30.Bölüm

42.1K 2K 618
                                    

Mayıs 1964|Sakarya

"Mis kokulum."Dedi burnunu açıkta kalan boynuma sürterken.Sesi beni sarhoş edecek derecede güzeldi.

O boğuk ve ahenkli tını...Ah gerçekten tapılasıydı.

Nefesi boyun giritimde dinlenedurdu.Elleri ise havlunun üzerinden karnıma dayandı.

Hissetmek istedi.Bebeklerini hissetmek.

Mayışıklıkla kollarına tutundum.

Bana değen gözleri ne de güzeldi.Kehribarın hakim olduğu hareleri harelerime her değdiğinde tüm tasalarımı unutuyordum.

Hatta adımı dahi.

"Bir an önce doğursan ya."Diyerek veryansın etti.

Bu hallerine güldüm.Büyük eli hala daha karnımın üzerine bir bal arısı gibi oradan oraya uçuşurken durması adına büyük elini kavradım ve avucuna kocaman bir öpücük bıraktım.

"Keşke dediğin kadar kolay olsaydı...Hem daha nazlanmadım yeteri kadar sana bırakta hamileliğimin keyfini süreyim."

Yanaklarımı kavrayıp öne doğru çıkan dudaklarıma sert bir öpücük kondurdu.

"Yerim senin nazını kurban olduğum.Oku bakalım canıma."Keyifli bir ses tonuyla konuşmuştu.

Şimdi böyle demesi normaldi ama önümüzde koskocaman bir süreç varken bu fikri elbet gün aşırı değişecekti.

Kolları arasından kaşla göz arası sıyrılıp dolabıma doğru ilerledim.Zira bakışları hem beni hem kendisini  yakacak cinstendi.

Ama kaçmamdan hoşnut olmadığı üzerime doğru gelmesinden belliydi.

Üstüme yürüyordu ona olan zaaflarımdan faydalanacak ve beni yine kafesine hapsedecekti. Ben ise onun kafesine girmeye meyilli ve dünden razıydım.Beni o büyütmüştü.

Sevgisiyle...

Bir cevap vermedim ona.Versem ne olacaktı ki? Boş duvarda yankı yapan sesime kulaklarını tıkayacak,yine bildiğini okuyacaktı.Boşa kürek çekmeme değmezdi.

"Benden kaçma yavrum."Dedi.İçten içe bu hareketimden hoşlanmamıştı.Sanki elinden kayıp giden değerli bir mücevhermişim de beni kaybetmek üzereymiş gibi bir  duygu yer edinmişti benliğinde.O,duygu yeşermiş ve büyüyen kollarıyla sarmıştı onun kemikli boynunu.

Bir adım attı bana doğru.O bana adım attıkça dudaklarımı dişliyor ve havluya daha çok sarılıyordum.

Ateş çemberine düşmemeliydik yapmamız gereken tonlarca işimiz vardı üstelik.

"Dönüp dolaşıp geleceğin yer yine benim kollarımken nereye kaçabileceğini sanıyorsun hatunum?"

Bir cevabım olmadığı için sustum, o da benim sustuğumdan daha çok sustu.

Adım adım bana ilerlemeye devam ederken sonunda tamamen yanıma sokuldu.Onun güzelliğine dalmışken saçlarımdan öptü beni. Bir daha nasıl keserdim ben saçlarımı.Öptüğü teller sevinçle dile gelirken asla kıyamazdım ki.

Kafamı göğsüne yasladı ve beni dünyanın en hassas şeyiymişim gibi sevmeye başladı. Saçlarıma yaptığı kibar dokunuşları içimi ona karşı çok daha fazla yumuşatıyordu.

"Sana olan zaaflarımdan yararlanıp aklımı öyle güzel çeliyorsun ki."Diyerek veryansın ettim.

Dudaklarında ukala bir tebessüm oluştu ve belli belirsiz bir temasla dudaklarını benim dudaklarıma yasladı.

Deli Maran +18|KabadayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin