Bölüm-21

103 17 30
                                        


Selam Napıyorsunuz, nasılsınız?
Keyfiniz umarım yerindedir 🫶🏻
Yorumlarda buluşalım, konuşalım lütfennnnn hepinizle tek tek konuşmak istiyorum. Düşüncelerinizi fikirlerinizi okumak istiyorum.

Oy verip yorum yapmayı unutmayalım!
Sevgilerimle 🌸




"Tamam...geliyorum..." dedi savaş, başına sallaya sallaya adamı onaylamış ve telefonu kapatmıştı. "Noldu?" dedim aniden gelen istemsiz bir stresle, yüz ifadesinden kötü bir şey olduğuna neredeyse emin olmuştum.




"Demir uyanmış..."








Şu an iliklerime kadar hissettiğim tek bir şey varsa oda bu planın en tehlikeli kısımlarının başladığıydı konu savaş başaran ve benim neler yaşayacağımız değildi aslında bu oyunu nereye kadar sürdürebileceğimizdi. Olduğum yerde durup sadece savaşa bakıyordum. Kafamdan geçenler beni korkutuyordu. Savaş zeki bir adamdı, Demirin anlattıklarından sonra parçaları birleştirebilirdi. Demir solmaz ablayı tanıyordu ve şu an için en kötüsü buydu. Emin olduğum tek şey vardı oda savaşın demirin ağzından işine yarar bir şeyler kesinlikle bulacağıydı.


"Bende gelebilir miyim? merak ederim burada böylece oturursam" dedim. Endişeliydim ve eminim ki bunu savaşa da yansıtıyordum. Başıyla onaylayıp üzerini giymek için odasına gitmişti. Savaşın gitmesini fırsat bilip hemen gruba girdim.


"DEMİR UYANMIŞ SAVAŞLA ÇİFTLİĞE GİDİYORUM" yazıp çıktım. Ekip ne yapacaktı bilmiyordum bildiğim tek şey demirin konuşmasını engellememiz gerektiğiydi. Bunca yıldır hazırlanıp nasıl bu kadar basit hatalar yapmıştık aklım bunu almıyordu. Solmaz abla, neden devreye girmişti? mahir baba neden özellikle solmaz ablayı hep devreye sokuyordu?


Üzerimi nasıl giyip çıkmıştım hiç bilmiyordum. Geç kalmamak için acele davranmıştım çünkü savaş özellikle beni bu konuda uyarmıştı. Arabayı o kadar hızlı kullanıyordu ki sabırsızlandığı her hareketinden belliydi. Demir, ona aylardır sorduğu sorunun cevabını verecekti.

"Buseye haber vermelisin bence" dedim. Şu an düşündüğü tek şey demiri konuşturmak olduğu için buse onun için geri planda kalmıştı. "Yarın" dedi. Tek kelimelik bu açıklama aslında şu an benim de onun için geri planda olduğumun kanıtıydı. Saat ikiye geliyordu. Belki de öğreneceğini öğrenip direk kafasına sıkardı.





Yaklaşık kırk dakika sonunda savaşın ekstra hızlı gitmeleri sonuç vermişti. Çiftlik yolunu girmiştik. "Ya konuşmazsa?" dedim kendimi tutamayarak, kafasındaki her planı bana açmasını beklemiyordum ama birazcık da olsa bahsetmesi bizim işimize gelirdi.


"Öyle bir ihtimal yok. Onu zayıf karnından vuracağım" dedi. Savaş başaranın kim olduğuyla şu dakikalarda daha net yüzleşiyordum. Yüzündeki o sabırsızlık ve o tehlikeli heyecanı dışarıya yansıyordu. Kafasından ne kadar canice şeyler kurguladığını ve ondan saklanan bir gerçeği öğrenip onun intikamını alacak olmanın hazzıydı yüzündeki "Buse'den mi yani?" dedim sesim yine tedirgin çıkmıştı.


"Buse'den ve ailesinden" dedi arabasını park etmeden hemen önce bakışlarımı arabadan inmeden önce son kez döndürdüm ona, savaş başaran bu işin peşini asla bırakmayacaktı. "Çok gergin ama aynı zamanda heyecanlı görünüyorsun" dedim.


"Demir ortaya çıktığından beri bu işin peşindeyim, bırak bilgiyi ipucu bile bulamadım. Ama çok bile saklandılar, kim olduklarını öğrenme zamanı geldi"
Kontrollü davranmak zorundaydım, savaşın bu kararlı tavrı karşısında ekiple işbirliği içinde olmak tek şansımızdı.


Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin