Merhaba arkadaşlar, lütfen yazacaklarımı okuyun 🙏Hikayeye başlarken on kişi olsak bile devam edeceğime dair karar alıp öyle başladım.
Maksat burada etkileşimde olup beraber kendimize küçük bir dünya yaratmaktı. Geldiğimiz noktada Hikayenin okunmaları beni gerçekten çok mutlu ediyor ama aranızdan sadece 1-2 kişi oy verip yorum yapıyor bu beni çok üzüyor bölümü altmış kişi okuduysa sadece iki kişinin oy atıyor olması bir kişinin yorum yapması benim yazma hevesimi alıp götürüyor ben sizlerle etkileşimde olduğumda daha çok yazmak istiyorum...oylarınızla yanımda olmanızı, yorumlarınızla düşüncelerinizi paylaşmanızı da merakla bekliyorum. lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın.
Hikayemizi arkadaşlarınızla paylaşıp büyümemizi sağlarsanız çok sevinirim ❤️
Kaç dakika daha karşımda yatan sedyedeki kişiye bakacaktım bilmiyordum ama kapının önünde adeta dikili kalmıştım. Nasıl bir oyunun içindeydik? ve bu başaranların bilmediğimiz kaç yönü/olayı vardı. Savaşın beni burada görmemesi gerekiyordu şu an bildiğim ve kavradığım tek şey buydu eğer beni burada görürse nasıl açıklama yapardım bilmiyordum.
Odanın kapısını kapayıp hemen odama dönmek için eve doğru yürümeye başladım. Kimsenin beni görmemiş olması şu an tek dileğim olabilirdi.
Hızlı adımlarımı odaya yönlendirdim aslında mutfağı toparlamam gerekiyordu ama uyumayacağımı varsaydığımda sabaha doğru da yapabilirdim. Önce kendime gelmek zorundaydım.Kaç dakika ya da saat oturup sadece tavana bakarak düşündüğümü bilmiyordum ama boş boş sadece tavana bakmıştım. Saatler sonra elime telefonu alıp uygulamaya girdim, Güneş doğmak üzereydi ve ben gruba şu mesajı yazdım;
"Demir yaşıyor..."
Bir dakika sonra ikinci mesajı attım.
"Demir başaranların çiftliğinde tedavi odasında yaşıyor..."
Ne yapmam veya ne yapmamam gerektiğine dair hiçbir fikrim yoktu. Demir'in öldü bilgisi bize ulaşmıştı ama Demir yaşıyordu ölmemişti, busenin bundan haberi var mıydı? Dahası savaşın Demir'i yaşatma amacı neydi? Bu denklemin içinde kendi kendime sorular soruyordum ama cevaplarını alabileceğim tek kişi savaştı, savaşta böyle bir şeyi şu an bana asla anlatmazdı.
Gözlerimin artık istemsizce kapanıyor olması günün benim için ne kadar ağır ve yorucu olduğunu belli ediyordu. Gözlerimi uykuya teslim ederken aklımdaki onlarca soru da cevapsız kalmıştı.
Kabuslarım arasında dışarıdan gelen atların sesleri beni uyandırmak için adeta çaba gösteriyordu. Uykuya dalmak benim için eziyet uykudan ayılabilmek ayrı eziyetti. Gözlerimi yavaştan açtığımda aklıma gelen ilk şey dün gece sedye de yatan demirdi, ne yapmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Hala şoktaydım ama bizimkilerin ne yazdığına girip bakmalıydım. Onlar bana akıl verebilirdi -umarım- elime telefonu alıp gizli uygulamamıza girdim.
Saat 10'a geliyordu gruba mesaj atmışlardı heyecanla mesajları açtım.
"Şaka mı bu?" Yazmıştı derin.
"Yaşaması imkansız, bizzat gözlerimle gördüm delik deşik ettiler" yazmıştı tekrar derin.
"Adamın cenazesini kıldılar lan!" Yazmıştı kuzey.
Cenazesi bile mi yapılmıştı? İnanamıyordum."O olduğuna emin misin?" yazmıştı Kemal abi tabi emindim oydu! Gözlerimle görmüştüm yaşıyordu.
"Acilen toplanmamız lazım" yazmıştı en son Mahir baba, ne olduğunu anlamamıştım ama sanırım acilen eve dönmek zorundaydım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefes
Ficción GeneralGözlerini, yüzümden bir an olsun ayırmamıştı. Ürkmeye başlamıştım ama kendimden ödün vermiyordum. Karşımdaki adamı tanımak benim için güçtü bambaşka biriyle konuşuyor gibiydim. "Enkazına mı bakıyorsun?" dedi kısık sesle, çok uzun zamandır sesini duy...