Selamlar, yazma hevesim ilginize bağlı olarak değişiyor gerçekten yorum ve beğeni hiç yok
:( hikayeyi beğenip yorum yapmanız yazma hevesimi daha da arttırıyor. Lütfen yorum yapıp beğenmeyi unutmayın 🌸Keyifli okumalar ✨
ÖLÜM. Bu keliminin terim anlamına hakim olsam da pratik anlamda da çok sağlam yaşamıştım ölüm kelimesinin ağırlığını ama başkalarının ölümünü yaşamıştım. Anne ve babamın ölümü hatta kardeşimin ölümünü, kardeşim daha konuşmayı yeni çözmüşken öldürülen kardeşim, küçücük elleri aklımdan hiç gitmeyen kardeşim gözümün önüne elleri yüzü geldikçe üç gün boyunca uyuyamadığım kardeşim, anne ve babamdan bahsetmek dahi istemiyorum çünkü o tarafım o kadar eksik ve yaralı ki yıllarca onlara kavuşmak için dua ettim intihar edebilecek kadar cesaretli davrandığım bile oldu. Ama ölüme bu kadar yaklaştığım bir an olmamıştı. Şimdi ise ölüyordum ve beni yaşatacak kimsem yoktu.
Bilincimi kaybetmeden önce hatırladığım kısıtlı anlar vardı hayatım gözlerimin önünden geçmişti bunu hep yalan sanardım ama gerçekten hayatınız gözlerinizin önünden geçiyordu sonra "aç gözlerini!" Cümlesini hatırlıyordum güzel en azından vurulduğum fark edilmişti. Derin onun arkasından gelmediğimi fark edince onun üstüne silah seslerini duyunca zaten olayı anlayıp çoktan bizimkilere haber vermiş olmalıydı belki de başıma gelip ağlamıştır, hayır nevra biraz gerçekçi ol yıllardır profesyonel olmak için yetiştirilen kişilerden bahsediyoruz onlar asla planı tehlikeye atacak bir şey yapmazdı! Ama ben yapmıştım. Belki de planı bitirecek hamleyi yapmıştım neden yaptığım hakkında fikirlerim tabi ki var. Yıllarca bu plan için çalışırken, planı ezberlerken ortadan bir hafta kayboldum diye plana 'savaş' eklemesini yapmak beni içten içe sinirlendirmişti. Kendime karşı duygularıma karşı her zaman dürüst olan bir kızdım ben ve planın 'savaş' kısmına asla hakim değildim. Savaşın hayatına karakterine çalışmıştım ama benim odak noktam her zaman yiğit olmuştu o eve girme amacım, yiğitle birlikte olmak değil miydi zaten? Açıkçası planın o kısmını tamamen akışa bırakmıştık. Yiğitle nasıl birlikte olacağım kısmını, evlerine nasıl gireceğim kısmı A planı eve hizmetli olarak girmekti bu Mahir babanın planıydı işe yarayacağını hiçbirimiz düşünmüyorduk ama Mahir baba ısrarla bunu yapacağımızı söylüyordu anlam veremesek de Mahir baba dediği için yapmak zorundaydık.
Yavaş yavaş aralamaya çalıştım gözlerimi ama göz kapaklarımın üzerinde yük vardı sanki gözlerimi açmakta o kadar zorlanıyordum, gerçekten öleceğimi düşünmüş olmamın ağırlığı mıydı acaba? Çünkü kalbimin durduğunu hissetmiştim nefes alamadığımı.
Bir kez daha gözlerimi açmaya çalıştığımda bu kez başarılı olmuştum ve direk ahşap tavanla göz göze gelmiştim. Ahşap tavan mı olurdu ya? Şu an tek derdin bu mu nevra?Kafamı sağa-sola çeviremeyecek haldeydim kaç gündür burada yatıyordum allah aşkına? Bacaklarım yerinde miydi acaba? Çünkü her yerim uyuşuktu verilen narkozdan olmalıydı muhtemelen ama allah aşkına ben neredeydim?! Gelen öksürme isteğimle bir-iki defa zorla öksürünce odaya hemen beyaz önlüklü gözlüklü doktor olduğu anlaşılan yaşlı bir adam girdi.
"Uyanmışsın" dedi gülümseyerek, bulanık görüyordum ve gözlerim tekrar uyumakta ısrarcıydı "nasıl hissediyorsun kendini?" dedi doktor, ben buna cevap veremem demek istesem de "kö-tü" dedim yavaş yavaş konuşarak, bir kelime konuşmak bile benim için zordu vurulmak böyle bir şey miydi? Berbatmış! Daha güzel bir şey sanardım, neremden vurulduğumu bile bilmiyordum üstelik bu nasıl bir vurulmaydı?
"Çok normal, ağır yaralıydın yaklaşık bir haftadır uyutuyoruz seni yaşamam mucize" dedi yaşaman mucize mi? Bu mucizeyi ilk defa yaşamıyorum ben doktor, ailemin öldürüldüğü o gün de bi mucize sayesinde hayatta kalmıştım. Mucizeler peşimi bırakmıyordu "burası has-tane de-ğil" dedim kekeleyerek, çevreme çok az bakınmaya çalıştığımda bunu görmüştüm çünkü kahverengi döşenmiş ahşap bi odanın içindeydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefes
General FictionGözlerini, yüzümden bir an olsun ayırmamıştı. Ürkmeye başlamıştım ama kendimden ödün vermiyordum. Karşımdaki adamı tanımak benim için güçtü bambaşka biriyle konuşuyor gibiydim. "Enkazına mı bakıyorsun?" dedi kısık sesle, çok uzun zamandır sesini duy...