'Ne yapıyorsun sen!'
Öfkeyle bağıran Jeon Jungkook'tu. Az önce onu öpen ben değilmiş gibi sakince konuşmaya başladım. Biraz yüzsüz göründüğümü biliyordum. Neyse ki bu benim için sorun teşkil etmiyordu zira daha çok kez yüzsüz gibi davranacaktım.
'Bir şeyi denemem gerekiyordu. Kusura bakma. Unutabilirsin.'
Jungkook şaşkınlık ve sinir dolu ifadesiyle bana 'sen ciddi misin' bakışı atıyordu. Yüzü sinirden kızarmış olsa da kendini sakin kalmaya zorluyor gibi görünüyordu. Etraftaki insanlarsa neler döndüğünü anlamaya çalışır gibi sessizce bizi izliyordu.
'Uzatmamın anlamı yok. Olan oldu. Altında başka bir şey arama.' dedim arkamı dönüp yürümeye başlamadan önce.
Jungkook arkamdan 'Delirmişsin sen' diye bağırsa da arkamı dönmemiştim. Yüzümdeki yamuk gülümsemeyle kantini terk etmiştim. Onu da; arkamdan kendi aralarında fısıldaşan kantin ahalisini de umursamıyordum.
Önce birkaç dakika derslikte dersin başlamasını beklesem de buna daha fazla dayanamamış ve Jennie'ye mesaj atmıştım. Oturduğum sıradan kalkarak tuvalette olduğunu söyleyen Jennie'nin yanına gittim. Jennie beni görür görmez çığırmaya başladı.
'Go girl. Aferin benim kızıma!'
Bir yandan da bana sarılıyordu. Şaşkınlıkla konuştum. 'Nasıl yani? Olanlardan haberin var mı?'
'Tabi ki var kızım. Benim dedikodu ağımı bilmiyor musun? Dakikasında uçurdular bana haberlerini'
Bu kızın haberleşme gücü beni bazen korkutuyordu. Okuldaki gizli ya da sır olması fark etmeksizin her şeyden haberi olan, sevmediği insanlara; sahip olduğu bu dedikodu ağıyla hayatlarının en kötü günlerini yaşatabilecek kadar etkileyici bir kadındı. Asla düşman olmaya cesaret edemeyeceğiniz biri olduğu için Jennie ile en yakın arkadaş olarak hayatım boyunca en doğru kararı veren geçmişteki kendimi defalarca tebrik etmişliğim olmuştu.
'Ben anlatacaktım ama üzüldüm bak şimdi' dedim sahte bir üzüntüyle. Söylediğimle kahkaha atan en yakın arkadaşım bir an olsun ciddileşerek 'En azından bir yerden başlamış olmana ne kadar mutluyum anlatamam' demişti.
Ufak bir baş salladım önce buruk ifademle, tam konuşmak için ağzımı aralamıştım ki tuvalet kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.
'Ne yaptığını sanıyorsun sen?' Girenler; tabi ki kimseyi şaşırtmayacak olan Mina ve arkadaşlarıydı.
Omuz silktim umursamazca. Gözükebileceğimin en fazlası umursamaz gözükmek istiyordum.
'Ne yapmışım ki?'
'Lisa. Seni öldürürüm. Sen kimsin ki benim sevgilimi öpüyorsun!' Bu konuşmayı yapacağımızı biliyordum ancak beklediğimden erken olmuştu.
'Asıl sen, hangi cesaretle benim karşıma geçip konuşma yüzünü kendinde bulabiliyorsun?' dedim tek kaşımı kaldırmış bir şekilde. Gerçekten anlamıyordum. Nasıl bu kadar yüzsüz olabilirdi?
'O konu farklı, bu konu farklı.' Bir adım bana yaklaşarak, nerdeyse dibime girerek, tehditvari bir ifadeyle kurmuştu bu cümlesini. Bu yaptığı ise sinirini kontrol etmek de benden çok daha başarısız olan Jennie'nin siniri taşırmıştı bile. Onu omzundan iterek konuşmaya başladı.
'Mina, bir kez daha Lisa'nın karşısına geçme yüzünü kendinde bulursan tanrı şahidim olsun ki seni okulda dolaşabilecek yüz bulamayacak hale getiririm.'
Mina'nın korktuğunu görebiliyordum. Güldüm ve elimle Jennie'nin kolunu tutarak bana bakmasını sağladım. Göz göze geldiğimiz an ne anlatmak istediğimi anlamış ve sessizce arkama geçmişti bile. En yakın arkadaşların bazı zamanlar sözcüklere ihtiyaç duymadan anlaşabilmeleri gibi bir süper gücü vardı ve iyi ki de vardı.
'Evet o konu farklı, bu konu farklı ama senin yerinde olsam yine de ne yaparsam yapayım benim eksenimden içeri çok girmemeye çalışırdım.' Onu açık açık tehdit ediyordum ve bu tehditin onda oluşturduğu korkuyu da çok net görebiliyordum.
'Jungkook beni seviyor.'
'Biliyorum' Büyük bir umursamazlıkla söylemiştim bu cümleyi zaten bu okulda okuyorsanız Jungkook'un Mina'ya nasıl aşık olduğunu bilmemeniz imkansızdı o yüzden söyledikleri benim için şaşırılacak bir şey değildi.
'Ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama onu herkesin ortasında öperek beni üzemezsin çünkü o bana aşık'
Kahkaha attım. İçinde gram sahtelik barındırmayan, gerçek bir kahkahaydı bu.
'Seni üzmek mi? Tch Tch. Her zaman dünyanın senin etrafında döndüğü fikrine kapılıyorsun.'
Herkese Merhaba.
Bölümü beğendiyseniz oy kullanıp yorum yapın lütfen. Desteğinizi bekliyorum.
Sevgiler.🎈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burn Bridges -Liskook-
Fanfictionİntikam ateşiyle yanan bir kadın kötülük yapmak için ne kadar ileriye gidebilir?