaya ihtiyacım vardı.
Bakışlarını unutamıyordum.O denli kırgın ve melül olmuştuki kaçarcasına hızla uzaklaşmıştı derbederlikle.
İçim cız etti.Yüreğimi sıkıp nefes almamı engelleyecek derecede yüksek bir keder vardı damarlarımda kanıma karışan.Kızgındım hem de çok ama bunun yanı sıra ayazda kalmış kadar üşüyor ve yaşama nefret kusuyordum.
Maran'ın üzülmesi beni yıkmıştı.Ve bu kadar hassas bir konu üzerinden babamın çekince duymadan vurması kalleşlikten başka bir şey değildi.
"Biraz daha aklın erince seni ne kadar büyük bir beladan kurtardığımı fark edeceksin kızım.Şimdi kızıyorsun ama vakti zamanı gelince iyi ki diyeceksin.Sana ne denli bir iyilik yaptığımı işte o an anlarsın."
Sinir dolu bakışlarım harlanırken burnumu çeke çeke söze girdim.
"Umrumda değil istediğim tek şey ona kavuşmak.Her saniyenin hesabını kitabını yaparak geçmez hayat.Ben anın içindeyim ve onunla iyiyim.Lütfen baba karışma bize,seni ezip geçmek istemiyorum ama beni zorunda bırakma."
Yüzü sirke satmaya başladı.Ciddiyetimi derinden anladığında ise öfkenin en kızıl tonuna büründü.
"O herifi unutacaksın ve tamamen keseceksiniz aranızdaki bütün bağı.Görüşmenize müsadem katiyen yok!"
İç çektim ve ağlamaktan ağrıyan gözlerimi kırpıştırarak ayağa dikildim.
"Ondan ayrılmadım ayrılmayada niyetim yok.Biz birbirimizi seviyoruz ve evleneceğiz.Söylediklerine kulak asıp mutsuzluğu kucaklayamam.Neden bu kötülüğü yapıyorsun bana?"
Babam sözlerimden sonra kalbini tutarak yüzünü buruşturdu ve anneme doğru döndürdü yüzünü.
"Bu kız beni öldürecek demedi deme,bak fena oluyorum."Kalbine bastırdığı elini o çevrede dolaştırırken şaşkınlıkla önce kavrayamadığım ama daha sonra idrak edince hızlı hareketlerle yanına gittiğim ve endişe duyarak telaşa kapıldığım bir süreçti.
"Ne oluyor?"Meraklı bakışlarım üzerinde kol gezerken yanı başımıza gelerek beni ittiren annem,gömleğin ilk iki düğmesini açıp babama sakinleşmesine dair temenniler sunarken bağırarak bana talimatlar verdi.
"Sakin ol bey derin derin nefesler al,Mai sende git kolonya getir.Biraz bileklerini ovayım."
Koşar adımlarla elim ayağım birbirine dolaşmışken diğer eşyaları düşüre düşüre bir şekilde kolonya şişesine ulaştım ve kaptığım gibi içeriye götürdüm can havliyle.
Açık gerdanında kolonya boylu boyunca gezinirken,babam gözlerini üzerime çevirip tüm benliğimin baskıya maruz kalmasına neden oldu.
"Bir serseri için babanın ölümüne sebep olacaksın.Sen benim yüreğime indirmek mi istiyorsun?Ayrıl ondan bu izdivaça zinhar iznim yok."
Yaşlarımı akıtmaya devam ettim.
"O zamanda ben ölürüm.Ne anlamı kalır hayatın?Beni seçim yapmak zorunda bırakıyorsun,vicdanıma oynuyorsun.Çok acımazsızsınız halbuki iki tarafı kaybetmekte istemiyorum.Tek istediğim onunla mutlu mesut olmak...Kabullenmek zor olmamalı bu kadar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Maran +18|Kabadayı
Romance"Koynuma gel hatun." Bileğimden çekip kucağına düşürürken bedenimi, ıslanmış gözlerimi çevrelemiş yaşlarla ona melül melül baktım. Dudakları bir nefes kadar yakınımda soluyor,sıcak teni tenime değerek içimi ısıtıyordu. Parmakları giydiğim geceliğin...