Selamlar, Bölüm yayınlama hevesim tamamen sizlere bağlı ne kadar çok yorum ve oy gelirse yazma isteğim de o kadar artıyor. Desteğinizi görmek bana motivasyon oluyor. 🥺Keyifli okumalar ✨🥰
Bu bölümü her bölüm oy ve yorumlarıyla yanımda olan birine ithaf ediyorum sevgilerimle ♥️ dystinabell '
Fevri ve Dengesiz şu iki kelime hayatımı özetleyen yönlendiren kelimelerdi, eğer annem ve babam yaşıyor olsaydı soracağım sorulardan bir tanesi bu olurdu. Hep böyle ani kararlar mı alıyorum? Plana dahil olup/olamama aşamam da derin kemal abi hatta Mahir baba bile bu yönümü hemen görmüştü.
'Çok ani düşünüyorsun nevra, sezgisel haraket ediyorsun bu bize eksi yazar bizimle sahada olman mümkün değil' bu cümle ve bu cümle gibi birçok cümle benim yıllardır duyduğum cümlelerdi, onların bana yaptığı baskıyla daha çok bu yönlerimi öne çıkardığımı düşünüyordum zaman zaman çünkü hem bir planda olmayı bu kadar çok istemek hem de o planı her seferinde eline yüzüne bulaştırmak sadece benim gibi birinin yapacağı bir şeydi.Savaşın, sorgulayan bakışlarını yüzümde hissediyordum ama onun olduğu yöne dönüp hiç bakmadım. Baksan mı nevra? O yüzüne bakmakta ısrarcı ayrıca daha ne kadar suratıma bakacaktı? "Sana sorumu soramadım" dedim umursamaz bir tavır sergilemeye özen göstererek "onu sorucam" dedim gülümseyerek, tatlı olmaya çalışmıyordum. Daha doğrusu sempatik-tatlı biri değildim nevra değildi. Ama Mina'nın yeri geldiğinde tatlı ve sempatik olması gerekiyordu ve umarım suratımda yerleştirmeye çalıştığım gülümseme efektlerim yüzüme oturuyordur.
"Az önce hıçkırarak ağlıyordun? Ne değişik bir kızsın sen?" dedi sorgular bakışlarıyla beni anlamaya çalışıyordu. İlk başlarda kim olduğumu, düşman mı? dost mu? Olduğum hakkında teoriler üretiyorken şimdi sadece ben ve karakterim hakkında yorum yapıyordu. "Arabayı çalıştıracak mısın? Sonra da klimayı açarsan iyi olur üşüdüm." dedim söylediğini umursamayarak, sen hiçbir şeyi umursamıyordun zaten nevra ve benim konu değiştirme hızım onu yine şaşırtmıştı ama yine de bir-iki saniye daha duraksayıp sonra arabayı çalıştırdı. "Ağlamak insanı ısıtıyor bence ama sonrasında -yani ağlama sonrasında sebepsiz bir titreme geliyor sana da oluyor mu?"
"Benimle sohbet etmeye mi çalışıyorsun?" dedi yola odaklıydı, beni eve bırakacak mıydı? bırakmayabilirdi. Bugün bu iletişimi uzatabildiğim kadar uzatmalıydım. "Hayır soru sordum sadece"
"Bana soracağın soru bu muydu?" dedi, savaş sen de muhabbeti uzatıyorsun işte! demek istedim savaşa ama tabi ki demedim.
"Beni eve bıracak mısın?" dedim konuyu yine değiştirerek, "yoksa uygun bir yerde bırakırsan taksiye bineyim gerçi taksi bulmak zor biraz ama hallederim" dedim cümlemi kurarken savaşa asla bakmıyor aksine kollarımı bağlamış umursamaz bir tavır gösteremeye gayret göstererek dışarıyı izliyordum.
"Seni bırakacaklardı zaten neden benim arabama bindin?" dedi ışıklarda durdu ve kafasını çevirip bana baktı ben onun aksine dışarıyı izliyordum ya da izliyor gibi yapıyordum ama tüm dikkatim ondaydı. "Ne çeşit bir manyaksın sen?" Bu cümlesiyle beraber bakışlarım yavaştan ona dönmüştü. "Benden uzak dur nidaları döküp arabama biniyorsun" keyfimden binmiyorum gerizekalı! "Üstene bir de benimle sohbet etmeye çalışıyorsun"
"Of ne uzattın, seni bir daha göremeyeceğim zaten Bende o çocuğun niye seni vurmak istediğini merak ettim? Misal o kızla olayını merak ettim, kısaca ben sağlam bir hikaye için mi vuruldum?" bunu merak etmemi beklemiyordu muhtemelen çünkü yüzüme çok şaşırmış bir şekilde bakıyordu. O bakmaya devam ederken ben "yoksa ben boku bokuna mı ölecektim?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefes
General FictionGözlerini, yüzümden bir an olsun ayırmamıştı. Ürkmeye başlamıştım ama kendimden ödün vermiyordum. Karşımdaki adamı tanımak benim için güçtü bambaşka biriyle konuşuyor gibiydim. "Enkazına mı bakıyorsun?" dedi kısık sesle, çok uzun zamandır sesini duy...