Herkese merhaba❤️
Uzun bir zaman oldu, yaklaşık dört ay kadar, bu kadar uzun bir süre beklettiğim için inanın üzgünüm.
Bir türlü bölümü yazma fırsatı bulamadım, ilhamım yoktu derken ancak şimdi sizlerle buluşmaya gelebildim.
Satır aralarına bol bol yorum bırakmayı unutmayın.
Keyifli okumalar;
~
Bir adam tanıdım. Uçsuz bucaksız bir derinliği vardı. Oysa sığ bir görüntünün arkasına saklanmaya çalışıyordu acemice. Belli ki bilinçli bir maskeydi bu yüzüne oturtmaya çalıştığı. Kendini korumak istiyordu hüzünden ve acıdan ancak o bilmese de saklamaya çalıştığı kırılganlıkları çok rahat okunuyordu buğulu gözlerinden.
Belli ki çok eski bir hikayeydi bu, onu kendine yabancılaşmaya iten unutmak için acı üstüne acı, hüzün üstüne hüzün ekiyordu bilmeden, oysa vedalaşabilse acıları ile karanlık gece yine güneşli bir güne dönecekti.
Bir adam tanıdım içinde okyanusun en mavisini, yeşilin en yeşilini taşıyordu oysa o siyah beyaz görünmeye çalışıyordu insanlara çaresizce. Kalın zırhlar örmüştü kendine, kabuğunun altında kendini güvende hissediyordu. Kimsenin kapatılmış bir defter gibi paketleyip mühürlediği duygularına ve yüreğine dokunmasına izin vermezse bir daha acı çekmeyeceğini düşünüyordu kendince.
Düşündüğü gibi olmadı. Kader ağlarını bir örümcek misali ördü. Yazgısına işlenen adım, adına ilelebet kavuştu.
İşte...
Aşk öyle bir şeydir ki hiç ummadığın bir anda hiç istemesen de yüreğinden içeri sızar insanın daha sen ne olduğunu anlamadan. Ve bir gün uyandığında artık çok geçtir, yüreğinde çiçek açmaya başlamıştır bile sevda.
Başa çıkamadığım duyguların büyüklüğü yüzünden göğüs kafesim hınçla yarılırken, karşımdaki şahmeran gözlere yenildiğimi en derinden hissediyordum.
O ateşin efendisi ben de hayatının ortasına düşen aleni bir Lilith.
Karnımın üzerinde aşkla gezinen zarif parmakları bedenimi tavaf ediyor, incitmekten korkarcasına hareketlerini sürdürüyordu.
Bana böyle değmesine karşılık teslimiyet noktasındaydım. Ruhumu arsız şeytanıma satacaktım.
Bulutların aydınlık yüzünü gösterdiği bir hava hakimken etrafta, dışarıda oynayan oğullarımız ile bahçede keyif yapan bir biz vardık.
Yani Deli Maran ile onun aydınlık rapsodisi Mai.
"Maran..."Diyerek o büyüleyici adını harlanan sevgimle beraber fısıldadım.
Bakışlarını karnımdan ayırıp, yüzüme sabitledi. Girizan gözleri ilgi çeken bir efsaneyi anımsatıyordu.
Eşsiz, tutuklu ve derdest eden.
"Söyle ömrümün geri kalanı, söyle her şeyim, söyle güzel kadınım."
Hitap şekilleri delirmeme sebep olacak kadar tesirliyken, nefesimi üfleyerek saçlarının arasından geçirdim ellerimi. Simsiyah saçlarının arasında tek tük yer edinen bazı beyaz notalar vardı.
O beyazlıklar bile öylesine çekici gösteriyordu ki benzini,yakışıklılığına katiyen el değmiyordu.
Ah bu adam varlığıyla aklıma, kalbime, ruhuma, bedenime zarardı. Yüreğimi bir mahzene kapatmış, sevdasına biat ettirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Maran +18|Kabadayı
Roman d'amour"Koynuma gel hatun." Bileğimden çekip kucağına düşürürken bedenimi, ıslanmış gözlerimi çevrelemiş yaşlarla ona melül melül baktım. Dudakları bir nefes kadar yakınımda soluyor,sıcak teni tenime değerek içimi ısıtıyordu. Parmakları giydiğim geceliğin...