Geçen bölüme gelen oylar ve yorumlar beni çok mutlu etti 💕 hepinize tek tek teşekkür ederim.
Başından beri beş kişi olsak bile, hep iletişim halinde olup hikaye hakkında yorumlaşıp değerlendirmemiz konuşmamız, tek isteğimdi. O isteğim çok güzel ilerliyor teşekkür ederim 🙏🏻🌸 Oy verip yorum yapmayı unutmayalım merakla bekliyorum 🧚🏻♀️
Oylarınız ve desteğiniz için teşekkür ederim 💕bu bölümü size ithaf ediyorum;
"Eğer evlenmezsek ikimizi de öldüreceklermiş..."
"Ben..." diyip duraksadım kısık ses tonumla, kafam hala eğikti. Yüzüne bakıp ne diyeceğimi bilmiyordum ekip beni durumdan haberdar etmemişti. Kendi kafamdan bir şeyler uydururdum ama nereye kadar idare edebilirdim ki? Mahçup olmuş gibi davranıyordum. Bu konuda başarılı olduğumu "Bu konunun seninle bir ilgilisi yok rahat ol mina" demesinden anlamıştım.
"Niyetlerinin ne olduğunu anlamıyorum çünkü beni araştırdılar kim olduğumu gördüler. Ona rağmen tehdit savurdular seni almakta kararlı olduklarını düşündüm. Sonra gelip bana, sizi rahat bırakırız ama evlenirseniz gibi saçma bir teklifte bulundular" dedi kafasında senaryoyu oturturamıyordu. İçten içe şüpheleniyordu.
"Onlardan nefret ediyorum" dedim. Eğik olan kafamı kaldırıp sonunda gözlerimi, gözleriyle buluşturmuştum. "Ailenin sana olan tavırlarında Oturmayan bir şeyler var mina" dedi, şüpheleniyordu hem de hiç olmadığı kadar şüpheleniyordu.
"Yıllardır ben ne yapmaya çalıştıklarını anlasam sana bu konuda açıklama yapardım ama bende anlamıyorum" dedim yapabileceğim en, makul açıklama buydu ve öyle de yapmıştım.
"Savaş, bu konuda elinden geleni yaptın. Daha fazlasına gerek yok gerçekten" dedim. İştahım gerçekten kaçmıştı, canım da çok sıkılmıştı ve elimden geldiğince bunu savaşa yansıtıyordum. "Çok utanıyorum bu durumdan başka bir devirde yaşıyor gibiler" konuyu genelleyerek, konuşmaya devam ediyordum.
"Aileni seçemiyorsun maalesef" dedi . O hala yemek yemeye devam ediyordu. Söyleyeceğini söylemiş ve benim huzurumu çoktan kaçırmıştı, hemen ekiple konuşmalıydım. Savaş başaran, bana tuzak mı kurmaya çalışıyordu? Her şeyi düşünmek zorundaydım.
"Senin seçme hakkın olsa yine aynı ailede mi olmak isterdin?" bu ani sorumun nedenini henüz ben bile çözememişken savaş, yemeğini bırakıp yüzüme anlamsızca bakmıştı. "Konu ailen olduğunda çok geriliyorsun" dedim.
"Herkesin bir yarası vardır" dedi beyaz şarabından bir yudum alıp sesli bir şekilde yutkunmuştu. "Demek ki yaralarımız aynı yerdenmiş" dedim.
"Doyduysan kalkalım mı?" dedi söylediğimi umursamamıştı, duymamazlıktan gelmeyi tercih etmişti ama ben bu tercihine saygı duyacak biri değildim. Bugün üzerine gitmeye kararlıydım.
"Biraz sahilde dolaşalım mı?" dedim hesabı ödeyip hemen arkamdan gelmişti. Kafasıyla onaylamakla yetinip karşıdan karşıya geçip sahil kısmına ilerledi.
"Nerede şarkıcılık yapıyordun sen?" dedi artık normal iki insan gibi sohbet ediyor olmamız güzeldi. "Babanın sana bu kadar çok öfkeli olmasının bir sebebi de buymuş öyle dedi" banka oturmuş çoktan sigarasını yakmıştı. Savaş başaran, hiçbir şeye bağımlı olmadığı kadar bağlıydı sigarasına, depoda sahte babam ve abimden beni kurtardığında aslında şarkıcılık olayını duymuştu. Dikkatli dinlemediği çok belliydi çünkü çoğu şeyi o zaman duymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefes
Ficção GeralGözlerini, yüzümden bir an olsun ayırmamıştı. Ürkmeye başlamıştım ama kendimden ödün vermiyordum. Karşımdaki adamı tanımak benim için güçtü bambaşka biriyle konuşuyor gibiydim. "Enkazına mı bakıyorsun?" dedi kısık sesle, çok uzun zamandır sesini duy...