Dağların dumanı üzerlerinde tüterken matemi andıran grilikler arasına süzüldüm kıvraklıkla.
Elimde ufak bir bavul vardı çığlıklarımı ve tüm buhranımı koyduğum.Ağzını sıkı sıkıya kapatmış yolculuğuma onlarında eşlik etmesine izin veriyordum.
Adımlarım külçe bir altın gibi ağırlaşmış mecali kalmamıştı.Dalga dolu bir denizde teknesi alabora olan bir kaptan edasındaydı ruhum.
Yol gözümde büyüdükçe büyüdü.Bir an önce kalan yolun bitmesi için içimden bütün duaları ediyordum ki o an büyük bir karmaşa oldu etrafta.Bağırtılar ve yükselen sesler içimi korku doldurmaya yeterken başımı kaldırıp neler olduğunu anlamak için detaylıca inceledim etrafı.
Kasabanın bütün erkekleri dükkanlarından çıkmış nefes nefese kalan adama dikkat kesilmişti,tabii ben de.
"Ağalar,Deli Maran'ı jandarma ifadeye aldı bu defa işi yaş daha salmazlar diye düşünürken az önce benim amcaoğlunu fena pataklamış.Anlayacağınız yine kurtulamadık heriften yırtmış paçayı."
Kulak kabartarak dinlediğim cümlenin ardından bavulumun sapına daha bir tutundum sıkı sıkıya.
"Deme ya... Yine anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirecek desenize."
"Vah vah hele lehine ifade vermediğimiz için bizi iyice düşman belleyecek."
Yana yakıla bütün sitem dolu konuşmalar hep bir ağızdan doluşurken etrafa ortam aniden derin bir sükuta büründü.
O korktukları an çok çabuk dönüp dolaşıp bulmuştu onları...
Tam karşıdan gelen heybetli bedeni gördüklerinde hepsi başlarını eğdi çaresizce.
Bir köşede öylece olacakları izlerken bütün odağım karşımdaki adamdaydı.Tek bir saliseyi dahi kaçırmak istemiyordum.
Yeri ağırtan adımlarla usul usul yaklaştı ilk olarak.Omuzlarına attığı ceketi ve varlığının ağırlığı ile bile oldukça ezici ve üstün duruyordu.
"Ulan pezevenkler demek beni içeri tıkmak için elbirliği yaparsınız he!Hepinizin ecdadını sikmez miyim ben! Bana yamuk yapılmayacağını hala öğrenmediniz mi itoğlu itler?"
O kadar sinir dolu bir çehreye bulanmıştı ki ağzından tükürcükler saça saça konuşuyordu.
Birkaç adım daha yaklaştı adamlara doğru.Ayağıyla biraz önce adamların oturduğu ama şimdi boş olan iskembeye vurup devirirken parmak uçlarıyla sakinleşmek ister gibi burun kemiğini sıktı.
"Ben size ne yapacağımı çok iyi biliyorum.Bu kasabada kanunda benim yargıda hala bunu anlamayıp benimle inatlaşmanız sizin acizliğiniz..."
O herkese karşı böyle sert ve katıydı.Bir tek bana bütün iyi yanlarını gösteriyor,beni iyi yanlarıyla kucaklıyordu.
Sözleri bittiği vakit etrafta atmaca misali gezdirdiği gözleri gözlerime değdi.Beni burada görmeyi beklemediği her halinden belli olurken önce afalladı sonra ise dilini dudaklarının üzerinde gezdirip yeniden söze girdi.
"Bu iş sizin başınıza çok dert açacak burada bitmedi bilmiş olun."Hemen ardından başıyla bana işaret verip arkasından ilerlememi istediğinde zaten oradan geçmem gerektiği için devam ettim yoluma.
Bu kadar sinirliyken konuyu kısa kesmesi sırf beni gördüğünden dolayıydı biliyordum.Kasaba halkını bir nevi uzun sürmeyecekte olsa kurtarmıştım.
Arkamızda bıraktığımız insanlardan sonra Maran kuytu bulduğu bir duvara yaslanırken ben durmayıp yoluma devam etmeye çalıştım.
Ama bu sadece çabayla kaldı.Maran bileğimden tutup sırtımı duvara yaslarken çoktan bavulum yeri boylamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Maran +18|Kabadayı
Storie d'amore"Koynuma gel hatun." Bileğimden çekip kucağına düşürürken bedenimi, ıslanmış gözlerimi çevrelemiş yaşlarla ona melül melül baktım. Dudakları bir nefes kadar yakınımda soluyor,sıcak teni tenime değerek içimi ısıtıyordu. Parmakları giydiğim geceliğin...